ฯฯฯฯฯฯ

Korkutucu ormandan geçerek sonunda kendi kamp alanlarına yaklaşmışlardı. Yürürken Taehyung bir kaç kez düşme tehlikesi geçirmiş fakat arkada duran Yoongi onu tutmuştu.

Jimin gücü yetmesede arkadaşını taşımak istiyordu..

Sonunda alana geldiklerinde onları merak edenler hızla yanlarına koşmuştu fakat yaklaştıkça Jimin'in sırtında olan bedeni fark etmişler ve çığlık atarak kendilerini bir yerlere atmışlardı.

Jinsung (Taehyung'un arkadaşı) Taehyung'u gördüğü an dizlerinin boşalmasıyla kendisini yerde bulmuştu. Bu olmamalıydı, bu nasıl olurdu?

Daha bir kaç saat önce yanında olan çocuk, şu an Tanrı'nın kollarında.. Bu kesinlikle bir oyun olmalıydı.

Hayat çok acımasız ve bir o kadarda karmaşık bir şey. İnsanlar tatlı tatlı yaşarken sevdikleri ile mutlulukla bu hayatı severken. Sizce hayat onları seviyor muydu? Kısa ve net bir cevap. Hayır. Eğer hayat bizi sevseydi belkide sevdiklerimizi daha sonrada bizi kendinden mahrum bırakmazdı..

Hayat belkide en büyük katildi bu yaşamda.. Kim bilebilir?

Jimin arkadaşlarının yardımıyla Taehyung'u yere yatırmış ve tekrar gözlerinin dolmasına izin vermişti. Bir kaç saniye sonra öğretmenlerinin geldiğini fark ettiler. "Ah, T-Taehyung.." diyerek yerden yatan bedenin saçlarını okşamıştı kadın.

Jimin sessizce mırıldandı, "Lütfen onu gömelim.. Madem yakamayacağız, en azından lütfen gömelim.." onu dinleyenler derin bir nefes alıp çaresizlik ile kafalarını sallamışlardı. Bunun üzerine Jimin hızla Taehyung'u kaldırmış Jungkook'un yardımıyla kucağına almıştı.

Altılı ormanın yakınlarında ki boş bir araziye gelince uygun bir yer bulup ellerinden geldiğince derince kazmaya başladılar. Sonunda yeterince kazdılar ve Taehyung'u evden getirdikleri bir çarşafa sarıp yavaşça onu derin çukura koydular.

Hepsi bunu yaparken ağlıyordu, hayat onları sevmediğini göstermişti yine bir yolla. Toprağı yavaşça soluksuz yatan bedenin üstüne atmaya başladılar.

"Lanet olsun, lanet olsun!" diye bağırdı bir anda Jungkook. Sinirini sonunda göstermişti. Yerde duran taşlara bir tekme savurdu. "Hangi şerefsiz Taehyung'uma bunu yaptı?! TANRIM!" ellerini yüzüne yerleştirip diz çöktü.. "Biz ne hallere düştük?"

Herkes ona iç geçirerek baktı, kimse bir şey diyemedi.. Diyemezdi zaten. Namjoon kendini toparlayıp Jungkook'un omzunu tuttu. "Sakin ol dostum.. Taehyung'un ruhunu en azından artık yalnız bırakalım."

Jungkook derin bir nefes alıp kafasını salladı ve toprağı boşaltmaya devam etti. Sonunda Taehyung'un bedeni kaybolurken üyelerin bunca zaman boyunca içinde tuttukları göz yaşları Taehyung'un mezarına damlamaya başlamıştı.

₪₪₪₪

Çocuklar akşama kadar mezarın başında beklemiş ve zorlada olsa çadırlarına geri dönmüşlerdi. Bugün onlar için gerçekten dehşet verici bir gündü ki hiçbiri nasıl uyuyacağını bilmiyordu.

Jimin yalnızdı.. Çadır arkadaşı şu an yanında yoktu. Jimin yavaşça kendi yatağından kalkıp yanında bulunan yatağa attı bedenini. Yorganı kafasına kadar çekip bir anda ağlamaya başladı.

Taehyung'un kokusu onu mayıştırıp duygusallaştırmıştı. Soyan Teyze'nin son sözleri de aklına gelince göz yaşları kendiliğinden akmaya başlamıştı.

O an çadırın kapısı yavaşça aralanmıştı..

Jimin sesi duymuş ve korku ile ağlamayı kesmişti. Hareketsiz bir şekilde bekliyordu, k-katil olamazdı değil mi?

Bir anda üstünde ki yorgan çekilince Jimin büyük bir çığlık atmıştı. Attığı an ağzına kapanan eller ile nefes alması zorlaşmış ve çırpınmaya başlamıştı.

"Aptal, bağırmayı kes! Benim, Jin."

Jin Jimin'in sakinleşmesini beklemiş ve sonunda ellerini Jimin'den çekmişti. "Niye sessizce geliyorsun salak!" diye kızmıştı Jimin. Jin omuzlarını silkerek yatağa oturdu.

"Sadece hava almak için dışarı çıkmıştım, kendi çadırıma giderken ağlamanı duydum. Ve şey düşündüm.." Jimin merakla devam etmesini beklemişti, "Ne?"

Jin derin nefes aldı. "İstersen bana sarılarak uyuyabilirsin, y-yani rahatlayacak-" aniden Jimin'in ona sarılmasıyla tebessüm etmişti.

"Teşekkür ederim Jin, ihtiyacım vardı." der demez aklına Jin ile olan eski anıları geldi Jimin'in. Gözlerini korku ile büyütüp anında Jin'den geri çekildi.

"Ya da sen ç-çadırına git.. Ben yalnız kalayım bu gece." diyerek etrafa bakmaya başlamıştı. Jin kafasını sallamıştı. "Peki öyle olsun." diyerek kendi çadırına gitmişti.

Jimin ise Jin'in bilmediği gerçekleri düşünerek daha çok ağlamaya başlamıştı.

Tabi dışarıda olan katil ve yaptığı şeyden kimsenin de haberi yoktu o sıra.

ΩΩΩΩ

Sabah olduğu an altılı hızlıca Taehyung'un mezarına gitmişlerdi. Jimin derin bir nefes alıp Yoongi'yi baktı. "Yoongi Taehyung'a keşke bir şey götürseydik."

Yoongi gözlerini devirdi."Çiçek çikolata götürseydik keşke değil mi Jimin?" diyerek oflamıştı. Jimin kaşlarını çattı.

"Ölse bile ruhu o mezarda, bizi dinleyip görüyor. Çiçek götürebilirdik." deyip daha hızlı yürümeye başlamıştı.

Mezara yaklaştıkça hepside heyecanlanıyordu, sonunda alana girmişlerdi fakat gördükleri şey ile gözlerini kocaman açmaları bir olmuştu.

Taehyung'un mezarı açılmıştı ve Taehyung artık orada değildi..

θθθθθ

Oh be bitti. Hmm acaba Taehyung nerede? Jimin'in Jin'den sakladığı sır ne? Dırırı

Kimsede profilimde ki 'konuşmalar' bölümüne bir şey yazmıyor. Hadi gidinde bi iki şey yazıverin aaa

ГBu bölümde ki şüpheliniz?

killer | btsWhere stories live. Discover now