S.N. - 3. BÖLÜM : 'BİRLİKTE İLK GECE'

2.9K 631 106
                                    


İyi okumalar. Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.


''Adınızın altına imza atın Defne Demir. Özel Melodi Sanat Okulu'nun bursluluk sınavından elendiniz.''

Ellerim korkuyla titremeye başladığında kendimi daha fazla tutamadım ve zayıflığımı göstererek ağlamaya başladım. Artık gerçekten yorulmuştum. Başkasının yaptığı şeylerin bedelini ödemekten, ayaklarım titrerken bile yere sağlam basmam gerektiği gerçeğinden yani kısacası her şeyden çok yorulmuştum.

Çaresizlikle tutanağı elime aldığımda kağıdı uzun uzun inceledim. Titreyen elim sanki felç geçirmiş gibi olduğu yere sabitlenmişti. Bu küçük, saçma sapan kağıt parçası birazdan benim bütün hayatımla oynayacaktı ve ben buna göz yummak zorundaydım.

Adımın yazılı olduğu yerin altına kalemi değdirdiğim an biri elimden kalemi sertçe çekti.

''O şişe bana ait.'' dedi bir erkek sesi. Kalın, boğuk ve sinirliydi.

Kafamı sesin geldiği yöne çevirince konuşanın Savaş olduğunu anladım. O benim aksime kendine güvenir ve dik bir şekilde duruyordu.

''Öyle bile olsa bunun okul kurallarına aykırı bir davranış olduğunu biliyorsun.'' dedi öğretmen tamamen değişen tavrıyla.

''Biliyorum ama sizde şunu biliyorsunuz ki değil eğitim, şu an binada yirmi kişi bile yok. Bu durumda ben burayı okul sayamam." Önüme geldiğinde beni ondan korumaya çalışırmış gibi adımlarını durdurdu. "Ama eğer ille birine bir şey ödetmek isterseniz faturayı aileme yollayabilirsiniz.''

Suçsuz olan benim aksime öğretmenin önünde sanki hatası yokmuş gibi dimdik duran Savaş, az evvel elimden aldığı kalemi yeniden öğretmene uzattı.

''Onu buradan kaldırın.'' dedi öğretmen hiçbir şey olmamış gibi davranarak. ''Bir daha böyle bir şey olursa disiplin kurulunu toplamak zorunda kalırım.''

Savaş ayağıyla önümde duran şişeyi kendi önüne doğru yavaşça iteledi. Bu sırada öğretmen sınıftan çoktan çıkmıştı bile.

Savaş arkasını dönerek bana bakmaya başladığında sertçe ''Ne var? Teşekkür etmemi mi bekliyorsun?'' dedim. Bacaklarım hala titrediği için kendimi koltuğa yaslamıştım. ''O şişeleri oraya koymasaydın bunlar yaşanmazdı.''

Dışarı çıktığında ona ne olmuştu bilmiyorum ama kesinlikle sabahtan beridir tanıdığım Savaş değildi şu an karşımda duran adam.

''Öyle bile olsa şu an ben olmasaydım sen kapı dışarı edilmiştin." dedi bencilce.

"Ve bu sana varlığından dolayı teşekkür etmem gereğini mi doğuruyor?"

Sinirden gülmeye başlamıştım. Beni her istediğini yaptırabildiği hizmetçilerinden biri zannetmişti sanırım.

"Az evvel de gördün ya hani, benim varlığımın karşısında senin varlığının zerre değeri yok. Demeye çalıştığım, bu sorunun asıl cevabı sende."

Ağzından çıkan bu cümle içimde derin bir acı hissettirdi bana. Tam kalbimin üzerinde bir şeylerin parçalanmasını sağlamıştı sanki. Kalbime battığı için canımı yakan parçalar da bunun bir kanıtıydı.

İstemeden de olsa beni nerden vurabileceğini görmüş oldu. Çünkü hayatım boyunca üstesinden gelemediğim ve gelemeyeceğim tek şey insanların statülerinin altında ezilmekti. Tıpkı evde yaşadığım gibi yetimhanede de yaşamıştım, hatta sokakta da kalmıştım. Ama bu tecrübelerim hiçbir zaman televizyonda olduğu gibi gururla karşılanmadı. O küçük yaşımda arkadaşlarım için daima alay konusu olmuştum. Hatta sadece arkadaşlarım değil, akrabalarım içinde bu öyleydi. Aklıma geldi de bir keresinde bir akrabamı ziyarete gittiğimde kıyafetlerim kirli olduğu için beni bir sokak köpeği gibi kapıya atmış, elime zorla para tutuşturup temizlenerek gelmemi söylemişti.

SEVGİ NOTALARIWhere stories live. Discover now