THULE SOCİETY

597 10 0
                                    

Hitler'in ve dolayısıyla Nazizm'in temellerini oluşturan, bir Türk tarafından İstanbul'da kurulan bir tarikat; Thule Tarikatı...

Örgüt, adını Thule Kornen den almıştı. Thule, İzlanda efsanelerindeki batık bir kıtanın adıdır. Ayrıca, Grönland'ın batısında, hâlen bir Thule kenti bulunmaktadır. Kornen ise, hem yarımada, hem de boynuz anlamına gelmektedir. Thule Kornen, Thule yarımadası anlamına gelmekle beraber, Thule kentinin gerçek adı Qaanaak'tır.

Kökleri, kayıp kıta MU uygarlığına dayanan bu öğretinin temel taşları, insan psikolojisinin bilinmeyen yanları ve zaman boyutları idi. Amaçları, zamanda insan ve taşıt naklini gerçekleştirerek, dünyanın kaderini değiştirip üstün bir ırk meydana getirmek ve üst zekalılarla diyaloga geçmekti. Ayrıca M.K.Atatürk'ün de kayıp kıta MU ile çok yakından ilgilendiği ve çok ciddi araştırmalar yaptığı bilinmektedir.

Vladimir Terziski tarafından hazırlanan The Secrets of The Third Reich (üçüncü reich'ın sırları) isimli video filminde, Nazi Thule ve Vril örgütü üyelerinin, dünyadışı canlılarla telepatik temas kurduklarını ileri sürülmüştür.

Hitler'i oluşturan 'Thule' adlı bir kardeşlik örgütüdür ve bu örgütün tüm dinler karşısında pagan bir düzen kurmak amacı vardır. Dinlerle savaş ve yeni dünya düzeni oluşturma amacı tüm yeraltı gizli örgütlerin ortak özelliğidir. Bu Avrupa kökenli örgütlerin oluşumunda İstanbul da önemli rol oynamıştır. Özellikle Hitler'i 'yaratan' Thule adlı örgütün İstanbul'da bir Türk vatandaşı tarafından kurulduğunun Türk, Alman ve İsrailli araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmasından bu yana İstanbul'un gizli yeraltı ezoterik örgütlerinin yaşamındaki yeri meselesi özel incelemelerin alanı haline gelmiştir.

İşin bir başka yanı; bu gizli örgütlerin sürekli olarak birbirleriyle ilişkileri olduğudur. Bu nedenle de tarihe yön vermek misyonu ile ortaya çıkan birçok büyük insanın kendi yollarında ilerlerken yolları kesişir. Örneğin Hitler'in gençliğinde çok etkilendiği ve esinlendiği lider adaylarından bir tanesi Avrupa'daki bolşeviklerin başı V.İ.Lenin'dir.Lenin de ezoterik ve okültik bilimlere ilgisi büyük olan bir insandı. Bu ilgisi onu karanlık örgütlere çekmiş olabilir. Lenin'in hayatının gizli yanlarının ipuçlarını sürdürdüğümüzde onun da İstanbul'a bağlandığını görürüz. Lenin'i Hitler'in hayran olduğu bir karanlık bilimler uzmanı ile tanıştıran kişi Helena Petrowna Blavatky'in, 1850 yılında bir Rus dans ve sirk grubuyla İstanbul'a geldiği ve şehirde uzun yıllar yaşadığı biliniyor. Onun İslam ezoterizmi ve okültizmi konularında İstanbul'da bilgiler aldığı ve sonra da Tibet ve Hindistan'a giderek ortadan 10 yıl boyunca tamamen kaybolduğu da ortaya çıktı.

Kan ve toprağa tapınmanın sembolü gamalı haçı bayrak yapan nasyonal sosyalizm ile dünyaya adalet getirmek gibi bir hedef deklare eden bolşeviklerin ortak yanı dünyada örgütlü dine karşı savaş açmış olmalarıdır. Bu farklı görünen savaşların temelinde aynı karanlık örgütlerin bulunması hiç şaşırtıcı değildir; çünkü bu tür örgütler ilk önce dünyanın düzenini bozup sonra yıkıntılar arasında yeni düzen kurmaya çalışırlar. Bugün de Ortadoğu'da benzeri yaşanan bu yıkıp yeniden yapma işinin temelinde de benzer emellere sahip karanlık örgütler vardır. Dünyada var olan düzeni sarsıcı hareketlere girişen hemen her liderin arkasında onu güçlü tutan bir örgüt vardır. Bunu anlamadan liderlerin nasıl ortaya çıktığını ya da korunduklarını anlayamazsınız.

İşte Nazizm ve Thule tarikatı arasındaki ilişkinin temelleri;


2. Dünya Savaşı sonlarına doğru yıkılan Nazi Karargahı'na girildiğinde, hiç akıllara gelmeyen bir şeyle karşılaşılmıştı. Yıkıntılar arasında 12 Tibetli rahibin cesedi bulunuyordu. Bu duruma o yıllarda hiçbir anlam verilememişti. Savaş bitip de herşey normale dönmeye başladıktan sonra bu durum birçok kimsenin dikkatini çekmeye başlamıştı: Nazi karargahında 12 Tibetli rahibin işi neydi? Bu soru, uzun bir süre zihinleri meşgul etti. Ortaya çıkan sonuçlar bir hayli düşündürücüydü: Naziler Şambala'yla irtibattaydı!...


Thule efsanesinin kökeniyse kayıp bir uygarlığa dayanmaktaydı. Bu da Nazizm'in temelini oluşturuyordu. Bu efsane altında birleşen bir grup, Thule adında gizli bir tarikat kurdular. Nazi partisinin 7 kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt, Thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu;

"Thule'nin tüm sırları, eski kayıp bir uygarlığa dayanır. İnsanoğlu ile 'dış zekalar' arasında bulunan bazı aracı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar. Bu güç kaynağı, Almanya'yı dünyaya egemen kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacaktır."

Gizli Thule tarikatı'nın üyeleri arasında Rudolf Hess, Karl Haushoffer, Alfred Rosenberg ve Adolf Hitler gibi önde gelen isimler bulunmaktaydı. Nazi partisinin kurucu üyelerinden ve Thule tarikatının önde gelen isimlerinden Karl Haushofer'in, birtakım normal ötesi yeteneklere sahip olduğu bilinmekteydi. Örneğin ileri derecede geleceği bilme yeteneği vardı. Olacakları daha önceden haber verebiliyordu. Düşmanın saldıracağı saati, top mermilerinin düşeceği noktaları çevresindekilere söyleyebiliyordu.

Buna benzer şekilde Hitler'in de garip yeteneklere sahip olduğu tespit edildi. Daha sonraları Hitler'in majik çalışmalar gerçekleştirdiği de ortaya çıktı. Bunlardan en belirgin olanı, radyodan yaptığı konuşmalarda, ses majisi denen majik bir yöntemi kullanmasıydı. Bu yöntem, büyük kitlelerin etki altına alınmasında büyük rol oynamıştır.

İşin bir başka ilginç noktası ise Nazilerin kullanmış olduğu sembolleriydi. Bu şekil öyle rastgele seçilmiş bir sembol değildi. Gamalı haç, insanlığın kullanmış olduğu en eski sembollerden biridir. Dünyanın pek çok köşesinde bu sembole rastlanmıştır. Eski uygarlıkların kullandığı en önemli sembollerden biri olan bu sembolü daha da ilginç yapan özellik, bunun bir Mu sembolü olmasıydı.


Tüm bilimsel yasalara karşı amansız bir savaş açan Hitler, acaba bu gücünü nereden almaktaydı?. Bu büyülü ve gizemli gücün adı, Thule örgütüydü. Bu örgütün kurucularından, şair ve gazeteci, Dietrich Eckardt, 1920'lerde, mimar Alfred Rosenberg ve Karl Haushoferle birlikte, Hitler'e, mistik Doğu'nun gizemlerini öğretmiş ve Hitler'in, o yıllarda bu örgüte katılmasını sağlamıştır.

Kısacası fazlasıyla mistik, ilginç ve önemli bir tarikattır; Thule Tarikatı..


İLLUMİNATİWhere stories live. Discover now