23.Bölüm《İlk adım》

Start from the beginning
                                    

"İster misin?"

Bir an dudaklarındaki gülümsemeye şahit olacağımı düşünsem de eski halini alarak yanıma gelip oturdu.

"Hayır sen keyfine bak diyeceğim de zaten ev benim değil senin gibi"

Mırıldandığı şeye dudaklarımı kıvırıp başımı sallarken kadehten bir yudum daha aldım. Boğazım acısa da durmadan içmeye devam etmek elimde olan bir şey değildi.

  -----

Sayısını unuttuğum kadeh tekrar sehpayla buluşunca yüzümün önüne düşen saçlarımı beceriksizce geri ittim. Kendimi aşırı uyuşmuş hissediyordum. Vücudumun her zerresi işlevini yitirmişken göz kapaklarımı zar zor açık tutabiliyordum.

 Ne kadar içtiğimi hatırlamazken sarhoş olduğumu anlayabilecek kafadaydım. Kadehi tekrar dolduracakken elimin üzerine kapanan el buna engel oldu. Kaşlarım kendiliğinden çatılmış şekil de başımı kaldırırken gözlerimi delip geçen kahvelerle karşı karşıya geldim. Nedendir bilinmez ne zaman o gözlere baksam kendimi bir tedirginlik tufanının içine hapsedilmiş gibi hissediyorum. Dudaklarım anlamsızca gülümsemeye ev sahipliği yapacakken elimi kaldırıp yüzüne getirmeye çalıştım. Ne kadar titremekte inat etse de sonunda başarıp elimi yanağına götürmeyi becerebilmiştim.

Bahadırın kaşları çatık anlamsız bakışları izini sürmeye devam ediyordu. Ne yaptığımı anlamadığını görebiliyordum ama ben bile bu hareketlerime bir anlam katabilmiş değildim. Baş parmağım göz çevresinde dolaşırken gözlerini kırpmadan gözlerime bakması heyecanlanmama neden oluyordu ama bu Bahadırdan kaynaklanan bir şey değildi. 

"Biliyor musun..."

Boğuk çıkan sesimi boğazımı temizleyerek netleştirmeye çalıştım. Parmağım tekrar göz çevresinde gezintiye çıkmışken bakışlarına daha dikkatli bakmaya çalıştım.

"Bu bakışlar bana bir kişiyi hatırlatıyor.Oda tıpkı senin gibi ciddi, hödük, dediğim dedik birisi."

Elini kaldırarak yüzündeki elimin üstüne koyup çekecekken ona daha fazla yaklaşıp buna izin vermedim.

"Birden neden böyle hissettiğimi bilmiyorum ama.."

Başım aşağıya düşerken zorda olsa kaldırıp gülmeye başladım.

"Gözlerine ne zaman baksam aklıma neden hep o kişi geliyor. Neden kendisi yetmiyormuş gibi bakışları benim üzerimde"

Dudaklarımdan kaçan hıçkırıkla daha çok gülerken beni anlamaya çalışan gözleri umursamamaya çalıştım.

"Sefil hayatımı daha çok bok eden birine ihtiyacım yokken neden bu kişiye kendimi muhtaç gibi hissediyorum ki"

Yüzüm anında düşerken ani değişen ruh halim dengemi şaşırtıyordu. Elimi yüzünden çekerken iki elimle yüzümü kapatıp sıvazladım. Bahadır sessizce yaptıklarımı izlerken bana karışmıyordu bile.

"Biliyor musun... Onu ilk gördüğüm zaman da bir şeyleri sezmiştim. O zaman kendime itiraf edemesem de şimdi bunun sebebini buldum"

Başımın dönmesine aldırmadan hızla kaldırırken dönen başım daha fazla ayakta duramayıp önümdeki bacakların üzerinde düştü. Gözlerim kapanmaya meyilli olsa da dudaklarımı son sözleri akıtmak için araladım.

"Bahadır, neden hep bunları ben yaşamak zorundayım. Bu hayatıma eklenen gerçekler beni nasıl etkiley..."

Dudaklarıma hapsolan sözler gözlerimi kapatmamla ağzımda yoklukla bir olurken yüzümdeki saçın çekildiğini hissettim.

KARANLIK SIRLARWhere stories live. Discover now