Jungkook derin bir nefes vererek, Namjoon'a baktı, "ama bu durumda insanların üstüne gidilmemeli Namjoon." uzun boylu gibi ayağa kalkmış ve göz hizalarını azaltmıştı. "burada olsun olmasın, bir katil var, birlikte olmamız gerekiyor. İşte şimdi birbirimize muhtacız, bunu aklında bulundur."

Namjoon gözlerini devirerek, bedenini arkaya yaslamış ve taviz vermeden konuşmuştu, "güvenimiz yoksa, birlikte olsak ne fayda Jungkook?"

Jeon, aldığı cevapla susmuş ve bir şey demeden çadırdan çıkmıştı. Hoseok derin bir nefes vererek ayağa kalkmış ve konuşmaya başlamıştı, "bu durumda.. grubumuz dağılmamalı Joon. Lütfen en yakın zamanda kendini toparla dostum."

Demiş ve çadırdan çıkmıştı. Jimin ve Jin sessizliğini korurken, Namjoon fısıltı ile konuşmuştu, "tamam, sizde gidin. Uyuyacağım." Jimin ikiletmeden ayağa kalkmış ve çadırdan çıkmıştı. Jin ve Namjoon başbaşa kalmıştı şimdi. Jin yavaşça ayağa kalkmış ve Namjoon'un önünde durarak ona bakmıştı. Ardından bir şey demeden kollarını Namjoon'a sarmış ve Namjoon'da buna ihtiyacı varmış gibi hemen karşılık vermişti. Sonunda Jin geriye çekilmiş ve çadırdan çıkarken konuşmuştu.

"Seni seviyorum, iyi geceler " Namjoon ise bir şey dememiş ve iç çekmekle yetinmişti.

<> <> <> <> <>

Katil yavaşça yatağından kalkmış ve toprağın altına sakladığı çantayı eşeleyerek yüzeye çıkartmıştı. İçinden bıçak, cam, silah..vb ne varsa, hepsini çıkartmış ve sırt çantasına koymuştu.

"Siktim seni." demişti çadırdan çıkarken, adımlarını seri bir şekilde tek kalan arkadaşının çadırına yönlendirmişti. Ses değiştiren cihazı boynuna takmış ve maskeyle yüzünü kapatarak çadıra girmişti.

Çantasından narkoz çıkartarak, beze dökmüş ve uyuyan bedenin ağzına tutmuştu bir anda. Beden olduğu yerde çırpınmış ve sonunda bayılmıştı. Katil gülümseyerek bedeni kucağına çekmiş, ardından yerde sürükleyerek ormanın diğer tarafına kadar getirmişti. Yırtıcı hayvanlardan korkmuyordu, yanında bir çok silah olduğundan, bir korkusu yoktu. Diğer bedene gelecek olursak..

o ölsede olurdu, onun için.

Sonunda katil, bedeni ağaca bağlamış ardından ise baygın yüzüne bakarak konuşmuştu, "biliyor musunuz, hayallerimi yıktığınız için ölümü en güzel şekilde hak ediyorsunuz." hemen yanlarında duran göle adımlamış ve kovaya su koyarak geri gelmişti. İçi dolu olan kovayı, baygın bedenin yüzüne atmış ve uyanmasını sağlamıştı.

ayılan kişi su yuttuğundan öksürük krizine girmiş ve kendisine gelmesini sağlayan cümleyi işitmişti,

"günaydın Kim Namjoon! Partiye hazır mısın dostum?"

Namjoon son hız gözlerini açmış ve karşısında duran katile bakmıştı. "H-hayır, hayır, hayır, hayır.. YALVARIRIM BIRAK BENİ, LÜTFEN BIRAK!" diyerek bağlı olduğu ağaçtan çıkmaya çalışmıştı. Katil ise gülerek dizlerinin üzerine çökmüş ve Namjoon'un çenesinden tutarak ona bakmıştı.

"Bunu bir düşünmem lazım." demiş ve gözlerini yıldızlara dikmişti. Ardından irislerini Namjoon'a çevirerek bağırmıştı. "HAYIR!" diyerek sert bir şekilde yüzüne yumruğu geçirmişti. Namjoon yumrukla kafasını ağaca çarpmış ve bu da arkada bir yarığın açılmasına sebep olmuştu.

"ya.. acıdı mı canın senin?" diyerek Namjoon'un saçlarını okşamaya başlamıştı, fakat saniyesinde okşamayı kesmiş ve saçını çekerek bağırmıştı. "CANIN YANIYOR MU JOON!?"

Namjoon ise çığlıkları ile karşılık vermekle yetiniyordu. "Bekle." dedi katil ayağa kalkıp, sırt çantasına giderken. "Daha yeni başlıyoruz yakışıklı bayım."

çantasından iki tane bıçak çıkartmış ve Namjoon'un yanına gelmişti. Uzun boyluyu ayağa kaldırarak ağaca sabitlemiş ve ellerinden tutarak ağacın üstüne koymuştu. Bıçaklardan birini elinde sallayarak Joon'a göstererek konuştu.

"Bak bunun adı bıçak, et doğramak için kullanılır genelde. Ha psikopatsan, yalayabilirsinde." bıçağı kökünden ucuna kadar yalamış ve gülmüştü. "Bıçak bana dedi ki, ya katil amca beni kimse kullanmıyor, dedim ki ben de, bizim burada kocaman 1.80lik etimiz var, hiç olur mu bıçak kardeş. Şimdi kullanacağız işte!" demiş ve kocaman bir kahkaha atmıştı, bu da orada onları izleyen kuşların uçmasına sebep olmuştu.

"S-SEN ÇILDIRMIŞSIN!" dedi Namjoon bağırarak, katil ise başını sallamış ve konuşmuştu. "Beni siz bu hale getirdiniz.." der demez, bıçağı Namjoon'un avucuna saplamıştı. Namjoon'un eli bıçak sayesinde ağaca saplanırken, tiz bir çığlık atarak ağlamaya başlamıştı. Katil acımadan diğer elinede bıçağı saplamış ve iki elininde ağaçta asılı durmasını sağlamıştı.

Katil uzaktan bedeni izlemiş ve derin bir nefes vererek mırıldanmıştı. "Ama ben hiç eğlenmiyorum ki." diyerek ayağını yere vurmuş ve çantadan bir satır çıkartarak Joon'a dönmüştü. "Bunun hepsini kafanı kesmek için kullanmak isterdim, ama arkadaşlarının cesetine ihtiyacı var. Kelleni onlara bırakmam gerek."

"sen kimsin.." demişti Joon, sesini zorlayarak. Katil ise cevap vermişti, "bunu ölüme saniyelerin kala öğreneceksin." ardından yavaşça Namjoon'a yaklaşarak satırı boğazına dayamıştı. "Senin kan grubun neydi kanka?" diyerek gülmüştü. Namjoon ise cevap veremeyecek kadar acı çekiyordu, "önemli değil" dedi katil, "bir kaç güne kurur kanın, işime yaramaz." ardından hızla satırı Namjoon'un boynuna geçirmiş ve şah damarını kesmişti.

Saniyesinde kanlar fışkırırken, katil fışkıran kanların arasında zıplamıştı. "Bak şimdi eğleniyorum işte!" namjoon'un ağlama sesleri ona müzik olurken, katil zıplamaya devam ediyordu. Sonunda zıplamayı kesmiş ve Namjoon'a şeytani bakışlarını göndermişti.

"Bir kaç dakikaya öleceksin, ama ben böyle ölmeni istemem." çantasından bir silah çıkartmış ve susturucuyu ucuna takarak derin bir nefes vermişti. "Ahh.. işte sessiz bir ölüm." demişti gülümseyerek.

Sonrasında ise silahın ucunu Namjoon'un burnuna dayamıştı. Namjoon korkuyla bağırmaya devam ederken, o sırada katil maskesini çıkartmıştı. Namjoon'un gözleri büyürken, anında konuşmaya çalışmıştı. "S-sikeyim, bunu nasıl yaparsın bize?"

"Yaptım bile." demiş ve diğer elinde bulunan bıçağı Namjoon'un erkekliğine saplamış ve tiz çığlıklar arasında tetiği çekerek silahın yüzünde patlamasına sebep olmuştu. Etraf kan golü olurken, sonunda çığlıklar bitmiş ve ölüm sessizliği oluşmuştu.

Doğru ya, zaten ölüm sessizliğiydi..

Katil derin bir nefes vererek, Namjoon'un kandan dolayı yapışkan saçlarını okşamıştı. "Seni seviyorum, bilirsin. Kişisel algılama, ölmen gerekiyordu." ardından Namjoon'u ağaçtan çekmiş ve hemen yanda bulunan göle fırlatmıştı.

Ölü beden akıntıyla kamp alanına giderken, katil ise o sırada şarkı mırıldanarak eşyalarını topluyordu.

BÖLÜM SONU.

--cidden uzun bölüm oldu ve uğraştım. Yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmiyorsunuz değil mi?

--içimi acıtan bir bölüm oldu doğrusu.. sizinde acıyor mu? Pff..

--evet, kitabı okuduğu halde profilimi takip etmeyenler var. BENİ TAKİP EDİN YAHU, KİTAP HAKKINDA BİLGİLER VERİYORUM ARADA.

--Bu bölümde şüpheliniz kimdi?


killer | btsWhere stories live. Discover now