9. BÖLÜM

4.5K 293 64
                                    

"Ben gidiyorum."

Donup kalmıştım. Sanki her şey bomboştu. Her şey karanlık...

"Ne-nereye ?"

"Amerika'ya."

"Ne ?"

"Sen yine bu evde kalmaya devam edebilirsin. Ben ordayken seninle bir arkadaşım ilgilenecek. Çok iyi bir iş teklifi aldım. O yüzden gitmem gerekiyor."

İçimdeki boşluk iyice beni içine çekiyordu. Sanki ben bi kenarda oturmuş hayatımı izliyordum.

"Tahir sen ne saçmalıyorsun ? Ne gitmesi ?"

"Nefes. Bu ikimize de iyi gelecek."

"A-ama söz vermiştin. Hani yaralarımı saracaktın ? Hani beni iyileştirecektin ?"

"Biliyorum söz verdim ama."

"Tahir."

Bişey demedi. Sadece gözlerimin içine baktı.

"Önce hayatıma girip , umutlar vaadedip , sonra bi anda uçup gidemezsin."

"Özür dilerim."

Ağlamaya başlamıştım. Gözyaşlarım benden istemsiz akıyordu. Ne kadar engellemeye çalışsam da yanağımı ıslatmakta ısrar ediyordu.

"Beni bırakma."

"Böyle deme nolur."

O da ağlamaya başlamıştı. Ellerimizi birbirimizin yanağına koymuştuk.

"Tahir lütfen. Ben sadece sana tutunuyorum. Şimdi sen de gidersen , ben naparım ?"

Ellerini çekti. Gözlerime baktı.

"Gitmem lazım."

"Ne zaman gideceksin ?"

"Bu akşam."

Yukarı çıktı. Ocaktaki tencerenin altını kapattım. Balkona çıktım. Hava aldım. Sonra arkamda Tahir belirdi. Tabii ki elinde valiziyle.

"Ne çabuk hazırladın ?"

"Hazırdı zaten."

"Daha önceden planladın yani ? Ama bana son dakika söylemek istedin."

"Nefes , lütfen böyle yapma."

"Ne yapıyım Tahir ? Arkandan su mu dökeyim ?"

Yanından geçerek içeri girdim. Telefonu aldım.

"Hoşçakal !" diye bağırıp evden çıktım. Sokakta boş boş yürüyordum. Gidecek bir yerim de yoktu. Biraz yürüyüp hava almaya devam ettim.

~
Evden çıktım ve Ali'yle buluştum. Bana küfür eden gözlerle bakıyordu.

"Şöyle bakma oğlum ya."

"Oğlum sen var ya tam bir aptalsın."

"Ali , bende böyle olsun istemezdim. Ama elimden bir şey gelmiyor. Onu gördükçe daha çok bağlanıyorum. Ve bu ikimizide yaralıyor."

"Gideceğini söylediğinde naptı ?"

"Öyle bi baktı ki yüzüme. Yıkıldı."

"Şimdi daha mı iyi olacak ?"

"Ali , bu konuyu kapatalım artık. Sana dediğim şeyi sakın unutma."

"Anladım kanka. Sabah akşam kontrol edicem. Hiçbir eksiği olmayacak. Eve kimseyi yaklaştırmayacağım."

"Tamam ben gidiyorum. Uçak kalkacak."

Buruk bir şekilde kalktı ve sarıldı.

"Hakkında hayırlısı neyse o olsun."

Gülümsedim ve valizimi de alıp cafeden çıktım. Havaalanına gitmek için taksiye bindim.

~
Eve tekrar girdiğimde her yer Tahir kokuyordu. Onun gitmesi beni çok kırmıştı. Beni böyle bir başıma bırakıp gitmişti.

Artık her şey daha zor olacaktı. Ben artık yalnızdım. Eskisi gibi. Gitmem diyordu , ama en çabuk o gitti. Tek kişiydim artık. Sığınacak bir limanım , tutunacak bir dalım kalmamıştı...

Yine bana iyi gelen balkona çıktım. Balkondaki koltuğa oturdum. Denizi seyretmeye başladım. Ağlamıyordum. Daha doğrusu ağlayamıyordum. Hem ne bekliyordum ki ? Beni ömrünün sonuna kadar koruyamazdı. Onun da bi hayatı vardı ve hayatını bir kişiye bağlayamazdı. Ona kızmıyordum ama beni bırakıp gitmesini de istemiyordum.

~
Havaalanına gelince taksiden indim. Uçağın kalkmasına 1 saat vardı. Kendime kahve alıp bekleme koltuklarına geçtim. O sırada çaprazıma bir anne - kız oturdu.

"Anne , lütfen bu oyuncağımı da koy."

"Kızım , bir sürü oyuncağın var zaten. Bunlara gerek yok ki."

"Anne bu benim herşeyim. Onu arkamda bırakıp gidemem ki. Hem baksana kalbinde yırtık var. Onu dikmemiz gerekiyor."

"Tamam hadi tamam alalım."

Durdum. Ben napıyordum ya ? Ben sevdiğimi yaralı bir şekilde bırakıp nereye gidiyordum ? Kanatlarını kırıp bırakmıştım. Şimdide o kanatları iyileştirmeden uçmasını mı bekliyordum ?

Valizimi kaptığım gibi taksiye atladım.

~
Balkonda öylece duruyordum. Yağmur yağmaya başlamıştı. Bütün vücudum ıslanmıştı. Titriyordum , ama hareket edemiyordum.

O sırada kapı sesi geldi. Kafamı bile çevirememiştim.

~
Balkona çıkıp Nefes'e baktığımda sırılsıklam olmuştu. Titriyordu. Hemen kucağıma alıp içeriye soktum.

"Üşüteceksin , senin yağmurun altında ne işin var ?"

Yarım nefesler alıp veriyordu.

"Tamam sakin , derin derin nefes al."

Nefesleri düzelmişti. Titremeside yavaş yavaş geçiyordu.

"İyi misin ?"

"Ben nefes bile alamazken , sen bana nasıl kıydın ?"

🖤🖤🖤
Birkaç gündür hastanede yatıyordum. Ufak bir rahatsızlığım vardı. O yüzden bu kadar gecikti.

Hepinizi seviyorum.

VANİLYA Where stories live. Discover now