~ 36 ~

117 50 2
                                    

Karan "Elame.." diye fısıldadığında bunu tek duyan kişi Lema olmuştu. Elleriyle çarşafları sıktığında hıçkırıklarını bastırarak kız kardeşinin neden böyle bir şey yapmış olabileceğine anlam veremeyerek göz yaşlarının süzülmesine izin vermişti. 

Karan'ın ayak seslerini duyduğunda zorlanarak yataktan doğrulmuş ve zorlukla dökülmüştü büyülü sözler dudak aralarından. Lema'nın ruhu evin hizmetçisinin bedeninde nefesine karıştığında  karanlık koridorlarda ilerleyerek Elame'nin odasında duraksamıştı. Kapıyı araladığında gördüğü manzarayla ellerini ağzına götürerek kapatmış kız kardeşinin kocasını öpüşünü dehşet içinde seyrediyordu. Karan onu geriye doğru ittiğinde iğrenerek dudaklarını silmişti. "Ona ihanet etmeme sebep oldun! Cadılığın ile beni büyüledin ama Lema'ya olan aşkım  beni uyandırdığında gerçekleri daha iyi görerek onu da alıp gitmek istedim. Yine de sen ona engel oldun. Bu ihanetin affedilemez!" diyerek kükremişti. 

Lema gördüklerinin şokunu henüz atlatamamışken duyduklarıyla daha da yıkılmıştı. Her şeyden çok sevdiği kız kardeşi gerçekten de ona ihanet mi etmişti?! Lema'nın ve bebeğinin ölmesini isteyecek kadar mı nefret etmişti kız kardeşinden.. 

Lema kapıyı aralayarak içeri girdiğinde kız kardeşi onun varlığını hizmetçinin bedeninde hissederek Karan'a sinsice gülümsediğinde Lema ona doğru yaklaşarak yüzüne bir tokat atmıştı. Kısık bir sesle "Bana ihanet ettin! Kardeşine ihanet ettin Elame!" demişti.

"Onu ilk gördüğüm anda hissettim yüreğimin varlığını! Ben onu ilk gördüğüm andan itibaren sevdim!"

Lema yumruklarını sıkarak Elame'nin gözlerinin içine baktığında "Bana en başından söyleyebilirdin! O zaman onunla evlenmezdim. Ama sen yinede bana bu acıyı yaşattın!" dediğinde Karan ona doğru bir adım atarak duraksamıştı. Zorlukla çıkan sesi "Lema.." dediğinde hiçbir şey demeyerek yanlarından ayrılmış ve bedenine tekrar geri dönmüştü. 

Gözlerimi araladığımda Lema'nın ağaç kökleriyle bir bütün olan bedenine bakarak "Demek böyle öğrendin." demiştim. Elleri yavaşça aralandığında kağıt parçasını alarak bir bütün haline getirmiştim. 

Meşe ağacının Lema'nın bedeni ile bütünleşen köklerini geride bırakarak yukarı çıktığımda benzin bidonunu evin her köşesine dökmüştüm. Dışarı çıktığımda çalan telefonumu sessize alarak çakmağı çakıp yere atmıştım. Meşe ağacının altına doğru ilerlediğinde Pamir yanıma koşarak gelmişti. 

Pamir "Azelya neler oluyor!" dediğinde "Pars uyanmadan yanına git ve onu benden uzak tut!" demiştim. Pamir dediklerimin ardından eve doğru koşmaya başladığında meşe ağacının etrafına son bidonu daire şeklinde dökmüştüm. Meşe ağacının altına oturduğumda sırtımı sert kabuğuna yaslayarak hala yanıp sönen telefonumun ekranına baktım. Gelen çağrıyı yanıtladığımda Buray'ın korku dolu sesiyle karşılaşmıştım. "Azelya sen iyi misin? Yanına geliyorum ve birkaç destekçi bulabildim." demişti.

Buray'a "Ben şimdilik iyiyim.." dediğimde sözlerimi yarıda keserek "Lütfen bana böyle bir veda etme! Söz ver!" demişti. 

Ona "Hatırlıyor musun sana bir söz vermiştim. Eğer bir daha dünyaya gelme şansım olursa nerede olursan ol seni bulacak ve yine seni sevecektim." dediğimde bana üzgünlükle "Hatırlıyorum.." demişti.

Buray'a "Üzgünüm Buray sanırım artık bu sözümü tutamayacağım. Sana verdiğim hiçbir sözü tutamadığım için üzgünüm." dediğimde "Bizim için verdiğin hiçbir sözü tutmasan da olur, bana kendine bir şey olmayacağına dair söz ver!" demişti.

XIII Kayıp RuhWhere stories live. Discover now