S.N. - 36.BÖLÜM : "SAÇIM SAÇIN OLSUN!"

323 48 1
                                    

Savaş'ın ağzından ilk aşkını dinlerken üzerinde on yıl geçtiği halde yarasının hep kanadığını hissetmiştim. Onu hatırlamak dahi gözlerini dolduruyordu, içten içe canını yakıyordu. Oysa onu görmediği bu yıllarda sevgisi azalmak yerine hep artmıştı.

Doğruyu söylemek gerekirse onu kıskanmıştım. İlk defa birinin yerinde olmak istedim. İlk defa Savaş'ın beni de onu sevdiği gibi sevmesini istedim. Sonra bir mucize gerçekleşti. Ben onun ilk aşkı ve son aşkı olduğumu öğrendim.

Böyle güzel seven bir adam tarafından bir ömür sevilmiş ve sevilecek olmam ne büyük lükstü. Öyleyse soruyorum, her şeyin olduğu gibi bunun da bir bedeli olacak mıydı? Her şeyimi zaten elimden almış bu hayat, bir dahakinde benden ne alabilirdi?

"Herkes duysun ulan! Biz Defne'yle evlendik!"

Bu cümle zihnimde her yankılandığında yüzümde belirsiz bir gülümse oluşuyordu. Bunun gerçek bir evlenme olmadığını elbette farkındaydık ama ne fark eder? Bütün bu çabalar bir gün bunun gerçekleşeceğini bildiğimizdendi. Zaten şu saatten sonra ayrılır mıydık ki? Hiç sanmıyorum. Dünya üzerindeki hiçbir sebep artık bizi ayıramazdı.

"Gerçekten kovdular."

Gülerek Alex'e baktığımda kolunu Gizem'in omzuna atmış, koltukta yayılıyordu. Evet şu an evdeydik, haftalar sonra ilk kez. Yeniden bir MR çektirmiştim ve sonuçlarım yarın çıkacaktı. Bu yüzden de Mehmet abi bu geceliğine eve gidebilirsin dedi. Savaş koridorda öyle bağırınca gelen şikayetler üzerine bizi kovaladı da denebilir. Hatta hemşireler bile biz giderken arkamızdan 'Bir günlüğüne kafamızı dinleriz,' diyorlardı.

"İyi ya, bizde film gecesi yaparız."

Savaş orta sehpadaki kumandayı eline alarak yanıma oturdu. Boştaki eliyle de elimi sımsıkı bir şekilde tuttu. Parmağımızdaki ipler sakince birbirine temas ediyordu.

"Keşke Kuzey de gelseydi," dedim başımı Savaş'ın omzuna yaslayarak. "Kaçar gibi gitti."

"Bir haller var onda uzun zamandır. Kapalı kutu olduğu için sıkıştırsam da konuşturamadım."

"Bir şeye üzülüyor gibi," dedi Gizem konuşmaya girerek. "Yakınsınız sonuçta, sana olabilir. Yani hastalığına demek istiyorum."

Kafamı sallayarak bakışlarımı Savaş'a kaldırdım. Kaşlarını çatmış, dalgın bir şekilde halıya bakıyordu.

"Belki de istemeden aynı kaderi iki kere yaşatmışızdır ona."

Bahsettiği şeyin aşkla ilgili olduğunu anlamıştım. Bu uzun küslüğün sebebi Gizem'di ve bir şekilde ikisi de bunu atlatarak barışmışlardı. Şimdiyse sırf bu arkadaşlık bozulmasın diye Kuzey aramızdaki şeyi sessizce izliyordu. O nikah planında bile isteyerek bulunmak zorunda kalmıştı.

"Ne demek bu?"

Gizem'in bu sorusunun üzerine Begüm onu duymamış gibi davranarak "Korku filmi mi izliyoruz şimdi?" dedi Savaş'a. Bu kavga bittiği için yeniden mevzusunu açmak saçma olurdu.

"Evet."

Kumandanın tuşuna basarak hızla sehpaya geri koyduğumuzda televizyona baktık. Film başlar gibi olmuştu ama ekran aniden karardı. Buzdolabından ve bulaşık makinesinden de değişik bir ses gelmişti. Yani demeye çalıştığım şey bu saatte elektrikler kesildi ve karanlıkta kaldık.

Savaş sehpadaki mumları hızla yaktıktan sonra portmantodan şal getirerek yeniden yanıma oturdu. Genellikle ihtiyaç duyulmadığından dolayı sadece üç şal vardı ve içine çift olarak girmekten başka çaremiz yoktu.

SEVGİ NOTALARIWhere stories live. Discover now