30) Gerçekler

45 5 0
                                    

**Liam'ın Ağzından**

Ne kadar istesem de işler istediğim gibi gitmiyordu...

Bu evlilikle belki de hayallerime kavuşmak için bir adım atmış olacaktım. Ancak olan her olay Kate ile yakınlaşmamı engelliyordu. O gece olanları bilseydim asla Kate'e evlenme teklifi etmez ve ayrılmalarına izin vermezdim. Sorumluluk beni bütünüyle altında eziyordu ve sebebi yine verdiğimiz kararlardı.

Adımlarımı hızlı bir şekilde atarken konuya bir çare düşünüyordum. Kate'e karşı çok acımasız konuşmuştum. Bunu yapmam gerekiyordu. Bahaneler öne sürerek bir bebeğin hayatıyla oynayamazdı.

Birden içimde Louis'ye gitme istediği duydum; o da benim gibi çıkmazdaydı. Bana en iyi aklı o verirdi. Adımlarımı hızla arabama doğru attım ve binip hastaneye doğru sürdüm.

Annesinin hangi katta kaldığını biliyordum. Bu yüzden arayıp uyandırmak istemedim. Gidince hemşirelere soracaktım, uygun olup olmadığını. Zaten Lou da fazlasıyla yorulmuş olmalıydı. Hastane ortamında yalnız kalmayı sevmezdi.

Bazen her şey ayağınıza dolaşır. Ne yapacağınızı bilemezsiniz. Yol boyunca bebeği Louis'ye nasıl anlatacağımı düşünürken aklıma çok da hoş olmayan bir fikir gelmişti. Madem Kate ile evlenmiştim. Bu bebeği her şekilde sahiplenmeliydim. O, artık bizim sorumluluğumuzdu ve Louis'ye bunu böyle anlatacaktım. İnandırıcı olduğunu düşündüğüm bir hikayem vardı.

Katta ilerlerken saat geç olduğu için zorla hemşire bulup Johannah'nın odasına gönderdim ve kapıda Louis'yi beklemeye başladım. Hemşireyle beraber çıktığında birden koşup Louis'ye sarıldım. Kapı kapanmadığı için annesi de gördü ve gülerek bize öpücükler attı. Şu anlık iyiydi, umarım hep böyle giderdi.

Lou ile dışarı çıktık. Adımlarını öylesine yavaş atıyordu ki yorgunluğunu ve bezginliğini her adımıyla ispatlıyordu. Ölüyordu ve kimse ona yardımcı olamıyordu. Bir insan kaç kere ölebilirdi? Bu Louis'nin yaşarken öldüğü kaçıncı olaydı?

Hastane önündeki banklara oturduğumuzda Louis'ye bakmadan konuşmaya başladım. "Ben sana her şeyi anlatmak istedim dostum. Fakat kendime yakıştıramadım."

Louis ise sakince sözümü kesip konuşmaya başladı. "Kate'i sevdiğini biliyorum Liam..."

"Nasıl yani?" diyebildim.

Louis ise aynı tonda devam etti. "Arada şüpheleniyorum. Zayn gittikten sonra şüphelerim daha da arttı." elini ceketine götürdü. "Yemininden sonra ise, emin oldum dostum."

Birbirimize baktığımızda gözlerinde ne hayal kırıklığı ne de bir yargılama görmüştüm. Bana hala eskisi gibi bakıyordu.

Yine de sormadan edemedim. "Bana çok kızmış olmalısın!" ellerimi dizlerime götürdüm. "Senelerdir tüm bunları saklamaya çabaladım."

Lou ceketini bırakıp kollarını kavuşturdu. "Aşkın kimi, nerede bulacağını bilemiyoruz. Sana başlarda da kızmadım, şimdi de kızmıyorum. Elinden geldikçe saklamaya çabaladın her şeyi." duraksadı. "Hatta seni takdir ediyorum."

Elimi dizine götürdüm. "Teşekkür ederim dostum."

"Her zaman!" gözlerinde çocuksu pırıltıları gördüm. Daha iyi bir ses tonuyla devam etti. "Başka bir konu daha var gibi?"

Yalan söylemeyecektim. Olduğu gibi anlatmaya karar vermiştim. Çünkü yalan söyledikçe her şey ayağımıza dolanıyordu.

Konuşmaya başlayacağım anda Harry'nin aracı önümüzde durmuştu. Sanırım büyük bir terslik vardı.

Flight Of The StarsWhere stories live. Discover now