31.Bölüm《Heyecan》

1.5K 133 35
                                    

Multimedya:Savaş ve Buğlem

Keyifli okumalar☺☺

"Ne... Neye hazır olduğumda!"

Dediği şeyle afallarken yüzüne şok içinde baktım. Kalbimin hızlı atan sesini kulaklarımda duyuyordum sanki. Aklıma gelen sahneler sıcaklığın yüzüme yayılmasına sebep oldu.

Savaş çarpık şekilde güldüğünde eli alt dudağımı okşamaya devam etti. Yok vallahi. Eğer şimdi kalpten gitmezsem bir daha bana bir şey olmazdı.

"Öğrendiğin şeyleri anlatmaya kızıl. Belli ki bir şeyler olmuş." Kaşlarını kaldırıp sorgulayıcı bakışlarını gözlerime dikti. "Ne o, yoksa sen başka bir şey mi düşünmüştün!"

İçim rahatlarken yüzüne panikle bakıp başımı hızla olumsuz anlamda salladım.

"Hayır hayır! Düşünmedim bir şey!"

"Çok panikledin"

Sırıtarak söylediği şeyle gözlerimi kaçırdım. Bugün yanlış anlama günlerindeyiz herhalde! Gözlerimi devirdiğimde kucağından kalkıp telefonumu çıkardım. Konuyu değiştirmek en iyisiydi. Helenaya güvende olduğumu bildiren mesaj yollayıp telefonu kapattım.

"Bu gece burada kalabilir miyim?"

Gerginliğimi görmezden gelmeye çalışmak en doğru şeydi galiba.

"Gereksiz sorular soruyorsun"

Sert mırıldanmaları onu gözümde daha bir mükemmel gösteriyordu. Ama biliyordum ki kimse mükemmel değildir. Hele de bizim hikayemizde! Mükemmel olmak için fazla yaralı ve öfkeliydik. Çevremize ve kendimize karşı!

Savaş sessizce oturduğu yerden ayağa kalkarken kolundan tutup durdurdum. Başını bana çevirip soran gözlerle bana baktı. Evet belki bazı şeyleri kabullenerek onunla beraber olmaya başlamıştım ama hala daha öğrenmem ve teyit etmem gereken şeyler vardı. Bunların cevabını bilmeden Savaşa tam anlamıyla güvenebileceğimi sanmıyordum.

Başımla koltuğu gösterince geri yerine oturdu. Kolundaki elimi geri çekip kucağıma koydum. Avucum karıncalansada bunu umursamamaya çalıştım.

"Doğruluğunu bilmem gereken şeyler var!"

Kaşlarını kaldırınca derin nefes alıp yüzüne baktım. Yeşilleri benden bir hareket bekler gibi bakıyordu. "O gün, o dosyalar vardı ya hani"

Dediğim şeyle kaşlarını çatarken rahat ol dedim kendime.

"Onlara baktın değil mi. O zamanki tuhaf davranışlarından bunu anlamalıydım!"

Sert sesine karşı kararsızlıkla ona baktım. Çattığı kaşlarını düzeltirken oda benim gibi nefesini bıraktı. Pes ettiği belliydi.

"Bu benim cevaplayabileceğim bir şey değil kızıl. Bahadırın işlerine karışmak gibi bir düşüncem yok!"

Konuyu kestirip atarmış gibi söylemesi beni deli etmişti. Sanki ondan işini engellemesini istemiştim. Sadece o olan şeyler doğrumu değil mi bunu merak ediyordum.

"Sadece doğrumu değil mi onu söyle Savaş. Senin bu işle bir ilgin var mı?"

Ayağa kalkarak camın önüne gitmesini izlemekle yetindim. Sırtındaki kaslar gerilmiş ve dikleşmişti. Bu konunun onu rahatsız ettiği çok belli oluyordu. Onu sıkmak istemiyordum ama benim de bazı cevaplara ihtiyacım vardı. Bu şekilde, bu kaygılarla idare edemezdim. Eğer onu yanımda tutacaksam gerçekten güvenebilir biri olduğuna kendimi ikna edebilirdim.

KARANLIK SIRLARWhere stories live. Discover now