28. BÖLÜM

4.9K 296 77
                                    

Multi rönesans tablosu mübarek!

***

Ona daha çok sarıldım. O da saçlarımı öptü. Kafamı çektiğimde başparmaklarıyla ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı sildi.

Ellerimden tutup balkona götürdü. Oturduğumuzda konuştu.

"Nefes, bak ben seni çok seviyorum. Seni seviyorum ama isterdim ki bu senin karnını doyursun, yaranı onarsın, üstünü örtsün. Hiç olmadı bi cam pencere açsın, içine su serpilsin, sırtın bi nebze okşansın. Ya da sen uyurken etrafa göz kulak olsun. Oysa hiçbir şey yapmıyor. Yani seviyorum ve bunun bu kadar oluşu beni kırıyor."

Ellerimi yanaklarına koydum. Sonra tekrar konuştu.

"O kadar dayanmışşsın, az daha dayan olur mu? Ne diyor Zümer suresinde?"

Kafamı iki yana salladım.

"Sabredenlere, mükafatlar hesapsız olarak verilir. Zamanı geldiğinde Rabbin sana kalbindekini verecek."

Tebessüm ettim. Gözyaşlarımı sildim ve sarıldım.

"Sabredicem. Söz veriyorum."

"Ben sana inanıyorum. Sen sözünü tutarsın."

"Tutarım. Kaderime boyun eğmeyeceğim."

"Kader diyip geçme! Bak ne diyor sırrın sahibi; Biz her insanın kaderini, kendi cabasına bağlı kıldık."

Kafamı salladım. O sırada kapı çaldı.

"Kim bu?"

"Ben bakiyim." diyerek kalktı Tahir. Dış kapı sesi geldiğinde bende içeri girdim. Ali gelmişti. Yanında da bi kadın vardı.

"Selam yenge."

"Hoşgeldiniz."

"Merhaba, ben Esma." dedi yanındaki kadın. Bende uzattığı elini sıktım. Uzun boylu, kapalı bir kadındı.

"Nefes bende. Memnun oldum."

"Ayakta kaldık. Balkona geçelim." dedi Tahir. Bizde onun peşinden balkona çıktık. Masaya oturduk.

Sohbet başladığında kahve yapmak için ayaklandım. Esma da benimle birlikte kalktı.

"Bende gelebilir miyim? Muhabbet biraz sıktı da."

Kıkırdadım ve mutfağa gittim. Gerçekten sohbet sıkmıştı. Maç konuşuyorlardı.

Kahveleri yapmaya başladık.

~
Maç konusu bittiğinde Ali konuştu.

"Oğlum, o Nefes'in gözleri lan? Ağladı mı?"

"Babasını görmüş rüyasında."

"Yazık ya. Ama çok güçlü."

"Evet. Gerçekten güçlü."

"Nasıl yapabiliyor?"

"Devam etmekten başka çaren kalmayınca istemeden daha güçlü, daha dayanıklı oluyorsun. Yeni sıkıntılar eskisinden daha çetin olsa bile hakkından gelebileceğinden hiç şüphen olmuyor. Kırık kalbin yerini dayanıklı bir zihin alıyor. Bu kötü değil ama insanı yanlızlaştırıyor."

Tebessüm etti.

"Esma'yla barışmışsınız."

"Heralde oğlum. Dayanamadı bana."

"Hadi ordan, sanki bilmiyoruz senin kapılarda yattığını."

"İmkansızdık. Ama birbirimiz seviyoruz."

VANİLYA Where stories live. Discover now