4

7.1K 451 89
                                    



💜

Saçlarını düzleştirip serbest bıraktığında, dudakların da kırmızı rujunu gezdirdi. Masadan kalktıktan sonra giydiği eteğinin içine beyaz tişörtünü sokuşturmuştu. Hareketlerine dikkat ederek sessiz olmaya gayret gösterdi. Baekhyun alarmına rağmen henüz uyanmamıştı ve onu uyandırıp uyandırmamak arasında kararsız kalmıştı. Uyandırmaya karar verdiği sıra kapının tıklanmasıyla Jongin'in sesini duydu.

"Gelebilir miyim? Müsait misiniz?"

"Evet." dedi duyabileceği şekilde. İçeriye girdikten sonra Haneul'ü süzüp baş parmağını havaya kaldırmıştı.

"Baekhyun hyungu uyandırsam iyi olur. Geç kalmak istemez." Yanına giderek üzerindeki örtüyü hızlıca çekmişti. Vücudunu hızla ve gülerek sarsılarken gülmüştü.

"Hadi ama hyung!" dedi sıkılarak. "Haneul yardım et." Arkasını dönerek onu yanına çağırdı.

"Ne yapabilirim ki?" dedi merakla.

"Bir kolundan sen tut." Diğer kolunu Jongin kavrarken Haneul dediğini yaptı. "Gece baya iyi oturdular." Baekhyun'un bileğinden iki eliyle kavradı. "3 dediğimde çekiştireceğiz tamam mı?" Başıyla onaylarken ikisi de gülmeye devam ediyordu. "3!" Baekhyun'u çekiştirdiklerin de küfür ederek gözlerini aralamıştı.

"Ne var? Ne?" Yatakta sinirle tepindiğinde bileğini bırakmıştı. "Sikeyim sizi." Uyku sersemi yüzünü ovuştururken, küfürü göz ardı etti ve dudaklarını birbirine bastırarak güldü.

"Hyung hepimiz hazırlandık." dedi üzerlerini gösterip. "Geç kalmak istemiyorsan kalkmalısın." Jongin cümlesini bitirdikten sonra kapıya doğru yöneldi. "Hazırlanıp aşağıya gel ve duş alıp kendine gelmen için 10 dakikan var." Baekhyun oflayarak yataktan kalktığında, gözlerini ovalamaya başlamıştı.

Haneul hazırlanmasına fırsat vermek için yatağının üzerindeki çantasını alarak aşağıya indi. Mutfak masasında herkes eksiksiz oturmuşken yanlarına yavaşça adımlamıştı.

"Günaydın." diyerek Seolhyun'un yanına oturdu. Seolhyun gülümseyerek ona döndüğünde konuşmaya başlamıştı.

"Bugün farklı görünüyorsun." Beğeniyle konuştuğunda gülümsemişti.

"Teşekkürler." diyerek önüne dönmüştü.

"Kolay uyum sağlamış gibisin." Bom'un iğneleyici sesi onu son derece rahatsız etmişti. Rengini yeni değiştirdiği saçlarını geriye atarak küçümseyi bakışlarını üzerinde gezdirmişti.

"Uyum sağlamaya çalışıyorum." Onunla göz temasında bulunmak istemediği için bakışlarını ondan ayırmıştı.

Seoulhyun ikiye böldüğü poğaçanın yarısını Haneul'e doğru uzattığında almıştı.

"Yarın projemin son günü." Seolhyun stresli bir şekilde konuşmaya başladığı zaman herkesin dikkatini çekmişti. "2 gün sonra mühendislik fakültesinin düzenlediği ufak bir parti var. Beraber gitmek ister misiniz?" Gözlerini Bom ve Haneul'ün üzerinde gezdirdiğinde bunun için heyecanlı olduğu anlaşılıyordu.

"Erkek arkadaşı olan birisini playboy partisine davet etmek ne kadar doğru?" Baekhyun merdivenleri zıplayarak geldiğinde, ellerini Jongin'in omuzlarına yerleştirerek bacağının birisini kırmıştı.

"Oh erkek arkadaşın mı var?"

"Evet." dedi hafifçe gülümseyerek. "Baekhyun'un playboy partisi dediğine göre pek normal partilere benzemeyecektir."

"Ne demek olduğunu biliyor musun ki?" Bom alayla güldüğünde saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp arkasına yaslandı. Konuşması ve bakışları oldukça aşağılayıcıydı.

☁️; roommate Where stories live. Discover now