S.N. - 1.BÖLÜM : 'KONFERANS SALONU'

5.2K 785 183
                                    

14.09.2015/Pazartesi

' ***Melodi Sanat Okulu'nu kazan.***

Uzun zaman boyunca defterimden bir an bile ayrılmayan ve her zaman imkansız görünen hayalim gerçekleşmek üzere. Bir yerlerde bu satırları okurken belki de bunu neden benimle paylaşıyorsun diyorsundur. Ama ailemle paylaşamayacağımı biliyorsun. Onların birer yıldız olduğunu, gecelere gökyüzüne ışık saçtığını... İşte bu sebeple tüm bunları seninle paylaşıyorum. Henüz nasıl göründüğünü hatta adını dahi bilmesem de seni kendime yakın bulduğumdan.

Bu mektupları okuyor musun yoksa sana aslında hiç ulaşmıyor mu? Cevap vermediğin için bunu bile bilmiyorum. Yine de yazmaktan vazgeçmeyeceğim. Anlıyorsun ya seni arkamda bırakmak istemiyorum. Ayrıca şimdi bu mektubu yazmayı bitirmezsem ilk günden geç kaldığım için okula alınmayacağım.

NOT: Umarım senin de iyi dileklerin benden yana olur da okuldaki elemelerden geçerim...

...Defne Demir... '

Kâğıdı çıkarken posta kutusuna atmak için çantamın içine koydum. Böylece kapıcımız onu her zaman yaptığı gibi yerine yollayacaktı.

Bu mektuplara gelirsem yıllardır çokça yazıyorum bunlardan. Belki diyorum hep, belki birer toz bulutu gibi uçup giden anılarım yeniden canlanır zihnimde. Böylece yüzünü bile hatırlamadığım ailemi de son bir kez görmüş olurum.

Bir kaza geçirdim, daha doğrusu geçirmişim. Ailemi, anılarımı, her şeyimi kaybettiğim bir kaza. Ardından hızla evlatlık alındım hatta yetimhanede bir günümü bile geçirmediğimi anımsıyorum. Ama ne yazık ki bu da mutlu sonla bitmedi. Ayırsan ise bu defa ölüm değildi, sadece terk edildim.

Bazen, özellikle gece olduğunda, bazı puslu görüntüler beliriveriyor gözümün önünde. Ve sanki tam o an biri kulağıma sürekli aynı şeyi fısıldıyor, bir adres. Kime yolladığımı bile bilmediğim bu mektupları yazdığım adres. Bir sebebi olmalıydı diğer anılarım gibi uçup gitmemesinde.

Bu anlattıklarımsa hala cevap gelmeyen bu mektupları doğurdu işte. Kendimi, hissettiklerimi, yaşadıklarımı anlattığım bu mektupları.

"Defne hadi!"

Kulağımı doldurmaya başlayan bu bağrışlarla yataktan kalktım. Bugün hayalini kurduğum okulun elemeleri vardı. Ve bu son sınıf olan benim, son şansımdı.

"Geldim!"

Evin kapısını çekerek dışarı çıktığımda kapının önünde beni bekleyen arabaya bindim. Üvey kardeşim Begüm ön koltukta oturmuş, düşünceli bir şekilde dışarıyı izliyordu. Doğrusu benden daha gergindi çünkü ilk senesinde o da girmişti bu elemelere. Az çok başıma neler gelebileceğini tahmin ediyordu.

Sürücü koltuğundaysa Begüm'ün sevgilisi Alperen vardı. Her zaman olduğu gibi sakinliğiyle beraber.

"Tanışmanızı anlatsana." dedim arka koltuktan kafamı uzatarak. Sessizliğin bir an önce bozulmasını istiyordum. Böylece kafamda gezinip duran olumsuz düşünceler de kaybolup giderdi.

"Yine mi?"

Başımı sallamakla yetindim. Onlarca kez dinlediğim bu hikayeyi yine aynı heyecanla yüzüncü kez de dinleyebilirdim.

Begüm bu hikaye her anlatıldığında utandığı için tek eliyle yüzünü kapattı. Boşta kalan eliyse Alperen'in direksiyonu tutmadığı eliyle birleşti. İkisi de kendini gülümsemekten alıkoyamıyordu.

''Bu burs seçmelerinde ilk şarkı ve danslarda eşlik eden kişiyi genellikle aynı sınıfa okuyabileceği kişilerden seçiyorlar. Bende Begüm'ü görünce gidip yardım etmek istedim. Haliyle ilk sene olduğu için uğraşmadan kabul de edildim." Gözleri dikiz aynasından sürekli Begüm'ün tepkilerine kayıyordu. "Eleme bitip, Begüm okula alındığında elinde nota kitaplarıyla sınıftan çıkmıştı. Ben de filmlerdeki gibi ortam olsun diye ona çarparak elindeki kitapları düşürdüm. Ama sandığım gibi olmadı." Gülerek kafasını iki yana salladı. Sanki hatırlamak istemiyor gibiydi. "Begüm öyle bir çıkışmıştı ki bana. Neredeyse elindeki kitapları kafama geçirecek zannetmiştim. Sonra özür falan diledim derken işte şu an bu durumdayız."

SEVGİ NOTALARIWhere stories live. Discover now