BÜYÜ

6.4K 99 5
                                    

Gelelim büyü ve sihir mevzusuna, her zaman belirttiğimiz gibi masonik örgütler birçok kanaldan beslenmektedirler. Bu kanallardan en önemlilerinden biri ise büyü ve sihir mevzusudur. Masonluğun ilerleyen derecelerinde kişilere çeşitli büyü yapma yöntemleri de öğretilmektedir. Özellikle kötü amaçlar için kullanılan kara büyü yöntemleri masonlukta revaçtadır.

Sihir, insanlara yönelik olarak tabiatüstü gizli güçlerin yardımı ve aracılığıyla belli bir maksadı gerçekleştirmek ve belli bir gayeye ulaşmak için uygulanan ve etkili olduğu kabul edilen eylem; bir şeyin veya olayın gerçek hüviyetinden uzak olarak başka bir halinin gösterilmesidir. Sihir, İslam'ın kesin olarak yasaklayıp reddettiği bir inanç ve işlem olup tabiat kuvvetleriyle insanlara bir takım etkilerin yapıldığı söylenen ilkel bir anlayış ve olgudur.

(Süleyman tapınağından bir parça)

Peki dinimizde büyü ve sihir var mıdır? Kuranı kerime göz atacak olursak, orada Hz. Süleyman peygamberin dönemine dikkat çekildiğini açıkça görebiliriz;

"Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Hâlbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!" (Bakara Suresi /102)

Ayetten de açıkça anlaşılacağı gibi büyü ve sihir kesinlikle mevcuttur. Ayrıca Allah Felak süresinde "düğümlere üfleyenlerin şerrinden" Allah'a sığınılmasını söylemektedir. Düğüme üflemekte çok eski bir büyü yöntemidir. Zarar verilmesi istenen kişinin adı anılarak bir ipe düğümler atılır ve çeşitli sözler söylenir. Bu düğümlenmiş ip kimsenin bulamayacağı bir yere gömülür. Bundan sonra kişi kendini iyi hissetmez ve hastalanır. Bazı hadis kitaplarında bir kadının peygamber efendimize böyle bir büyü yaptığı ve bu yüzden Felak ve Nas sürelerinin indirildiği açıklanmaktadır. Nas süresinde ise cinlerden ve insanların şerrinden Allah'a sığınılması gerektiği belirtilmektedir. Bazı sihirlerin oluşabilmesi için, büyücülere cinlerin yardım ettiği söylenmektedir. Her iki süre dua mahiyetinde olup insanları bu tür zararlardan korumak için indirilmiştir.

Büyü, eski kavimlerde mevcuttu. Keldânîler'de, Keldânî büyüsü, her yere dağılmış olan perilerin tabiat hadiselerini vücuda getirdikleri itikadına dayanıyordu. Bazı yaratıklar şeytanî bir kuvvetle mücehhez idiler. Bununla beraber, bu kuvvet erkekten ziyade kadında bulunuyordu. Cadılar ve şeytanlar insanların bedenine girmek gücüne sahip idiler.

Mısır'da: Musa (a.s.)'dan evvel Mısırlılar, kanunen caiz olan bir büyü kabul ediyorlardı. Ancak kanunen yasak olan büyünün her türlü icra usullerini daha az bilmez değillerdi.

Sihirbazların hayata ve ölüme tasarruf ettiklerine, iyi veya kötü cinleri yardım için çağırma gücüne sahip olduklarına ve tabiat kuvvetlerini diledikleri gibi kullanabileceklerine inanıyorlardı.

Uzak Şark'ta: Çinliler büyünün her türlüsüne karşı derin bir alâka besliyorlardı. Konfüçyüs'ten önceki dönemlerde Wu denilen bir tür cadı, devletin sosyal yapısında resmi bir mevki sahibi idi. Büyü usulleri arasında geleceği bilerek geleceğe ait hususları söylemeye, cinleri uzaklaştırmaya alışıyorlardı.

İLLUMİNATİWhere stories live. Discover now