17

3K 517 907
                                    

#kesinlikle bu bölüme vote bekliyorum.

vote.

vote.

vote.

vote.

vote.

VOTEEĞĞ.

-evet bu bölüm ağzınıza etmeye geliyor.

------------------------------------------------------

"ağzına sıçarım."

Hoseok sabahın köründe Jin'e çemkirirken, Jin ise uyumak için debeleniyordu. "Ya Hoseok neden uyumuyorsun, uyusana!" diyerek, yatakta dönmüştü. Hoseok derin bir nefes alarak, Jin'e bakmaya devam etmiş ve konuşmuştu.

"Ya Jin, uykum yok gel gezelim işte." diye mızmızlanmıştı omuzlarını sallayarak. "Hatta, Namjoon'u ziyaret etmeye gidelim."

Jin duyduğu teklif ile hızla başını kaldırmış ve Hoseok'a bakmıştı, "iyi tamam, olur." Hoseok ellerini çırparak ayağa kalkmış ve üstünü temizlemişti. Jin'de kızarmış gözleriyle onu takip ediyordu, elbette Hoseok'un ondan farkı yoktu.

Bir kaç dakikanın sonunda, mezarın olduğu alana girmişlerdi. Fakat Hoseok gördüğü manzara ile olduğu yerde kalmış ve dişlerini dudaklarına saplamıştı. Arkasından gelen Jin'e korkuyla bakmış ve titrek sesiyle konuşmuştu.

"J-jin.." demişti boş mezara bakarken, "Namjoon.. yok." gözlerinin dolmaya başlamasıyla, Jin'i görmekte zorlanmıştı. Jin ise duyduğu şeyle gözlerini kocaman açmış ve fısıldayarak, "ne?" diyebilmişti. Koşarak mezara gitmiş ve sadece topraktan oluşan boşluğa bakmıştı.

"LANET OLSUN!"

*dün gece.*

katil ağlayarak gömdüğü çocuğu, şimdi mezarından gülerek çıkartıyordu. Ellerini üstüne silmiş ve Namjoon'un bedenini kollarına alarak mırıldanmıştı, "Arkadaşın Jimin ve Taehyung'un yanına gideceksin."

Namjoon ise beyaz ak gözleriyle onu izliyordu. Katil Namjoon'u yerde sürükleyerek ormanın derinliklerinde olan, gizli yere götürmüştü. Yerde bulunan iki kapağı açarak, ceset kokularının etrafa yayılmasını sağlamıştı.

Namjoon'un bedenini küçük bölmeye fırlatarak, Taehyung'un üstüne düşmesini sağlamıştı. "Taehyung yaşıyor olsaydı, kilondan şikayet ederdi Namjoon." demişti gülerek, ardından köşede masumca ölüme alışan Jimin'e bakmıştı. "Tabi sende ölü olmasan, Taehyung'u korumaya çalışırdın sürtük."

Ölü bedenlere son kez bakmış ve kapağı kapatarak mırıldanmıştı, "üçü öldü, geriye üçü kaldı." ardından şarkı söylerek alandan uzaklaşmaya başladı.

*şimdi*

ağlayan Jin'i sakinleştirmeye çalışan Hoseok, hızla ayağa kalkmış ve koşarak kamp alanına girmişti. Yoongi ve Jungkook'u görünce telaşla bağırmıştı, "NAMJOON'U ALMIŞLAR, YOK!" dolan gözlerini hızla silmiş ve devam etmişti. "Jin kendini çok kötü hissediyor.. sakinleştiremiyorum."

Jungkook duydukları ile Yoongi'yi kendine çekmiş ve Yoongi ise kaşlarını çatarak ona bakmıştı. Umursamadan Hoseok'a dönmüş ve mırıldanmıştı, "Hoseok, sen Jimin'i bul. Biz Jin'in yanına gidiyoruz." Hoseok başını sallayarak kamp alanına koşmuş ve Jimin'in çadırının ucuna gelmişti. Yavaşça bakmış ve bir saniye içinde arkasını dönmüştü. "Jimin nerede?" demişti kendi kendine.

Koşar adımlarla Yoongi Ve Jungkook'un yanına gitmişti. O sırada yolda olan Yoongi, yavaşça başını sallamış ve Kook'a bakmıştı. "Jin'in psikolojisi şu sıralar çok bozuk, çantamda sakinleştirici iğneler olacaktı. Bir tane onlardan yapa..." Yoongi gördüğü manzara ile büyük bir çığlık atarak gözlerini açmıştı.

killer | btsΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα