33.Bölüm《Cehennem》

1.4K 135 14
                                    

Multimedya; Buğlem

Keyifli okumalar☺☺

"Sizde nereden çıktınız!?"

Helena öne atılarak dehşetle onlara bakarken bende olanlara anlam veremiyordum. Bu klon saçmalığını onların bildiğini bana söylememişti. Belkide oda bilmiyordu bunu. Kafam allak bullak olunca karşımdaki üç çift mavi göze bakakaldım. Göz renklerimiz görüntülerimiz ful aynıydı. Ortada ki sert duran yüzün saçları griydi. Bu Alexandra olmalıydı. Helenanın yerinde resimlerine baksam da şimdi karşımda canlı kanlı durmaları beni dehşete düşürüyordu. Alexsandranın yanındaki pembe kısa saçlı kız Layla olmalı ve son kalan kişi de gözlüklü dahi olan Eliza!

"Bizi buldular!"

Layla ifadesizce bize bakarken dehşetin sinsi kokusu etrafa yayıldı. Bizden önce onları bulmuşlardı. Peki ama o zaman burada ne işleri vardı. Onların elinde olmaları gerekmiyor muydu!

"Hala nasıl buradasınız o zaman!"

"Önce bizi içeri davet etmeyecek misiniz!?"

Savaşın elini tutup sıkarken bana bakan gözlerine gözlerimi kapatarak cevap verdim. Beni anlayıp geri çekildiğinde onlara yol açtık. Birer birer içeri girip kapıyı kapattılar. Helena arkalarından kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Bir şeylerden şüphelendiği belliydi. Bende şüpheleniyordum. Onları buldularsa bırakmamaları gerekiyordu.

Bizde arkalarından içeri girdiğimizde onları üçlü koltukta yan yana otururken buldum. Gerçekten de her şey iyice karman çorman oluyordu. Klon meselesini nasıl öğrenmişlerdi ki bunlar. Savaşla karşılarındaki koltuğa otururken Helenada Utkunun yanına gidip oturdu. Utkunun tepkisi fazla donuktu. Her şeyi biranda öğrenmesine karşı fazla normal davranıyordu.

"Burayı nasıl buldunuz?"

Üçünün de gözleri bana dönerken kararlı duruşları vardı. Karşımda kendimden başka dört kişi vardı ve ben buna doğru düzgün şaşıramıyordum bile. Her şey o kadar üst üste geldi ki, olanlar karşısında nasıl tepki vereceğimi şaşırmıştım.

"Bizimle gelmeniz gerekiyor!"

"Nereye?"

Layla da  fark ettiğim bir detay vardı. Alexandra ve Elizaya karşı Laylanın bir şeylerden çekindiğini görebiliyordum. Uçları pembeye boyanmış kısa saçları yüzüne düşüyordu. Sanki bilerekten yüzünü kapatması için başını eğiyordu. Diğerlerine nazaran Layla çok çekinik ve utangaçtı. Eğer bende bir şeyden dolayı çekinip utansam nasıl gözükeceğim biliyordum artık.

"Onlara... Gitmemiz gerek!"

Alexandranın dediğiyle kaşlarım hızla çatılırken "Siz delirdiniz mi!" diye sertçe çıkıştım. Bu dedikleri şey mantıklı değildi. Bizi resmen ölüme götürdüklerinden haberleri var mı acaba!

"Olacak olanları biliyoruz Buğlem. Ama bizi de anlaman lazım .Ailemiz ellerinde. Onları kurtarmak için başka çaremiz yok!!"

Eliza gözlüklerini düzelterek bana baktığında Helenanın onun hakkında söyledikleri aklıma geldi. Bilim dünyasında çok iyi başarıları olmasına rağmen bu konuda böyle mantıksızca davranmasını garipsedim.

"Bize önce baştan beri olanları anlatın!"

Helena sertçe onlara bakarken şaşırmadım desem yalan olurdu. Onları bu kadar bulmak isterken şuan karşısında olmalarına sevinmiyordu bile. Sanki bir şeylerden kuşkulanıyor gibi bir hali vardı.

KARANLIK SIRLARWhere stories live. Discover now