44.Bölüm<<Geçmişin izleri>>

1K 112 31
                                    

Multimedya; Klonlar
Keyifli okumalar

Botnet; Bilgisayarlara ve bilgisayar tabanlı sistemlere, sahibinden habersiz yüklenen kötü amaçlı kodlarla, bu sistemlerin istenildiği zaman ve kullanıcının haberi olmadan, hackerlar tarafından kötü amaçla kullanılabilmesine olanak tanıyan kötü amaçlı yazılımlardır.


Yıldıray Demirkan... Demirkan! Tanıdık gelen soy isimle afallayan gözlerim yeşil gözlerin üstünde dolaştı.

Yıldıray Demirkan ve Savaş Demirkan.

Olabilir miydi... Yıldıray bey Savaşın babası olabilir miydi. Aklıma Savaşın hikayesini anlattığı zamandan kalma gerçek babasının ismi düştü. O zamanda aynı isim geçmişti. Peki ama bu kadar tesadüfte neyin nesiydi böyle. Baş şeytandan kaçarken Savaşın gerçek babasını bulmuştum öyle mi? Daha doğrusu onlar beni bulmuştu ama her neyse. Savaş o  zamanlar gerçek babasını arayıp bulamadığını söylemişti. Neden peki? Neden Savaşa kendini göstermiyordu?

Oğlunu bunca sıkıntının içinde neden yalnız başına bırakmıştı. Üstelikte anne denen o gereksiz tarafından öldürülmeye kalktığı halde! Ne kadar mantıklı düşünmeye çalışırsam çalışayım buna bir mantık çerçevesinden bakamıyordum.

"Siz..."

Adamın kaşları sorgularcasına çatıldığında bacaklarımı koltuktan sarkıtıp sırtımı geri yasladım. Bayılma anında başımı taşa veya benzeri bir şeye vurmuş olmalıyım ki başımdaki ağrı kendini gösteriyordu. Elimle başımı yokladığımda bakışlarımı adamın gözlerinden çekmedim.

"Beni tanıyor musun?"

"Kısmen, eğer doğruysa tabii." Oksijen dilenen vücuduma derin bir nefes bahşederken gözlerimdeki baygınlıktan kurtulmaya çalıştım. Hala daha kendime gelebilmiş değildim. Ne zaman hareket etsem veya kıpırdasam bedenime iğneler saplanıyormuş gibi hissediyordum. "Savaş Demirkan ile bir ilgin var mı?"

Adamın sorgulayan bakışları biranda ciddileşirken yaslandığı koltukta dikleşip ellindeki içki bardağını yanındaki küçük sehpanın üzerine bıraktı.

"İsmin ne senin!?"

"Buğlem?" Tek kaşımı kaldırarak söylediğim şeyle önce gözlerini kısarak düşündü. Sonra ise beklemediğim biran da dudaklarına bir tebessüm yayılınca bu sefer ben olayı sorguladım. Gerçekten de Savaş'ın babası olma ihtimali çok yüksekti. Soyadları, görünüşü ve Savaş'ın önceden adını söylediği ismi her şeyi açıklıyordu.

"Gelin adayıyla bu şekilde karşılaşmayı beklemiyordum doğrusu ."

"Ha!" Dediği bocalamama neden olurken aptal aptal adamın suratına bakmakla yetindin. Ben mi yanlış duymuştum yoksa karşımdaki yeşil gözlü adam benim için gelin adayımı demişti?

"Gelin adayı?"

"Buğlem Öztürk. 19 Yaşında. İstanbul'dan İzmir'e taşınalı 3 ay oldu. Savaş ile sevgilisiniz. Bir ara Savaş'ın barında çalıştığını duysam da sonradan bırakmışsın diye biliyorum."

Yerinde kalakalmak deyimini neredeyse birebir yaşıyordum. Hakkımdaki bu kadar bilgiyi nereden biliyordu ki. Üstelik sadece ismimi söylememle bunları öğrenmiştim. Tedirginlikle yutkunurken kaçırdığım gözlerimi ona diktim.

KARANLIK SIRLAROnde as histórias ganham vida. Descobre agora