1. BÖLÜM

13.3K 360 48
                                    


Eve sessizce girdiğimde babamın uyumuş olmasını diliyordum. İşten çıkış saatim her zamankinden daha geç olmuştu. Salona baktığımda babam koltukta oturmuş , etrafa bakıyordu. Onu görmemiş gibi yapıp odama doğru ilerlemek istedim. Ama beni görmüştü.

"Nefes !"

Salona gittim.

"Efendim baba ?"

"Nerdesin lan sen !"

"Şey , işler biraz uzadı da. O yüzden geç bitti."

"Garsonsun sen ! Doktor değilsin !"

"Tamam birdaha olmaz."

" Maaşını aldın mı ?"

Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim.

"Aldım."

"İyi , getir."

Çantamdan cüzdanımı çıkarıp 600 lirayı verdim.

"Bu ne lan ! Dalga mı geçiyorsun sen benimle !"

"Maaşımı istememiş miydin ?"

"Senin maaşın 600 lira mı ?"

"Patron sıkışıkmış o yüzden bu kadar verdi."

"Yalan söyleme lan bana ! Kim bilir nerde yedin parayı !"

"Kimseyle yediğim falan yok. Ne kadar aldıysam verdim işte."

Ayağa kalkıp saçımı tuttu.

"Kaç kere diyeceğim ! Maaşını tam alıcaksın diye !"

Canımı çok yakıyordu. Gerçi alışmıştım artık. İçki içemediği zaman sinirli olurdu. Sinirini de saçma bahaneler bularak benden çıkarırdı.

Saçımdan tutup yere fırlattığında acıyla inledim. Tokat attı. Dudağımın kenarı patlamıştı. Ardından kemerini çıkarıp vurmaya başlamıştı. Ben bağırıyordum , o vuruyordu.
Böylesine bir sebep yüzünden insan evladına kıyar mı ? Benim babam kıyıyor işte.

Yorulduğunda odasına çıktı. Bende fırsat bilip evden kaçıcaktım. Artık gerçekten dayanamıyordum. Her insanın bir sabrı var değil mi ?

Yaralarımın izin verdiği kadar hızlı bir şekilde evden çıktım. Tuşlu telefonuma baktığımda saat gece 00:00'ı gösteriyordu.
Ben sessiz sokakta korkak ve yavaş adımlarla ilerliyordum. Sonra gözlerim kararmaya başladı. Olduğum yere yığıldım...

~
İşten çıkıp arabaya bindim. Saat çok geç olmuştu. Sessiz sokakta arabamla ilerlerken kaldırımda baygın yatan bir kadın gördüm. Arabayı durdurup kadının yanına gittim.
Kadının sırtı kan içindeydi. Yanakları morarmış , dudağının kenarı patlamıştı.

Etrafa bakındım. Yardım isteyebileceğim kimse yoktu. Kadını kucaklayıp arabaya bindirdim. Arka koltuğa yatırdım. Hemen şoför koltuğuna geçip hastaneye sürmeye başladım. Yolda giderken kadın seslendi.

"Neredeyim ben ?"

"Sakin ol. Hastaneye götürüyorum seni."

"Hastane ol-maz."

"Neden ?"

"Bu-lur beni."

"Kim ?"

"Ba-bam. Hastaneye götürme. Nolur"

Kadın yalvaran gözlerle bana baktı.

"Tamam. Hastaneye götürmeyeceğim."

"Teşe-kkür ederim."

"Nereye götüreyim ?"

Kafamı çevirip arkaya baktığımda kadın uyumuştu. Bende kendi evime götürmeye karar verdim.

Evime geldiğimde arabadan indim. Arka kapıyı açtım. Uyuyan kadına seslendim. Duymadı.
Bende kucağıma aldım.

Gözlerini araladı. Konuşmaya hali yoktu.

"Korkma , benim evime geldik. Benden sana zarar gelmez , merak etme."

Kollarına boynuma doladı ve başını boynuma gömdü.

Eve girdiğimde kucağımdaki kadını yavaşça koltuğa yatırdım. Sırtı koltuğa değince inledi.
Omuzlarından tutup yan çevirdim. Üstüne koltuğun başındaki battaniyeyi örttüm.
Yanına eğildiğimde alnına düşen saçını arkaya attım. Kalkmak için hamle yaptığımda konuştu.

"Gitme. Kokun , kokun çok güzel."

🖤🖤🖤
Yeni bir kurguyla karşınızdayım. Fikirlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum.

VANİLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin