****

Kahvaltı için büyük salona girdiğinde meraklı bakışlar üzerine toplanmıştı. Göz devirme isteğini bastırarak Slytherin masasında boş bir yere oturdu. Bu bakışları biliyordu. Zorba çocuklara hadlerini bildirirken ona böyle bakarlardı. Korkarak.

Anlaşılan Karanlık Lord'u yenecek kadar güçlü olan çocuğun bir Slytherin olması onları korkutuyordu. Gerçi bu işine gelirdi. Kahraman olarak anılmaktansa korkulan kişi olmayı tercih ederdi. Bu daha tanıdık bir duyguydu.

Kimseyi umursamadan yemeğini yemeğe başladığında bakışlar üzerinden çekildi. Bakmasalar da onun hakkında konuştuklarının bilincindeydi.

Kahvaltısını bitirmiş, ders programlarının dağıtılmasını beklediği sırada bakışları öğretmenler masasına kaydı. Dumbledore gösterişli sandalyesinde oturmuş Mcgonagall'la konuşuyordu. Onlara fazla bakmayıp adını bildiği üçüncü kişiye döndü. Profesör Quirrell'la Hagrid'le birlikteyken Çatlak Kazan'da tanışmışlardı. Başındaki sarığı çıkartmayan profesörün arkası dönüktü ve omuzlarına kadar siyah saçları olan başka bir profesörle konuşuyordu. Birdenbire yara izinde hissettiği acıyla son anda elini alnına götürmemeyi başardı. Bu oldukça garipti.

"Duydunuz mu? Gringotts'u soygunuyla ilgili yeni bir açıklama yapılmış. Soydukları kasa aynı gün daha önceden boşaltılmış." diyen öğrenciyle bakışlarını profesörlerden çekip çocuğun elindeki gazeteyi istedi. Haberde bahsedilen kasa tam da Hagrid'le gittiği kasaydı.

"Oranın en güvenli yer olduğunu sanıyordum. Tabi Hogwarts'tan sonra." diyen çocuğa baktı. Tabi Hogwarts'tan sonra... Bunu ikinci duyuşuydu. Hagrid de Gringotts'u anlatırken bu cümleyi kurmuştu.

Fark ettiği şeyle kaşlarını çattı. Çalmaya çalıştıkları paketi Gringotts'tan daha güvenli götürebilecekleri tek yer Hogwarts'tı. Kasanın boşaltılmasını istediğine göre Dumbledore paketin peşinde birilerinin olduğunun farkındaydı. Bu yüzden de paketi koruyabileceği en güvenli yere getirmişti. Hogwarts'a.

Öncelikli işlerini hallettikten sonra bu konuda da biraz kafa yorsa iyi olacaktı. Dumbledore'un hareketlerini takip etmek ilerde işine yarayabilirdi.

****

Sonunda dersler bittiğinde kütüphaneyi aramaya koyuldu. Profesörler şimdiden tonla ödev vermişti ama onun aklında o an için tek bir şey vardı. Lord Voldemort'un okul yılları.

Nasıl ulaşacağını bilmiyordu ama gerekirse o tarihlerde mezun olan her Slytherinliyi araştıracaktı. Lord hakkında öğrendiği her bilgi onun için kârdı ve belki bu sayede geri dönmesini sağlayacak birkaç ipucu bulabileceğini düşünüyordu.

Kütüphaneye girdiğinde sabahtan beri olduğu gibi tüm gözler ona çevrildi. O da sabahtan beri olduğu gibi hiç istifini bozmamıştı. Gözlerin üstünde olmasına son bir kaç yıldır alışmıştı zaten.

Üzerindeki tanıdık bakışlara bu sefer anlam veremiyordu. Yıllardır gördüğü korkulu bakışların hedefi olmayı bu sefer gerçekten hak etmiyordu. Daha hiçbir şey yapmamıştı ki. Ondan korkmalarının hiçbir anlamı yoktu.

Eline aldığı 1940'lı yıllara ait Slytherin yıllığına baktı. Slytherin... Onları korkutan kesinlikle bu olmalıydı. Herkesi kurtaran kahraman Harry Potter bir Gryffindor değil, Slytherin olmuştu.

Son yıllardaki 'Slytherin binası Karanlık Sanatlara Eğilimlidir.' algısı yüzünden kahramanlık sıfatı Karanlık Lord'u deviren yeni karanlık lord adayı olmakla değişmiş olmalıydı. Bu durumun onun için pek bir şeyleri değiştirdiği söylenemezdi.

Evet, belki yeni karanlık lord olmayı düşünmüyordu ama Voldemort'a tüm sadakatini adamayı düşündüğü doğruydu. Sadece Slytherin'e seçildiği için bu kadar korkmaları komik geliyordu. Bu bile bu kadar etkiliyken ileride yapacağı şeylerin yankılarından büyük bir zevk duyacaktı.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Where stories live. Discover now