~ 38 ~

170 51 9
                                    

İblisin kızgın alevleri söndüğünde gökyüzüne bakarak kanlı ayı seyretmeye başlamıştım. Yanıma koşan Pars beni kolları arasında sararak "Her şey bitti.. Cadıların savaşı son buldu." dediğinde yüzüme bakmak için geri çekilmişti. Gözlerini, gözlerime kenetlediğinde "Bizim için her şey daha yeni başlıyor." demiştim. 

Buray'ı kurt formunda gördüğümde zorlanarak ayağa kalkmış ve yanına gitmek istemiştim. Ama dizlerim beni taşıyacak güçlükte olmadığından birkaç adımdan sonra yere yığılmıştım. İnsan formuna dönüşerek yanıma geldiğinde sıkıca ellerimden tutarak "Yaşıyorsun.." demişti. Gözlerinden birkaç damla yaş akmaya başladığında ellerimi yüzüne yerleştirerek akan yaşları sildim. Vücudumda hissettiğim acılara rağmen gülümsemeye çalışarak "Onun sayesinde.. Artık özgürsünüz." diye bilmiştim. 

"Bu senin sayende."

Bakışlarımı başka bir yöne çevirdiğimde "Sanırım bu sefer kıyafetlerini yanına almayı unutmuş olmalısın." demiştim. Buray gülümseyerek "Bu gibi zamanlarda yanımda taşıma fikri pek aklımın ucundan geçmiyor." demişti. Pars yanımıza geldiğinde tişörtünün üzerinde açık bir şekilde duran gömleğini çıkartarak Buray'a uzatmıştı. 

Hayat bizler için artık daha normal bir hale bürünmek üzereydi.

Bazı vedalar son değildir

Bir haftanın sonunda kolilere doldurduğumuz eşyaları özenle araca yerleştirmiştik. Son koliyi Duru'dan alarak diğerlerinin arasına koyduğumda ona "Burada olmak istediğinden emin misin?" diye sormuştum. 

Arkamda duran meşe ağacına bakarak "İyileştirmek zorunda olduğum bir ağaç ve aile anılarım var. Babamın varlığını hissettiğim bu yerde izlerini keşfetmek istiyorum." demişti. Kısa bir duraksamanın ardından gözlerini bana dikerek "Burada olmak istemediğinden emin misin?" diye sorduğunda Buray ile bir şeyler konuşan Pars'a bakarak "Artık özgürüm.. Ait olduğum yerde kendime yeni bir hayat kurmak istiyorum. Onun kalbinde ve yanında." demiştim. 

Duru gülümseyerek "Bazı aşkların ilk görüşte başladığı doğru sanırım." dediğinde ona bakmıştım. Şuan için gözlerinin görmek istediği tek kişi sanırım Buray'dı. 

Duru'ya "Sadece biraz zamana ihtiyacı var." dediğimde şaşkınlıkla gözlerini bana doğru çevirmişti. 

Ayaklarıma sürtünen küçük pars'ı gördüğümde "Merhaba ufaklık." diyerek kucağıma almıştım. Duru'ya kocaman bir gülümsemenin ardından yaklaştığımda kulağına "O gece gördüklerinin hepsi gerçekti." diyerek korkuyla gözlerini aralamasına sebep olmuştum. 

Kediye bakarak "Artık koruman gereken bir kişi yok ufaklık, hayatla baş edebilecek güçlükteyim. Ama onunla burada kalabilirsin." dediğimde küçük pars'ı Duru'nun kolları arasına bırakmıştım. 

Gülümsememe devam ederek "Bu o, yani pars!" dediğimde Duru korkuyla gözlerini daha da büyüterek kucağındaki kediye bakmıştı. Duru endişe içinde "Şaka yapıyor olmalısın! Bir cadı olduğumuzu daha yeni öğrendim. Şimdide bu kedi.." dediğinde küçük pars söylenircesine mırıldanmıştı. Kaşlarını gerdiren Duru "Yani pars!" dediğinde işaret parmağımı havaya kaldırarak Buray'ı göstermiştim. Duru'ya bakışlarımı çevirdiğimde "O bir alfa, yani kurt." dediğimde ikinci bir şok yaşamıştı. 

Duru'yu donmuş bir vaziyette bırakarak iki adamında yanına koştuğumda Pars iki gözünü de kırparak Buray ile konuşmam için bizi yalnız bırakmıştı. 

"Seni özleyeceğim."

"Bende, böyle olması gerektiği için üzgünüm.. Ama yeni hayatında yeni insanlarla tanışmanı istediğimden emin olabilirsin. Bizim için bu bir son olsa da aslında ikimiz içinde yeni bir başlangıç." 

Buray gülümsemeye çalışarak "Hayatımda senden başka birinin artık yer alabileceğini sanmıyorum." dediğinde ona yaklaşarak gözlerini iki elimde kapatmıştım. Bana "Ne yapıyorsun?!" diyerek ellerimi aralamak istediğinde "Sadece iki adım dön ve gözlerini açtığımda ilk gördüğün kişiye bak." demiştim. Buray dediklerimi yaparak döndüğünde gözlerini aralayarak. omuzlarına ellerimi yerleştirdim.

"Lütfen ona bir şans ver ve kendine de.." 

Buray'ın bakışlarıyla karşılaşan Duru kısa bir süre gözlerini ayırmadan baktığında yerinden sıçrayarak içeri kaçmıştı. Buray ise kafası karışmış bir şekilde bana doğru döndüğünde "Bu bir veda, son değil.." diyerek yanından ayrılmış ve Pars'ın yanına koşarak arabaya binmiştim. 

Elimi tutan Pars "O iyi olacak mı?" diye sorduğunda "Onlar iyi olacak." demiştim. Artık geride bıraktığım acıların büyüklüğünden emin olsam bile geride kafaları karışmış iki insanın olduğunu da biliyordum. Ben açılan yaralarımı Pars ile iyileştirirken o iki de gerçek aşkı birbirlerinde bulacaklardı. İyi olacaklarına emindim.

Aile bu hayatta sahip olabileceğimiz en güçlü bağlardan birisiydi. Ve her ailenin gizli bir sırrı vardı. Bazen ihanet ve yalanlara sahipken, bazen de sadece güçlü bir sevgi demekti. Bu sevgi her ne yaşanırsa yaşansın bazı kalplerde asla tükenmezdi.

Bizim ailemizin temelini oluşturan sır köklerimizde var olan cadılığımızdı. Sevgi bir çok şeyi iyileştirebilirdi. İhaneti ve yalanları affedebilecek tek gerçek güç sevgiydi. 

Lema'nın sevgisi Elame'ye olan öfkesine rağmen onu affetmesini sağlamıştı. Karan'a olan inancı ise asla sarsılmamıştı. Ama Elame yaptıklarının bedelini ve tutamadığı sözlerin karşılığını iblisin kızgın zincirlerine vurularak cehennem ateşinde ödeyecekti.

Bazı vedalar son demek değildi.

Şimdi hepimiz için yeni bir hayatın ve yeni savaşların kapılarını aralanmak üzereydi.

Son


XIII Kayıp RuhWhere stories live. Discover now