2.1.2.KISIM "BİR DİLEK YAKALADIM, KAYIP YILDIZLAR ALTINDA."

408 43 282
                                    

Sınırlı net paketimle yayıma devam ediyorum. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

Yıldızlı okumalar :)

***
Zır deli kardeşim Sırma'yı da partiye çağırmıştı. Bunu duyan Manolya ile Serra da sürpriz yaparak şubelerindeki diğer arkadaşlarını da bizim eve getirmeyi başarmışlardı. Aleyna'yı bir kere daha tebrik ettim içimden. Gece oluşan tüm çöplükleri ona temizletecektim, kararlıydım.

Parti için gelenler yaklaşık kırk kişi varlardı. Kafamın içine kuyruklarını kıstıran tilkiler can çekişmeye başlamıştı bangır bangır çınlayan müzikler eşliğinde. Sıkıntı içerisinde ortamın havasından sıyrılmak istemiştim, adımlarımı kiraz ağacıma yönlendirdim. Ancak o bile yalnız değildi şu anda.

Manolya ile Serra ellerindeki votka şişeleriyle Mehmet ve Berksan'la beraber içiyorlardı. Göz devirdim, Manolya beni görünce Mehmet'in boynuna atlayarak kulağına fısıltılı birkaç cümle mırıldandı. Kinayeli bakışlarını fırlatmayı da ihmal etmemişti.

"Güzelim, alanın çok dar. Ben okullar açıldığında haftada iki gün benim havuzlu evimde parti veririm. Mutlaka gelmelisin." Kıkırdadılar hep birlikte. Öfkeyle çattım kaşlarımı ve içeride Ege ile dans eden Aleyna'ya haykırdım sinirli bir eda içerisinde. "Lanet olası şu müziği kısın. Herkes 11'de eve gidecek. Anlaşıldı mı?"

"Yapma tatlı kız." diyerek bir adım attı Mehmet bana doğru. Sportif bir şekilde önümde gerinerek sinsice sırıttı. "Parti daha yeni başlıyor. Gece yarısı olduğunda külkedisinden bal kabağına dönüşeceksin diye mi korkuyorsun yoksa?"

"Kes sesini!" diyerek haykırdım iki elim belimdeyken. Onların iğrenç laflarını daha fazla duymaya tahammül edemezdim. Arka bahçeye yönelecekken Mehmet bileğimden kavrayıp kendine çekmişti beni. İğrenç alkollü nefesi yüzümü yalayıp yutmuştu salisede. Kusmak istedim öylece, midem tatlı-tuzlu ne varsa götürdüğü için zor duruyordum ayakta. Herkes çılgınca alkole sarılırken yemeklerden medet ummuştum o anda.

"Evimden defolup gidin yoksa polis çağıracağım!" dedim gür sesimle. Bu gece kardeşimi dövmeliydim, aklıma onu sopayla nasıl kovaladığıma dair sahneler bir bir gelince karşımdaki insanın konumu gözümde gittikçe küçülüyordu. Sinsice dudaklarını kıvırdı karşımdaki varlık.

"Denesene, ne olur!" dedi karşımdaki yabani varlık. "Dene güzelim, ben de seni bir kere daha öpeyim."

Geçmişteki kötü anılar belleğime hızla aktarılırken benden zorla öpücük aldığı o sahne canlandı gözümde. Ürkek bir ceylan oldum o sırada. İçimdeki sincap ağaç kabuğuna sığındı, kaplumbağa kabuğuna çekildi, kötü kız kahkahaları histerik kahkahalarını bastırmak zorunda kaldı.

Ani bir hızla bileğimi kavrayan ellerinden kurtulmaya çabalarken bileğimi daha çok sıktı. Sabır taşımı kırmışlardı, ağzımın içine doluşan kusmuk torbalarından tükürük bezi çaldım ve şeytansı suratına güzelce tükürdüm.

Fazla bir zaman geçmemişti ki arkamdan bir ses yankılandı. "Sen kimsin oluyorsun şerefsiz?" Lavantanın cümbüşlü kokularının burnuma dolmasına ramak kala yumruğu havada savruldu. Fakat ondan daha hızlı davranarak yakaladım yumruğunu. Bu gece olay çıkmasına müsaade edemezdim. Bir an önce bu gereksiz kalabalığı dağıtmalıydım. Mehmet'in elinden hızlıca bileğimi kurtardığımda araya girmiştim.

"Manolya leşini ve kendini alıp bir an önce buradan git. Bir daha da çağrılmadan benim evime gelme. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Karşımdaki sinsi varlık yüksek sesle kahkaha atıverdi. Beni koruyan melek yeniden hamle yapmaya girişti.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin