~ 28 ~

137 57 7
                                    

Ertesi gün

Sabah uyandığımda uzun zamandır ilk kez deliksiz bir uyku çektiğimi hissetmiştim. Bütün yaşananlar beni çok yormuş olmalıydı. Tişörtümü sıyırarak aynanın karşısına geçtiğimde yara izlerinin tamamen kaybolduğunu görmüştüm. Bu durumu dün gece Buray'ın kolunu keserek alfa kanını akıtmasına bağlamıştım. Gerçekten de son derece kuvvetli bir iyileştirici gücü olmalıydı. Bedenimdeki yaraların aksine ruhumdaki yaraları da tedavi etmiş gibiydi. 

Üzerimi değiştirerek aşağıya indiğimde Duru'nun kucağında küçük pars'ı sevdiğini görmüştüm. Gözlerimi büyüterek Karan'a baktığımda sadece kaşlarını kaldırarak çarpık bir gülümseme sergilemişti. Yüzümde bir gülümsemeyle Duru'nun yanına oturduğumda "Günaydın, çok sevimli bir kedi." demişti.

Dün gece parsı diğer şeklinde gördüğünde bayılan kendisiyken şuan kucağında duran kedinin aslında o olduğunu öğrense ne tepki verirdi doğrusu merak etmiyor değildim. "Evet pars özel bir kedidir." diyerek gülümsediğim de irkilerek "Bana pars deme! Dün gece kurtlar tarafından kovalanıyordum. En son seni gördüğümü hatırlıyorum ve yanında bir panter vardı. Yaşadığım şokun etkisiyle halüsinasyon görmüş olmalıyım. İnanılacak gibi değil!" dediğinde küçük pars söylenerek Duru'nun kucağından yere atlamıştı. 

"Bileğin nasıl?"

"Burkmuş olmalıyım, şimdi biraz daha iyi."

İçten bir tebessümle "Sevindim.." diyerek duraksadığım da artık ona neden buraya geldiğini sormamın vakti olduğunu düşünmüştüm. Ama o benden önce davranarak konuşmaya başlamıştı.

"Sanırım habersizce gelmem pek doğru değildi ama onun hakkında senden öğrenmek istediklerim var. Kim olduğunu merak ediyorum ve anneme birçok soru sorarak daha fazla üzülmesine izin veremezdim."

Amcam hakkında konuşmak istemesi ve onu gerçekten tanımak istemesi beni duygulandırmıştı. Ona bir çok güzel anımızı anlatarak amcamın aslında ne kadar komik ve ne kadar düşünceli bir insan olduğunu anlatmıştım. Yüzünde oluşan tebessüm ondan mahrum kalmanın acısıyla kaybolduğunda "O seni hiçbir zaman terk etmedi. Yanında olamamış olsan bile hep kalbinde bir yerdeydin buna eminim." dediğimde kedini gülümsemeye zorlayarak "Sana inanıyorum." demişti.

Duygu yoğunluğunu dağıtmak istercesine dikkatini başka bir yere çekerek masanın üzerinde duran kitabı eline almış ve kapağını aralamıştı. Yüzünde oluşan değişik ifadeden bir sonuç çıkartmak mümkün değildi. Sesli bir şekilde gülerek "Bu kitapta ne böyle? İçinde yazılanlar oldukça ilginçmiş." dediğinde kısa bir süreliğine Karan ile birbirimize bakmıştık. 

Karan şaşkınlıkla "Okuyabiliyor musun?" diye sorduğunda Duru omuzlarını geriye doğru atarak "Tabi ki de sonuçta bizim dilimizle yazılmış." demişti. Ellerim titreyerek kitabı elinden aldığımda "Sorun ne alt tarafı saçma sapan bir kitap.. Yazarı kim merak ettim doğrusu." diye sorduğunda "Bilindik bir kitap değil. Artık Buradan gitsen iyi olur." demiştim.

Verdiğim tepki karşısında şaşkınlığını gizlemeye çalışarak "Sadece amcanı ve seni tanımak istemiştim, sorun ne?" diye sorduğunda "Burası senin için pekte güvenli değil. Bu yüzden artık gitmelisin." demiştim.

Telefonumu tuşlayarak bir taksi çağırmak istediğimde "Aracım var, kendi başımın çaresine bakabilirim!" diyerek ayağa kalkmıştı. Kolundan tutarak "Beni sakın yanlış anlama, gerçekten seni düşündüğüm için böyle davranıyorum." diyerek aramıza bir soğukluk girmemesini ummuştum. 

XIII Kayıp RuhWhere stories live. Discover now