40. BÖLÜM

3.6K 277 158
                                    

🎈

Gece yarısı Nefes boğazının kuruluğuyla gözlerini açtı. Yanına baktığında mışıl mışıl uyuyan kocasını gördü. Yandaki sürahiden su doldurup içti.

Geri yatacakken kasıklarına giren sancıyla inledi. Eli hemen karnına gitti. Karnını sıkıyor, yatakta kıvranıyordu. Sonra bir sıvı hissetti. Örtüyü kaldırıp baktığında kan gördü. Hemen Tahir'i uyandırdı.

"Tahir!"

Tahir yerinden sıçradı ve acıyla kıvranan karısına baktı.

"Nefes! Noluyor iyi misin?"

"Kasıklarım çok ağrıyor! Kanamamda var!"

"Hastaneye gidelim!"

Tahir yataktan kalktığı gibi Nefes'i kucağına aldı. Kimseye haber veremeden arabaya binip hastaneye götürdü.

Hastanenin önüne geldiğinde sedyeye yatırdı.

"Yardım edin!"

Nöbetçi kadın doğumcu geldi ve odasına götürdü.

"Şikayetiniz nedir?"

"Bir anda kasıkları ağrımaya başladı. Kanaması da var." dedi Tahir. Çünkü Nefes cevap veremeyecek kadar zor durumdaydı.

"Jinekolojik muayene yapmam gerekiyor."

Tahir Nefes'in eşofmanını ve iç çamaşırını aşağı çekti. Doktor bacağının belirli noktalarına dokundu.

"Anlaşıldı." dedi doktor. Ellerini çekince Tahir çamaşırı ve eşofmanı yukarı çekti.

"Ne olmuş? Nesi varmış?"

"Korkulacak hiçbir şey yok. Bebeğiniz rahme yerleşiyor. Yumurtalıklara ilk defa zigot yerleştiği için kanama ve ağrı olmuş. Durumu gayet iyi."

İkiside derin bir nefes aldı. Hastaneden çıkıp arabaya bindiler. Eve geldiklerinde sabah 6'ya geliyordu. Nefes üstünü değiştirip geri uyudu.

Sabah aşağıdan gelen gürültülerle uyanan Nefes gözlerini kırpıştırdı. Tahir yoktu. Saate baktığında 11'e geliyordu.

Aşağı indiğinde Asiye ve Saniye yine didişiyordu.

"Ana, olmaz diyrım!"

"Olur deduysam olur!"

"Günaydın." dedim İkiside gözlerini ona çevirdi. Aynı anda 'günaydın' diyip kavgalarına devam ettiler. Bahçeye çıktığında Tahir ve yangazlar bahçede dikilmiş, öylece etrafı seyrediyorlardı.

"Günaydın."

"Günaydın vanilya."

"Günaydın yenge."

Yangazlar içeri gittiklerinde Tahir karısını kolunun altına aldı ve manzarayı birlikte seyrettiler.

"İyisin değil mi?"

"İyiyim."

"Ben dün gece çok güzel bir rüya gördüm."

"Ne gördün Deli Tahir?"

"Kızımız olmuştu. İsminide Esila koymuştuk. Benim çocukluğumdan beri kızım olursa koymak istediğim isimdi. Ne de güzeldi. Yeşil gözleri, minik burnuyla."

"Esila ne demek?"

"Akşam vakti demek. Kur'anda da İnsan Suresinde geçer."

"Çok güzelmiş."

"Bakma sen öyle dediğime benimki rüya sadece."

"Olsun, kızımız olursa ismini Esila koyarız."

VANİLYA Where stories live. Discover now