5) Dost Yardımı

487 28 10
                                    

Merhabalar ❤️

İyi okumalar..

**Kate'in Ağzından**

Artık güzel havalar etkisini kaybetmeye başlamıştı. Soğukların bu kadar çabuk bastıracağını tahmin bile edemezdik. İki üşüyen dost, Elsa ve ben, Louis'ye gidiyorduk. Çünkü hiç keyfi yoktu. Eleanor'u geçirmeye gittiğimiz günden beri, Louis kapıdan çıkmaz olmuştu.

Eleanor, Danielle ile beraber çalışmaya başlamıştı, aynı ajansta. Ancak bu iş çok uzun sürmedi. Bu yıl istediği okulu tutturdu ve işi bırakarak okulun bulunduğu yere temelli taşındı. Hepimiz için Eleanor'un uzaklaşması gerçekten çok zor oldu, yine de Eleanor adına çok mutlu olmuştuk.

Elsa'nın koluna girdim ve hızlı adımlarla, esen rüzgarın içimize işlemesine aldırmadan yürümeye devam ettik. Sokaklar nedense terk edilmiş gibiydi. Sadece yürürken ezdiğimiz sarı yaprakların çatırtısı doluyordu kulağımıza. Elsa önüne gelen bir tutam saçını kulağının ardına kıstırdı. "Kate, ne çabuk sonbahar geldi değil mi?"

Gerçekten de çabuk mu gelmişti? Ben bu birkaç ayda yaşadıklarıma bakınca pek de Elsa ile aynı fikirde olamıyordum. Bir kere eksilmiştik. Eksiklerin acısıysa yavaş yavaş azalmıştı. Demek ki çabucak sonbahar gelmemişti. Zaman her şeyi unutmamız için hızla geçmişti belki de.

Bir de o zamanın hayatımıza kattıkları vardı. Mesela Zayn gibi. Belki de birkaç yıldır hayatıma giren en önemli insanlardan biriydi ve eğer zaman dilimi gerçekten kısa olsaydı onu bu kadar tanıyıp, bağlanabileceğimi düşünmüyordum.

Yine de en iyi arkadaşıma gülümsedim. "Elly, bence zaman pek çabuk geçmedi." Yine soğuk bir rüzgar esmişti hem de belki şu ana kadar esenlerin en soğuğu. Elsa da ben de ister istemez soğuktan titreyerek adımlarımızı sıklaştırmıştık.

"Canım ben mevsimle ilgili dedim, çabuk bitti, biliyorsun yazı çok severim."

"Bilmem mi ben seni, ama bilmiyorum. Değişik bir yazdı." dediğimde Elsa gülmeye başladı. Kaşlarımı çatıp ona neler oluyor dercesine baktım. "Elsa?"

Elsa ise gülmeye devam etti. Derin derin nefesler aldığındaysa artık konuşmaya niyeti olduğunu anlamıştım, onu bu kadar güldüren şeyi benle de paylaşacaktı sonunda. "Kate, bu yaz başımıza gelmeyen kalmadı." Diğer eliyle esen rüzgara rağmen kendine yel yapıyordu. "Hastaneler, kahramanlar, defileler, şakalar ve bir de polis."

Bu hatırlatmanın sonunda ben de gülümsedim. "Tabi Harry'nin fırın günlüklerini de unutmayalım."

Elsa, hemen söze atıldı. "Peki, Niall'ın saçlarının mor olduğu günü hatırlıyor musun?" ikimiz de kahkahalarla gülmeye başlamıştık.

Evet, geçen zaman diliminde yine hiçbirimiz uslu durmamıştık. Harry, Elsa ve ben bir gecemizi karakolda geçirmiştik. Nedeni mi? Sarhoş bir dostumuzu iyilikle eve götürmeye çabalamaktan. Ama o sarhoş, çevreyi rahatsız edince ve polis gelince geceyi karakolda geçirmiştik, tabi diğerleri de karakolun önünde. En sonunda Niall'ın tanıdıkları aracılığıyla olayı ailelerimiz duymadan kapayabilmiştik. Ailelerimizin polis tarafından gözaltına alındığımızı duydukları düşünemezdik bile.

Hastane ve kahraman. İşte, bunun başrolü yine benim ama bir de Zayn vardı. Harry ve Louis faktörünü de unutmamak lazım tabi ki. Bir de kafama attıkları şeyi. Ne garip bir akşamdı. Oysa ne kadar eğlenceli başlamıştı.

Flight Of The StarsUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum