killer | bts

4

_______________________________________________________________________

Hoseok elinde duran kahve fincanlarını yanında oturan Yoongi'ye uzatmıştı. Yoongi sessizce fincanı eline alıp gözlerini yeni doğmaya başlayan güneş'e dikti, manzara ona bulunduğu haldeyken bile huzur verebilecek vaziyetteydi.

İstemsizce derin bir nefes aldı, fazla soğukkanlı davranıyordu ve bu şüpheleri üstüne çekmeye yarıyordu. Omuzlarını silkip sandalyeye biraz daha yayıldı. Hoseok uykulu gözlerini kaşıyıp, elinde ki soğuyan kahveden bir yudum aldı.

"Sabahın bir körü neden beni güzel uykumdan uyandırıyorsun ki?"

Dedi isyankar bir şekilde. Yoongi umursamazca kıpırdandı, "Bilmem.. Konuşmaya ihtiyacım vardı." Hoseok haline acıyıp iç çekti, ama yinede uykusuna yenilip sordu.

"Jungkook'u uyandırsaydın, o senin çadır arkadaşın. Bana niye geliyorsun ki? Canım uykum ya.."

Diyerek sessizce gülmüştü, fakat Yoongi'nin onu dinlemediğini fark ettiğinde gözlerini devirip bu sefer seslice konuştu.

"Pekala. Ne konuşmak isters-"

"Katil sen misin?"

"N-ne?"

Hoseok ani gelen soru ile afallamıştı. Saniyeler içinde toparlanıp cevap verdi. "Elbette ben değilim aptal!" Yoongi tek kaşını kaldırıp Hoseok'a yaklaştı. Hoseok'dan bir saniye olsun gözlerini ayırmadı, dahada çok yaklaştı..

Hoseok'da aynı şekilde gözlerini ondan ayırmıyordu. Yoongi bir anda Hoseok'dan uzaklaşınca, Hoseok derin bir nefes aldı. Yoongi sessizce mırıldandı.

"Ben psikoloji okuyorum, ve senin katil olmadığına yemin edebilirim."

Diyerek Hoseok'u rahatlatacak şeyler söylemişti. Hoseok derin bir nefes alıp arkadaşına baktı. "Değilim zaten.. Gerçi madem anlıyorsun bakışlardan, diğerlerinede baksana. Bul katili."

"Sen ne kadar zekisin amk."

Yoongi gözlerini devirip, devam etti.

"Her kişiye 'yanlış bir pöstüre mi sahip?' diye içimden geçirdim, bazılarında sonuca varırken bazılarında ise bulamadım. Daha sonra fiziksel hareketlerine baktım insanların, tüm herkes normal bir insanın yapacağı şeyleri yapıyor. Eğer bu katil gerçekten buradaysa, kendini çok iyi gizliyor. Sezgisel ürpermelere bile baksamda, kendini çok iyi kamufle ediyor."

Diyerek göle doğru dönmüştü. Hoseok psikoloji okumadığından bir şey anlamayıp,

"Yaa, aynen.."

Demekle yetinmişti. Yoongi gözlerini ayırmadan tekrar iç ürperten sorusunu yöneltmişti. "Bugün kim ölecek?"

Der demez aniden üst taraflardan bir çığlık kopmuştu. Hoseok dehşet içinde Yoongi'ye bakıp hızla yerinden kalktı ve koşarak çığlık seslerinin geldiği tarafa koştu.

Yoongi bıkkınlıkla nefes aldı, "Bu katilin kafasından istiyorum." Deyip yavaş adımlarla yürümeye başladı.

****

Herkes korku dolu gözlerle çadıra bakıyordu. Lucas ağzında ki cam parçalarından dolayı, çenesi sanki çürümüş gibiyken kızın çıplak bedeninde ise muhtemelen bıçakla yazılmış bir şeyler vardı.

Kimse yaklaşamıyordu, herkes korkuyordu sadece. Fakat Yoongi elbette yine takmamış ve çadıra yaklaşmıştı. Ölü bedenlere bakıp arkasına döndü.

"Ölmüşler"

Jungkook'da tam arkasındaydı. "Hadi canım, yemin et lan.. Bak inanmam."

"Kes sesini."