Telefon açıldığında ki heyecan dolu cırlama ile telefonu kendimden uzaklaştırarak kulağımı ovuşturup "Biraz sakin olabilir misin?" dedi. "Normal bir insan gibi davranarak heyecanını benimle paylaşa bilirsin." dediğinde "Normal bir insan ilk önce ALO der!" demiştim. "Hah anlaşılan o ki birileri iyi gününde değil. Her neyse uzun zaman oldu? Nasılsın?" diye sorduğunda "Evet, iyi sayılırım." diyerek yalan söylemiştim. Eğer ona yaşadıklarımı ve amcamın artık hayatta olmadığını söyleyecek olursam bu telefon görüşmesi yarın sabaha kadar uzaya bilirdi. Ama saate gözlerim kaydığında zaten sabah olduğunu yeni fark etmiştim. "Üzgünüm seni bu saatte rahatsız etmek istememiştim." dediğimde "Hayatı birkaç dakika farkla senden önce yaşıyorum tatlım. Beni sormayı unuttuğuna göre bir sorun var demektir?" demişti.

En yakın arkadaşıma tabi ki mesafe bakımından değil manevi olarak "Affedersin, nasılsın?" diye sormuş ve aynadan kendime bakmıştım. Her tarafım toz toprak içindeydi ve yüzümde buna dahildi. "İyiyim, bir cevap bekliyorum."

Ona "Hani bir erkek arkadaşın vardı." dediğimde sözlerime ilaveten "Bir çok oldu tatlım.. Tam olarak hangisi?" diye sormuştu. "Eski yazıları inceleyen." dediğimde kahkaha atarak "Sen şu paleografi uzmanını diyorsun. Mesleği gibi sıkıcı olan adam." dediğinde yüzünü ekşittiğini tahmin edebiliyordum. "Evet hala onunla görüşüyor musun?" diye sormuştum.

Gazel "İnana biliyor musun! İki gün sonra büyük bir partiye davetliyim." diye bağırmasıyla telefonu tekrar uzaklaştırmış ve Karan'a bakmıştım. Şaşkınca beni seyrediyor ve elimde tuttuğum telefona acı bir şekilde bakıyordu. "Gazel şuan partiye gidecek olmanın sırası değil!" dediğimde bozularak "Aslına bakarsan bir çok önemli kişinin katıldığı bir davet.." diyerek duraksamış ve kaldığı yerden devam ederek "Sanırım o da katılacaktır." demişti. 

"Sana inanamıyorum neden en başından söylemiyorsun?!" 

Gazel "Her neyse söyledim ya önemli olanda bu, sende gelmeye ne dersin böylece onunla konuşma fırsatın olur." dediğinde Karan'a bakarak "Aslında iyi bir fikir.. Yanımda bana eşlik edecek biri daha var yalnız, sorun olur mu?" diye sorduğumda "Ah tabi Buray da gelebilir." demişti. 

Karan'dan gözlerimi kaçırıp kısık bir sesle "Başka birisi.." demiştim. 

Gazel korkunç bir sesle "NE?! Kim?" diye ciyakladığın da "Teşekkürler bu iyiliğini unutmayacağım bana konum atarsın ilk uçakla oradayız." diyerek telefonu yüzümden uzaklaştırdığım da en son bana "Azelya! Seni..." dediğini duydum. Telefonu kapatarak derin bir nefes almış ve bir elimle alnıma yapışan saçlarını geriye doğru yatıştırmam ile Karan'a dönerek zoraki bir biçimde gülümsemiştim.

Ertesi gün

Yine o evin ve rüyanın içinde olmak.. Ama bu sefer farklı bir yerde Elame'yi seyrediyordum. Cam kenarında oturmuş boş parmağıyla oynuyor ve oldukça düşünceli görünüyordu. O adamın yani gerçek Karan'ın odadan içeri girmesi ile olduğu yerden ayaklanarak ona birkaç adım atmış ve "Ne yaptığını zannediyorsun?! Birileri buraya girdiğini görebilir." diye kızmıştı. Adam "Seninle konuşmam gerekenler var." dediğinde Elame'nin gözlerinden heyecanlandığı anlaşılabiliyordu. Kendini yakıp kavuracak bir ateşin içine atlamak istese de durdurmaya çalışıyordu. 

Adam "Sen haklısın yaşadıklarımız doğru değildi. Bu yüzden Lema'yı da alarak buradan gitmek istiyorum. Yüz yüze baktığımız sürece yaşananları görmemezlikten gelemeyiz." dediğinde Elame'nin gözlerinde gördüğüm öfke parlayarak adamın yakasına yapışmasına sebep olmuştu. "Kardeşimi benden uzaklaştırmaya hakkın yok! Onun sevgisi sadece bana ait!" dediğinde adam yorgunlukla "Ona ihanet ettik! Yaşadıklarımızı öğrendiğinde ne sana ne de bana bir sevgi duymayacak. Aksine ikimizden de nefret edecektir." demişti. 

Elame adamın ellerini tutarak "O zaman birlikte kaçalım buralardan.. Belki o zaman bizden daha az nefret eder." demesinin ardından adama sarılarak boynuna küçük bir öpücük bırakmıştı. Başını omuzlarından ayırmadan gözlerini bana dikerek gülümsemişti. 

Gözlerimi araladığımda uzun zamandır Elame'yi yalnız görmediğimi düşünmüştüm. Onu o adamla birlikte gördüğümde duyduğum rahatsızlık hissini hala üzerimde hissede biliyordum. Gerçek Karan, Lema'yı buradan götürmek ve tüm gerçekleri ondan saklamak istemişti. Ama aşık olduğuna inandığım Elame kardeşine duyduğu sevgiye rağmen ona ikisinin kaçabilecekleri bir tercih sunmuştu. Eğer ikisi kaçsaydı belkide bu yaşananlar ailemizde sadece bir utanç kaynağı olarak anılmaya devam edecekti. Ama Lema her şeyi öğrenmiş olmalıydı ve onlardan intikam almak istemiş olabilirdi. Tabi asıl soru laneti Elame başlatırken Lema nasıl sonlandırmıştı.. 

Ruhunun parçalara bölünmesine sebep olan neydi?

Vote vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. 

Takipte kaldığınız için teşekkürler. 

Seviliyorsunuz. <3


XIII Kayıp RuhWhere stories live. Discover now