Taehyung bunları anlatırken Jungkook çoktan Yoongi ve kendisine ait olan çadıra gelmiş ve ona boş boş bakan Taehyung'a bakmıştı.

"Muhtemelen.. Şu yırtıcılar yüzünden kamptan ayrılamayacağız. Biliyorsun, gelirken güvenlik için araba ile aşmıştık o patikayı. İnsan tüm çıplaklığıyla orada yürürken o kişilerin yırtıcılar yüzünden ölmemesi mümkün değil."

Diyerek çadırına dönmüştü. "Yani diyeceğim o ki.. Bence her şeyi şu katil planladı.. Ve oyun daha yeni başlıyor."

Ve Taehyung'u derin düşüncüler ile yalnız bırakmıştı. Çok derin düşünceler ile..

~~~

Öğretmen de öğrencilere Jungkook'un dediklerinin aynısını söylemiş ve herkesi çadırlarına göndermişti.

Jimin derin bir nefes alarak yanında yürüyen Hoseok'a dönmüştü, "Çadırda birlikte kalalım mı?"

Hoseok kafasını sallayarak cevaplamıştı, "Götüm iki kişilik çadırda kalmaya yemiyor. Bence de birlikte kalalım."

Jin gözlerini devirerek Hoseok'a döndü, "Ne o, beni katil mi sanıyorsun?"

"Elbette hayır. Hatta katil bizim gruptan bile değildir. Sadece.. İki kişi savunmasız oluruz. Birlikte yedi kişi kalırsak korkmam en azından."

Jimin'de ona katıldığına dair ufak bir kaç mırıldanmada bulundu. Namjoon ellerini cebine sokarak Yoongi'ye baktı, "Sence?" Yoongi gözlerini ona bakan dörtlüye çevirmişti.

"Hayır."

"Bir şeyi kabul etsen şaşırırım zaten."

Jimin'in söylenmesiyle, Yoongi hazır cevaba geçti direk.

"Konuşma lan oradan kısa boyunla, zaten sesin gelmiyor." Diyerek alayla gülmüştü. Jimin dışında herkes gülerken, Jimin dişlerinin arasından tıslamıştı.

"Sadece bir santim var lan, BİR!"

Herkes söylediği şeyle daha çok gülerken, telaşla onlara doğru koşan Taehyung'u zar zor fark etmişlerdi. Taehyung nefes nefese ona bakan beşliye baktı.

"J-Jungkook çok garip çocuklar." Diyerek ona bakanların mimiklerine baktı. Fazla mimik görememişti. Jin gözlerini devirerek Taehyung'un elini tuttu.

"Psikolojinde bozuldu senin.. En yakın arkadaşını bile katil görüyorsun. Saçmalama. Bizim gruptan kimse katil değil, buna eminim."

Yoongi sessizce kendi kendine söylenmişti. "Ne kadar eminsin?" Diyerek etrafa bakmaya başlamıştı. Namjoon ise dediğini aldırmayarak konuşmaya katılmıştı.

Taehyung kafasını sallayarak Jin'i onaylamıştı. "Sanırım haklısın. Fazla abartmaya başladım. Ama elimde değil M-Mingha'ye yapılan şey her an bizede yapılacak diye o kadar k-korkuyorum ki.."

Herkes bu sözleri yüzünden ona acıyarak bakmıştı. Fakat acınalıcak biri varsa.. Herkesti.. Jin Taehyung'a kollarını sarmış ve sırtını patpatlamıştı.

"Bir şey olmayacak. Korkma."

Diyerek daha çok sokulmuştu ona. Yoongi yaşadıkları güzel anı bölerek konuşmaya başladı.

"Hey, konuşmanız bittiyse artık çadırıma gidip dinlenmek istiyorum."

Diyerek önden yürümeye başlamıştı. Namjoon kaşlarını kaldırarak sordu, "Birlikte kalmaya-"

"En son birlikte kaldığımızda, Jungkook uykusunda beni eski sevgilisi sanıp bana saldırmaya çalışmıştı, hatırlatırım."

Diyerek gözlerini kısmıştı, aldırmadan devam etti, "Suç ise size ait! Yedi kişi her yeri kaplamıştı ve bu yüzden Jungkook'a yaklaşmak zorunda kalmıştım!"

Herkes kıs kıs gülerken, Yoongi sadece göz devirmişti. Hoseok gülmeyi kesip konuşmaya başladı.

"Tamam o zaman. Büyük olaylar yaşanmaya devam ederse birlikte kalırız. Namjoon, Sende bizim çadıra gel, nede olsa teksin."

Namjoon hızlıca kafasını sallamış ve arkadaşını takip etmişti. Böylece herkes meydanı terk etmişti. Şimdi meydan bomboştu ve katile güzel bir alan kalmıştı..

~~~

Kurumuş yapraklar üzerinde ki adım sesleri ne kadar güzel gelsede, basan kişinin dikkati dağıldığı için rahatsız oluyordu.

Katil elinde tuttuğu bıçağı cebine koyarak gözlerinin önünde ki çadırlarda göz gezdirdi.

"Birlikte de kalsak, ayrıda kalsak buradan cesetiniz çıkacak sizi lanet olası aciz insanlar.."

Diyerek ufak bir sırıtış sunmuştu. Elinde ki sigarayı yakıp seçtiği çadıra doğru yürüdü. Saat gecenin 3'üydü ve bu saatte insan öldürmek favorisi olmuştu.

Çadıra girdiği an uyuklayan bir erkek bedeni ve yanında yatan bir kız ile karşılaşmıştı. Katil simaları sanki bir yerden hatırlıyordu.. Aklına gelen simalar ile bir anda sessizce gülmüştü.

Bu arkadaşı aslan tarafından öldürülen Lucas ve sevgilisi Chanie'ydi. Katil sessizce mırıldandı.

"Arkadaşı öldüğünde çok üzülmüştü, belki yanına gideceği için mutlu olur.."

Diyerek yanında ki Chanie'ye dönmüştü, "Sende sevgilin ölünce üzüleceksin bu yüzden seni de onunla göndermekten zarar gelmez." Dediği an cebinde ki narkozu önce kızın burnuna dayamıştı daha sonra uyukluyan Lucas'a döndü.

Cebinde duran küçük cam parçacıklarını alarak savunmasız yatan çocuğun ağzına sert bir şekilde sokmuştu.

Lucas'ın acı ile bir anda uynanıp bağırması ile katil manyak gibi gülmüştü. Lucas tepinirken yalnızca onu tutuyordu ve kulağına fısıldıyordu.

"Yalnızca üzerinde bir kaç fantezi deneyeceğim, korkma."

Lucas kan kusarken, ağzından çıkan camlara bakıp ağlamaya başladı. Katil ise az önce yaktığı sigarayı Lucas'ın alnının ortasına bastırmıştı.

Lucas acı ile bağırmak istemiş fakat ağzında bulunan camlar buna engel olmuştu. Bu nedenle de sesi oldukça boğuk çıkmıştı. Katil Lucas'ın ölümüne saniyeler kala karşısına geçmişti.

Lucas şaşkınlık ile ona bakıyordu. Acısına dayanamayıp gözlerini kaparken son kez fısıldamıştı.

"Demek o kişi... Sendin..."

Dediği an gözlerini yummuştu. Fakat katil onu dinlemiyor ve narkoz etkisinde olan kızın üstüne bıçakla bir şeyler yapıyordu..

_______________________________________

|Bu bölüm biraz boş gelmiş olabilir. Yine dediğim gibi olaylar daha yeni yeni gelişiyor.

|Lütfen vote verir misiniz? Bakın sınavlarım ve projelerim olduğu halde yazıyorum :(

|Ayrıca geçen bölüm her satır arasına yorum yapan bir kuzum vardı. Ona çok teşekkür ederim benden sana. 💜💜💜

|Seviliyorsunuz 🌟

|Bu bölümde ki şüpheliniz?

killer | btsWhere stories live. Discover now