S.N. - 34.BÖLÜM : "SEVGİ NOTAM"

339 65 16
                                    

Bir yere ait olamama hissini belki de çoğumuz biliriz. Asla dolmayan bir boşlukla savaşmaktır bu. Çünkü dünya üzerinde yaratılmış hiçbir şey hiçbir zaman tam olarak senin değildir. Layık görülmemişsindir, sana fazla gelmiştir... İşte tüm bu sebeplerin birleştiği nokta da, hiç beklemediğin bir anda bir mucize gerçekleşir. Tıpkı benim başıma geldiği gibi.

Bu hissi belki de hayatımda ilk defa bu kadar derinden hissediyordum. Ben artık bir yere aittim, uzun zaman sonra olmam gereken yerdeydim. Bu sıkıcı hastane odasında yatmak bile boşlukta hissettiğim onca zamandan daha iyi geliyordu bana. Çünkü burada bile onunlaydım, ellerim burada bile onun ellerindeydi.

"Zengin olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?"

Savaş'ın yatağına çevirdim bakışlarımı. Babasıyla da benimle de arasını tamamen düzelttiği için keyfi yerindeydi. Taburcu olmasına da az kalmıştı tabi.

"Neymiş?"

"Paran sayesinde hastanede bile sevgilinle aynı odada kalabiliyorsun."

Gülmeye başladığımda bizimkiler de çoktan kahkaha atmaya başlamışlardı. Günlerdir Gizem ve Alex'i de sayarsak altı kişi kalıyorduk odada. Ve yönetimdekiler artık bizden bıkmış, Savaş'ın iyileşip gitmesini bekliyordu.

Gizem konusuna değinmek gerekirse şu an aramız kötü değil. Uzun süredir hiç kavga etmedik hatta tartışmadık da denebilir. Ben ona iyi davranıyorum, o da bana. Ama hepsi bu kadar. Benle ilgili gerçeği hala bilmiyor ve ben de ona söylemiyorum. Çünkü bu kelimelerle anlatılacak kadar basit bir konu değil. Eğer bunu bilirse geçmiş yüzünden sürekli pişmanlık duyacak. Zaten yetmezmiş gibi kanser olduğumu da öğrendi ve bunu atlatmadan onu bu duruma mahkûm edemem. Savaş'la da konuştuk hatta bu konuyu. Yeni bir MR yaptırdım ve en azından onun sonucuna göre hareket etmem gerektiğini kanaatindeyiz. Sonuç kötü çıkarsa da sürekli kavga ettiği Defne olarak hayatından çıkmayı düşünüyorum. Böylece hatıralarındaki kardeşi olarak sonsuza kadar yaşayabilirim onunla.

"Beni asıl şaşırtan onlar."

Begüm parmağıyla Savaş'ı gösterdiğinde odağımız yine ondaydı. Kuzey ve Alperen'le beraber yatakta bağdaş kurmuş, gülüşüyorlardı. Üstelik sadece bugün de değildi. Üçünün yalnız kaldığı birkaç saatte ne konuştularsa günlerdir bu haldelerdi.

"Uğraşmayın bizimle," dedi Kuzey, Savaş'a bakarak. "Önemli bir meseleyi halletmeye çalışıyoruz."

"Neymiş sizi bu kadar güldüren o önemli mesele?"

"Önce hangimizin albüm çıkaracağını konuşuyoruz. Daha doğrusu benim çıkaracağım kesin olsa da bu arkadaşlar inanmak istemiyor."

"Evet, Kuzey küçükken annesinin ona söylediği ninnilerden bir albüm yapacak."

Savaş'ın cümlesi bittiğinde Alperen elini kaldırarak vurması için ona uzattı. Savaş'ta elini havada bırakmadı tabi ki.

"İtiraz ediyorum," dedim parmağımı kaldırarak. Gülmekten kendimi alıkoyamıyordum. "İttifak var."

"İnanmamaya devam edin. Siz imza sıramı beklerken ben de böyle güleceğim."

"O işler o kadar kolay olmuyor be Kuzey," dedi Alex söze girerek. Yurt dışındayken çıkarttığı bir albümü vardı ve konu buyken içimizdeki en tecrübeli kişi oydu.

"Belki de albümü ilk çıkaran ben olurum," dedi Gizem, tek kolunu Alex'in omzuna atarak. Onu kendine sıkıca çekiyordu. "Değil mi sevgilim?"

Onlara göz ucuyla baktığımda kendimi gülümsemekten alıkoyamadım. Gizem'e karşı böyle şeyler hissedeceğim aklımdan bir an bile geçmezdi.

"Haksızlık, insanlar sevgili kontenjanından kazanıyor."

Savaş sanki kıskanmış gibi Alex'e ters ters baktıktan sonra bana döndü. "Allah Allah Defne Hanım. Bizim ne eksiğimiz varmış?"

"Bilmem. Benim için albüm çıkarabilir misin mesela?"

"Ben senin için tüm müzik piyasasını satın alırım, bunu biliyorsun."

Alperen ve Kuzey alkışlayarak bağırmaya başladığında Alex ve Gizem birazdan hastaneden kovulacaklarını anlamış gibi odadan çıktılar. Utandığım için yatağın içine kayarak örtüyü üzerime çektim.

"Tamam susun."

"Defne'ye bakın, Defne'ye!"

Eğer koluma serum bağlı olmasaydı onları döve döve odadan çıkarabilirdim. Ama elimden gelen tek şey içine yatağın içine gömülerek yüzümü sımsıkı kapatmak oldu.

"Odayı boşaltıyorsunuz gençler."

Hemşirenin sesiyle beraber ayak sesleri de arttığında bizimkiler hiç ısrar etmeden odadan çıktı. Savaş tamamen iyileşse de sırf benle kalmak için hasta numarası yapıyordu ve bizimkilerde bunun farkındaydı. Aslında bir nevi o benim refakatçimdi ve bizimkiler de bu süre zarfında dinlenerek enerji toplamayı hedefliyordu.

"Gittiler."

Örtüyü biraz açarak tek gözümü çıkarttım ve kontrol ettim. Odada yalnızdık.

"Biliyorum," diyerek örtüden tamamen kurtuldum ve hiçbir şey olmamış gibi saçımı savurdum.

Gülümsüyordu.

"Şaşırttım mı seni?"

"Hayır, hiçte bile."

Kaşlarını kaldırdığında yüzünde 'Öyle mi?' der gibi bir ifade vardı. Benimle dalga geçtiği ortadaydı.

"Aslında-" dedi aniden ciddileşerek ama devam etmedi.

"Ne oldu?"

"Uzun bir süredir aklımda bir şey var. Daha doğrusu sana bir şey sormak istiyorum."

Meraklı bakışlarımı ona diktiğimde eli eşofmanın cebine gitti. Aldığı şey her ne ise artık avcunun içindeydi vegörmemem için onu sıkıca sarmalıyordu.

Yatağından kalkarak benim yatağımın ucuna oturdu.

"Demiştim ya sana 'benim sevgim de notam da sensin' diye." Başımı salladım. Kalbim neredeyse ağzımda atıyordu. "Ben artık bunu herkes bilsin istiyorum."

"Bu ne demek oluyor?"

Yüzümdeki endişe onu gülümsettiğinde elini, serum olmayan elime uzattı.

"Yani diyorum ki," Avcunun içinde sakladığı şeyi yüzük parmağıma bağladı. Yüzüme taktığım maskenin ipiydi bu. "Benim Sevgi Notam olur musun?"

 "Benim Sevgi Notam olur musun?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Umarım beğenmişsinizdir. Bölüm hakkında bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Ayrıca beğendiyseniz paylaşmayı da unutmayın. Sizleri seviyorum...

Sorularınız için bana ulaşın;

instagram : deniz_bakkal

SEVGİ NOTALARIWhere stories live. Discover now