~ 27 ~

160 60 22
                                    

İblisin canavarları

Küçük kedi huysuzlanarak kucağımdan aşağıya inmek istediğinde "Sakin ol lütfen." diyerek başını okşamaya başlamıştım. Veteriner hekim geldiğinden beri huzursuzdu, sanki ona zarar vermek isteyeceğini düşünüyor gibi yüzüme bakarak mırıldanmıştı.

"Kırık yok sadece ufak sıyrıklara sahip anlaşılan başka bir cins tarafından saldırıya uğramış. Bakımını üstleneceğiniz için her ihtimale karşı önlemimizi alarak kuduz aşısı yapmamız gerek. Aynı zamanda iç ve dış parazit aşıları da sağlığı açısından iyi olacaktır." bizi bilgilendirerek büyük metal kaplama çantasından küçük şişeler çıkartarak ikisini şırınga yardımıyla vurmuş diğerini ise siyah kürküne damlatmıştı.

Doktorun yanımızdan ayrılmasıyla kedi sadece arkasından tıslamak ile yetinmişti. Kucağımdan inerek koltuğa yayıldığında patilerini temizlemeye başlamıştı. Odama çıkarak müzik kutusunun anahtarını, eski kitabı ve hilali de alarak aşağıya inmiş üçünü de masanın üzerine bırakmıştım.

Bana "Ne düşünüyorsun?" diye soran Karan'ın yüzüne bakarak "Aramaya kaldığım yerden devam etmeyi. O odayı bulup neler olduğunu görmek istiyorum. Belki başka bir ipucuna daha rastlaya bilirim." ayağa kalkarak anahtarı ve hilali alarak eski eve geçmek için harekete geçmiştim.

Hızlı adımlarla eve ulaştığımda içeri adım atmadan önce aklıma son yaşadıklarım gelmişti. Karan ile aramızda olanlar ve onun gerçek kimliğini keşfetmem dışında amcamın başına gelenleri öğrenmem ve elimde oluşan kara lekenin artık olmayışı.. Bu sefer korkusuzca ilerleyerek orayı bulmam gerektiğine odaklanmıştım.

Evin her bir köşesini incelediğimizde neredeyse pes etmek üzereydik saat su misali akıp gitmişcesine ilerlemiş ve zaman kavramının ne demek olduğunu unutturmuştu. Gün batmış ve gece'nin karanlığı her bir zerreyi kaplayarak teslim almıştı. Sağ elim çenemin üzerinde düşünür bir vaziyette neyi atlamış olabileceğimi zihnimde tarıyordum. Arkamı döndüğümde karşımda beliren ruh irkilmeme sebep olmuştu. "Hala alışamamış olman ilginç." dediğinde yüzünde bir tebessümle bana doğru yaklaşmıştı.

Ruh "Karalık çöktüğünde davetsiz bir misafir ancak ev sahibi tarafından kabul görebilir. İblisin canavarları kardeşleri için öfkeli, pusuya yatmış beklemekte." dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım. Ona sormak üzereyken dışarıdan gelen bir kadın çığlığıyla gözlerimi aralayarak Karan'a baktım "İblisin yaratıkları burada!" dediğimde ikimizde koşarak dışarı çıkmıştık, duraksadığımız da yanıma gelen küçük kedi de tehlikeyi sezmiş olmalıydı.

Karan'ın "Sesler duvarın dışından geliyor!" demesiyle kedi bizden önce koşmaya başlamıştı. "Azelya!" diye yakaran sesin Duru'a ait olduğunu fark ederek tekrar harekete geçtiğimde önümde koşan kedi birden kocaman bir pars'a dönüşmüş ve duraksamama sebep olmuştu. Karan da benim gibi duraksayarak yüksek bir sesle küfür savurmuştu. Yaşadığı şoku atlatamayacak kadar berbat bir halde görünüyordu. Kaldığım yerden koşmaya devam ederek duvara ulaştığımda kapıları açarak etrafıma bakındım ileride sendeleyerek yürümeye çalışan Duru'yu fark ettiğimde hiş düşünmeden yanına koşmuştum. Benimle birlikte yanına yaklaşan parsı gördüğünde bir şeyler mırıldanarak yere yığılmıştı. 

Karan yanımıza ulaştığında baygın bedenini kucaklayarak onu yerden kaldırmıştı. Arkama baktığımda ileride beliren iki kurttan daha iri ve daha vahşi bir kurt'un bize doğru koşmak için bir hamle yaptığını görmüştüm. Karan'a "Onu hemen içeri götür!" diye haykırdığımda ikimizde tekrar koşmaya başlamıştık. Kapıdan içeriye girmeden önce cebimden düşen metal seslerinin kulaklarımda yankılanması kalbimin heyecanla çarpmasına sebep olmuştu. Giderek yaklaşmakta olan kurda bakarak birkaç adım ileride bulunan hilali ve anahtarı alabilmek için tekrar dışarı adım attım. Hilali yerden aldığımda yaklaşan kurdu görerek arkamı dönmüş ve iki adım atmamla sırtımda acı bir yanma hissetmiştim. Öne doğru atılarak kendimi kapıdan içine attığımda yere yığılarak yüzümü kaldırmış ve birkaç uzaklıkta bulunan kurt'un gözlerinin içine bakmıştım. Pençelerini vücuduma geçirmesine rağmen henüz bir galibiyet kazanamamış olmanın verdiği bir öfkeyle diğer kurtlar gibi oda uluyarak karanlık ormana geri dönmüştü. Gözlerine baktığımda gördüğüm nefretten korkmam gerektiğini biliyordum ama asıl korktuğum o gözlerin tanıdıklığıydı.

XIII Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin