13) Geriye Dönüş

278 16 2
                                    

Merhabalar!

İyi okumalar


*Liam'ın Ağzından"

"Liam! Bu ne evin ortasında söyler misin?" Danielle tiz bir sesle bağırırken ben de odamda havlumla yüzümü kuruluyordum. İşim bitmemişti. "Liam! Sana diyorum, neredesin?"

Dani bir kez daha seslendiğinde havluyu yatağıma atıp odanın kapısına doğru ilerledim ve konuşmaya başladım. "Ne oluyor Dani?" sesim çok yüksek çıkmıştı galiba.

Dani hemen aynı tonda bana cevap verdi. "Bu ne diyorum Liam, gel de gör!"

Kapıdan çıkıp hızlı adımlarla onun yanına ilerledim. "Ne, ne Danielle? Sorun ne?" dediğimde bana boks torbamı işaret ettiğini gördüm. "Sorun ne Dani?" gözlerimi gözlerine sabitlemiştim.

"Ben sadece oturma odasında ne işi olduğunu soruyorum, Liam?"

Gözlerimizi ayırıp boks torbama yaklaştım. "Ne zamandan beri birbirimize böyle bağırıyoruz bilmiyorum Dani ama benim sporumun parçası da bu." Onu toplamak için bir adım attığımda Dani şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Liam, sadece..." dediğinde sözlerini sert bir şekilde böldüm ve gözündeki dağınıklığımı odadan götürmeye karar verdim.

"Senin göz zevkini mahvettiğim için üzgünüm hanımefendi ama bir daha olmaz. Toplanıp odama çekiliyorum!" Dani'yi arkamda şakınca bırakarak odama doğru ilerledim.

Her şey iyi gidiyor gibiydi aslında. Bir şeyleri yoluna koymuştuk. Eskisi kadar eksik hissetmiyordum, Dani ve sevgisi beni iyi hissettiriyordu. Demek ki çok mutlu olmaya benim hakkım yoktu.

Odanın kapısından girdiğimde elimdekileri öfkeyle fırlattım ve ayağımla odanın kapısını ittim. Sert bir şekilde kapanan kapının ses yankısından başka hiçbir ses duyulmuyordu. Demek ki Danielle hala oturma odasındaydı. Öyle de olsun diye düşündüm. Sinirlendiğimde gerçekten otokontrolümü kaybediyordum artık.

Kendimi yatağa attığımda komodinin üzerindeki telefonun titrediğini fark etmiştim. Canım hiç kalkıp bakmak istemiyordu. Kaç zamandır ne evdekilerle ne de çocuklarla konuşmuştum. Kabuğuma çekilmiştim, onlardan kaçmıştım. Aramalarına cevap vermemiş, işleri bahane etmiş, sadece mesajla cevap vermiştim. Korkaklığımdan başka neyin göstergesiydi yaptıklarım acaba?

Telefon titremeye devam ediyordu, bense hala yatağımda uzanmaya. Elbette arayan kimse bir şekilde vazgeçecekti. Şu an bu sinirle kimseyle konuşasım yoktu. Telefon yeniden titremeye başladığında yatağımdan doğruldum ve arayanın kim olduğuna bakmaya karar verdim.

Ekrana baktığımda elim ayağım dolanmaya başlamıştı...

Kaçmak, uzakta yaşamak bazı duyguların bitmesini sağlamıyordu demek ki. Bastırdığımı sandığım, unuttum dediğim her şey, ekranda gördüğüm bir isimle yeniden ortaya çıkmıştı işte.

Kate...

Rüya görüyor olmalıydım. Yanlış olmalıydı. O, beni neden arardı ki?

Olduğum yere çöktüğümde telefonum bir kez daha çalmaya başladı. Arayan yine oydu. Kendimi toplamaya çabalayarak elimi ekrana götürdüm ve her şey ile yüzleşmeye karar verdim.

"E-e-fendim." Lanet olasıca sesim titremişti işte.

Kate ise hemen konuşmaya başlamıştı. "Liam, aslında seni aramamam gerekirdi."

Kate niye böyle bir cümle kurmuştu ki acaba biliyor muydu her şeyi? Niall her şeyi söylemiş miydi? Hemen atıldım. "Neden Kate? Ben sana ne yaptım?"

Flight Of The StarsWhere stories live. Discover now