14. BÖLÜM

4.7K 281 54
                                    

"Baba yapma !"

Ben bağırdıkça babam vuruyordu. Hem o bağırıyor hem ben bağırıyordum.

"Baba lütfen !"

Hıçkırıklarım artarken aynı zamanda her yerimden kan akıyordu.

"Baba !"

Kemerini çıkardı ve sırtıma vurdu.

"Baba ha baba ! O piçin yanındayken de aklına gelmişmiydim !"

Tekrar vurdu. O kadar hızlı vuruyordu ki. Canımdan can gidiyordu. Kemerin sırtıma vurunca çıkan sesi bile canımı acıtıyordu. Ben yalvardıkça babam dövüyordu. Sırtım o kadar uyumuştu ki neredeyse hissedemiyordum.

"Baba yalvarırım dur artık !"

"Kes sesini !"

Saçımdan tutup duvara yapıştırmasıyla burnumdan oluk oluk kan akmaya başladı.

"Yapma nolur ! Yalvarırım yapma !"

Vurdu , vurdu , vurdu.
Sehpanın üzerinden vazoyu alıp kafama atıcakken yerimden sıçrayarak uyandım.

"BABA !"

Çok derin bir nefes aldım.

"Nefes !"

Yanımda oturan Tahir'e baktım. Beni omuzlarımdan tutmuş , telaşla yüzüme bakıyordu. Oldukça da terlemişti.

Ağlamaya başlayınca kafamı göğsüne bastırdı.

"Şşş , kabustu. Geçti gitti."

"Tahir."

"Söyle."

"Sen ne zaman geldin ?"

"Yarım saat oluyor. İfadelerimiz uyumlu olduğu için serbest bıraktılar."

Kafamı salladım.

"İyi misin ?"

"Kabus gördüm."

"Biliyorum. Seni uyandırmaya çalışıyordum bende. Odaya girdiğimde çarşafları sıkmış derin derin nefes alıyordun. Terlemiştin. Sayıklıyordun. Seslendim , duymadın , uyandırmaya çalıştım ama nafile."

"Babamı gördüm. Dövüyordu."

Üzgün , ama aynı zamanda da sinirli bir ifade vardı yüzünde.

Üzgün , ama aynı zamanda da sinirli bir ifade vardı yüzünde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Şey."

"Ney ?"

"Sen şimdi tamamen serbestsin değil mi ?"

"Evet."

"Çok şükür."

Kollarını boynuna dolayıp sımsıkı sarıldım. O da çok geçmeden kollarını belime koydu.

 O da çok geçmeden kollarını belime koydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ayrılınca yüzüne bakamadım. Çenemden tutup gözlerine bakmamı sağladı.

"Benden utanma."

Yutkundum. Kafamı salladım. Tahir ise dizlerine vurarak ayağa kalktı.

"Şimdi sen bi duş al. Bende kahvaltı hazırlayayım."

"Tamam."

Odadan çıktıktan sonra bir kez daha Allah'a şükrettim. Onu benden ayırmamıştı.

Duşumu alıp aşağı indiğimde Tahir tabaklara yumurta koyuyordu.

"Bu arada ben sana müjdeli haberi vermeyi unuttum."

"Neymiş o müjdeli haber ?" dedim meraklı sesimle.

"Baban yaklaşık 1 saat önce içeri girdi."

"Ne ? Nasıl ?"

"Kadına şiddet uygulamak , dolandırıcılık ve silah kaçakçılığından 18 sene hapis cezasına çarptırıldı."

"Dolandırıcılık ve silah kaçakçılığı mı ?"

"Evet. Yaklaşık 4 yıldır bu işi yapıyormuş."

Rahatlamış gibi nefesimi dışarı verdim.

"Allah'ım çok şükür. Kurtuldum."

Tahir gülümsedi. Masaya oturmamı işaret etti.
Oturdum ve kahvaltımızı yaptık. Ben mutfağı toplarken Tahir içeride yine dosyalarla uğraşıyordu.
Yavaş adımlarla yaklaştım ve çaprazındaki koltuğa oturdum.

"Tahir."

"Söyle."

"Şey."

"Ney ?"

"Ben artık gitsem iyi olacak."

Söylediğimle gözlerini dosyadan ayırıp hızla bana çevirdi.

"Ne ?"

"Babam içeride zaten. Artık dışarıda olmamı engelleyecek bir durum yok."

"Ama."

"Tahir. En başında zaten böyle anlaşmıştık."

"Evet anlaşmıştık ama."

"Bu zamana kadar yaptığın her şey için sana binlerce kez minnettarım. Hakkını asla ödeyemem. Ama artık gitmem gerekiyor."

"Kal desem ?"

"Kalamam."

Gözlerini yere çevirdi. İkimizde susmuştuk.

"Ben , teşekkür ederim."

"Teşekkür etme Nefes. Teşekkür etme !"

Bağırmamıştı ama sesi her zamankinden biraz daha yüksekti.

"Tahir , lütfen. Zorlaştırmayalım."

"Nefes gitme."

"Tahir senin bir hayatın var. Ailen , işin , arkadaşların. Ama o hayatta ben yokum. Sen bana göre fazlasın Tahir. Fazla iyisin , fazla merhametlisin , fazla şefkatlisin. Ama ben böyle şeylere alışık değilim. Birinin beni koruması , bana iyilik yapması , çok yabancı şeyler. Ben böyle büyümedim ki. Sırf canı pamuk şeker istiyor diye , annesini kaybetmiş bir kızım. Sırf maaşını tam alamadı diye , öldüresiye dayak yemiş bir kızım. Sırf bisiklet istiyor diye , 7 yaşında pavyonda çalışmış bir kızım. Sırf okula gitmek istiyor diye , 'senin ne işin var okulda kız dediğin eve bakar , okumaz' denilip duvardan duvara çarpılmış bir kızım. Tahir , ben elinde son model telefonu olan genç kız değildim , elinde süpürge olan bir kızdım. Kar yağdığı zaman gidip kartopu oynayan kız değil , babam dışarıdan gelince üşüyüpte beni dövmesin diye sobayı yakmaya çalışan küçük kızdım. Yemek yaparken sürekli elini yakan ve yaktığı içinde babasından 'beceriksiz' diye azar işiten kızdım. İşte o laflar var ya , elimin yanmasından daha çok acıtırdı canımı."

***

VANİLYA Where stories live. Discover now