9.Bölüm《Geçmiş》

3.4K 262 31
                                    

"Bu kadarı çok fazla buna o küçük bedeni dayanamaz"

"Sen dediğimizi yap Doktor!"

Doktor kafasını çevirip sedyenin üstünde yatan küçük bedene baktı.Boş odada elleri kolları bağlı savunmasızca yatıyordu.

"Bunun vebalini nasıl taşıyacaksınız o daha küçücük.Hayatını karartacaksınız"

"Bana bak doktor ya dediğimizi yaparsın yada seninkileri ziyarete gideriz.Sen karar ver!"

Onları ikna edemeyeceğini anlayan doktor sıkıntıyla ve pişmanlıkla derin bir nefes aldı.Şimdiden pişmandı o kıza yapacaklarına.Yavaşça kızın başındaki masaya ilerlemeye başladı.Masanın üstünde bulunan denge toplarını hareket ettirmeye başlayınca küçük kızın vücudu tekleyerek hareket etmeye başladı.Göz kapaklarını yavaşça açan kız boş gözlerini doktora dikti.Hiç bir şey hissedemiyor içi bomboş gibi ruhsuzca doktora bakıyordu.Doktor üzülerek elini kızın başına koydu.Kız gözlerini doktordan ayırmazken Doktor diğer eliyle de gözlerini kapattı.Karanlıkta kalan kız ne kadar bağırmak istese de bedeni ona ihanet etmiş gibi kontrolünden çıkmıştı.Kulağına fısıldanmaya başladığında kız her ne kadar korksa da adamın dediği şeyleri beyninde canlandırdı..

"Acı istiyorlar minik,seni istiyorlar

Kendini onlara bırak

Yakarışlarına kulak ver"

"Buğlem uyan!!Hadi güzelim aç gözlerini."

Birinin bana seslendiğini duyuyordum ama anlayamıyordum.Gözlerime tonlarca ağırlık yüklenmiş gibi açılmıyorlardı. Gözlerim kapalı olduğu için karanlığa mahkum edilmiştim.Eskiler aklıma geldikçe karanlığın içinden çıkan gölgelere engel olamıyordum.

Yaklaştı..

"Hayır"

Yaklaştı..

"Gelme"

Elini boğazıma doğru yönlendirip sıkmaya başlayınca elimle onu itmeye çalıştım ama ona dokunamıyordum. Buhar gibiydi. Bağırmaya çalıştıkça daha fazla yükleniyordu.Korkum tekrar alevlenmeye başlayınca yüzüme dökülen suyla hızla açtım gözlerimi.

Göğsüm korkumdan hızla inip kalkmaya başlayınca derin soluklar alıp vermeye başladım.Omzuma dokunan eli hissettiğimde çığlık atıp geriye çekildim.Bacaklarımı kendime çekerken elimle kulaklarımı kapattım.İleri geri sallanmaya başladığımda ağzımdan anlaşılmayan mırıltılar dökülmeye başladı.

"Ya..yalvarırım dokunma bana.Ben size bişey yapmadım.Ra.. rahat bırakın beni"

Ben sayıklamaya devam ederken omuzlarımdan tutup sertçe sarsılmam bir oldu.Sallanmayı kesip beni tutana baktığımda Savaş olduğunu fark ettim.Sert bakışlarının yanı sıra endişenin harmanlandığı bakışlarını bana dikmişti.Yüreğimden kopup gelen hıçkırık ağzımdan çıkarken dolu gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.Savaş kollarını bana dolayarak sarıldığında ellerimi göğsüne koyup daha fazla akıttım göz yaşlarımı.

"Geçti kızıl buradasın artık.Kimse sana bir şey yapamaz"

Tişörtünü ellerimde yumruk yapıp sıktığımda vücudumdaki titremeyi durdurmaya çalıştım.Gözlerim ağrımaya başlayınca ağlamamı durdurdum.Savaş daha iyi olduğumu anlamış gibi beni uzaklaştırdı kendinden.Temkinlice gözlerime baktığında başımı iyiyim dercesine salladım.

Başımı etrafta gezdirip nerede olduğumu anlamaya çalıştım.Normal standart boylarda bir odaydı.Yataktan hariç bir çalışma masası ve dolap vardı.Pencerenin önünde bulunan tekli koltukta oturan Utku dikkatimi çekti.Geriye yaslanmış bir bacağını diğerinin üstüne atmıştı.Gri gözlerine yine soğukluk hakimdi.Beni kurtarmaya geldiği zaman düştü gözlerimin önüne.Korkmuş ve endişelenmişti.İlk kez onu o halde görmüştüm.Benden hoşlanmadığını düşünüyordum ama dünkü davranışları bu fikri çürütmüş gibiydi.

KARANLIK SIRLARWhere stories live. Discover now