38.Bölüm|"Aşkın yalan mıydı?"

Start from the beginning
                                    

Hiçte beklediğim gibi şok olmuş görünmüyordu. Tam tersi suratında hiç bir ifade yoktu öylece bana bakıyordu. Alev ise onun tersi söylediğim herşeye şaşırıp "nasıl ya?" Diye sormuştu.

"Abi birşey söylesene." Dedim gözlerinin içine bakarak. Endişelenmeye başlamıştım. Neden tepki vermiyordu? Acaba çok şaşırmıştı da şok mu geçiriyordu şu an.

Abim gözlerini kısa bir an kapatıp geri açtı. "Hiç şaşırmadım." Dedi elleriyle başına masaj yaparak.

Kaşlarımı çattım."Nasıl şaşırmadın?" Neden bu kadar sakindi aklım almıyordu. Arkasına yaslandı. "Şüpheleniyordum zaten." Dediğinde ağzım açık kaldı şaşkınlıktan.

"Düşünsene‚" dedi sakince."Annemiz olacak kadının öldüğüne dair hiç bir iz yokken cesedi bile ortada yokken bize öldü dediler. Sence de bu işte bir gariplik yok muydu?"

Yumruğumu sıktım. "Şüpheleniyordun ama hiç araştırmadın bunu öyle mi?" Diye sinirle konuştuğumda o da bana sinirle baktı. "Araştırmadım mı sanıyorsun?" Diye bağırınca gözlerimi kırpıştırdım. "Neden bundan hiç haberim olmadı?"

"Çünkü aklını karıştırmak istemedim."

Nefesimi dışarı üfledim."Sonuç?"
Ayağa kalktı. "Koca bir hiç. Kendilerini çok iyi saklamışlar." Dediğinde tam ağzımı açmış birşey diyecektim ki sanki bunu diyeceğimi bilmiyormuş gibi kendisi konuştu. "Neden bunu yaptılar‚ Neden bizi bıraktılar bilmiyorum." Dedi bana bakarak.

"Bunun cevabını öğrenmek istiyorsak yarın gidebiliriz." Dedim beklenti içinde. Gerçekten gitmek istiyor muyum bilmiyorum ama bir takım cevaplar istediğim kesindi. Bu yüzden gidelim dese dünden razıydım.

"Ne yapacaksınız‚" Diye sordu alev benim yerime."Gidecek misiniz?" Beklentiyle abime baktım. Abimde kısa bir an gözlerini ona çevirdi. Ama sonra bana döndü. "Gerek yok‚" dedi sert ses tonuyla. "Benim onlara ihtiyacım yok‚ benim ailem burada." Dedikten sonra ona sarılmamız için kollarını açtı. Gülüşüp birbirimize sarıldıktan sonra ayrıldık.

İçim içimi kemiriyordu aslında. Bir yanıp gidip neden bize bunu yaptıklarını öğrenmek diğer yanım ise sanki hiç karşımıza çıkmamışlar gibi devam etmek istiyordu.

Abim merdivenlere yönelip odasına
Giderken arkasından hüzünle baktım. 'gideriz' der diye ummuştum. Durup bana baktığında bakışlarımı gördüğü gibi oflayıp "Tamam Damla yarın gideriz." Dedikten sonra birşey demeden odasına çıktı. Düşüncelerimi mi okumuştu acaba? Aman neyse canım sonuç olarak istediğimi yaptırmıştım. Gülerek bende odama çıktım.

Üzerimi çıkartıp pijamalarımı giydikten sonra yatağa uzandım. O kadar yorgundum ki üzerimden bir hız treni geçmiş gibiydi. Uyumak için kendimi hazırlarken telefon çalınca uzanıp telefonu elime aldım. Ve bilin bakalım kim arıyordu? Görkem. Tabikide açmayacaktım. Ona hâlâ kırgın ve kızgındım. Telefonu meşgule atıp yatağıma uzandım. Telefon tekrar çalınca tekrar meşgule attım.

Bi gürültü koptuğunda panikle yataktan fırladım. Birisi kapalı olan camıma taş atıp kırmıştı. Gözlerim büyüdü. "Yuh!" Camdan girmeye çalışan görkemi gorünce sinirle yanına gittim. "Ne yapıyorsun ya kırdın camı hayvan!"

Camdan içeri girdikten sonra bana tip tip baktı. "Şimdi derdin o mu sence?" Gözlerimi devirdim. "Beni ilgilendirmiyor görkem o camı sen yaptıracaksın. Bu havada götüm mü donsun hasta mı olayım ya?" Diye sızlandığımda "Damla!" Diye sinirle bağırınca elimle ağzını kapattım. Kaşlarımı çattım."manyak mısın sen‚ Abim gelse ve seni burada görse ne olur biliyor musun?"

Elimi ağzından çektikten sonra bana ateş saçan gözleriyle baktı. "Umrumda değil‚ bu telefon neden açılmıyor!"

Oflayarak yatağa oturdum. "Konuşmak istemedim." Dedim o hariç her yere bakarken. "Karşıma geçip sinirle konuşmaya başladı. "Ne demek lan konuşmak istemedim?! Böyle birşey mi var!"

Ayağa kalkıp karşısına geçtim ve alayla konuşmaya başladım. "Bilmem ki ya beni yeterince sevmeyen biriyle konuşasım gelmiyor bak sen şu işe."

Çenesi kasıldı." Şu evlilik mevzusuna mı takıldın sen?" Uzatmayarak itiraf ettim. "Evet‚" dedim."yanlış anlama hemen evlenelim demiyorum görkem ama beni evlenmek isteyecek kadar sevmiyorsan bu ilişki neden var?" Kahretsin! Ne diyordum ben? Sinirlenince ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu ve bu an da kesinlikle o anlardan biriydi. Artık çenemi kapatmam gerekiyordu ama yapamadım tabiki.

"Seni evlenmek isteyecek kadar çok sevmediğimi nerden çıkardın?" Dediğinde imayla konuştum."Seviyor musun?"

Yüzünü incelediğimde düşündüğünü anlamam fazla vaktimi almadı sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Kahretsin düşünüyor musun?!" Diyerek kendimi tutamayıp bağırdığımda ağlamamak için kendimi sıkıyordum. O ise gayet rahat bir tavırla "Ne istiyorsun Damla‚ Ayrılmak mı?" Diye sordu.
Şaşkınlıkla ona baktım. Ayrılmayı nasıl bu kadar kolay söyleyebiliyordu?

Ellerim ve ayaklarım aynı ölçüde titrerken sakin kalamıyordum. Gözlerimden yaşlar sessizce akarken şu an yaptığımız tartışmada tek bir mantıklı yer arıyordum.

Seslice yutkundum. "Görkem beni ne kadar seviyorsun‚ yada beni seviyor musun?" Bu sorunun cevabını almaktan o kadar korkuyordum ki... Gözlerimi sımsıkı kapattım. Vereceği cevap herşeyi bitirebilir yada herşeyi düzeltebilirdi.

"Bilmiyorum." Dedi sakin bir sesle. Gözlerimi açıp ona şok olmuş bir şekilde baktım. Bunca zamandır o kadar şey yaşamıştık o kadar yol kat etmiştik ve şimdi beni sevip sevmediğini bilmediğini mi söylüyordu?

"Sen‚" dedim. kelimeler bir türlü ağzıma gelmiyordu. Ona yaklaşıp ittim. "Bunca zamandır bana seni seviyorum derken yalan mı söylüyordun? Aşkın yalan mıydı?!" Diye bağırdım. İçim kan ağlıyordu. Düşmemek için öfkeme tutundum. "Ve biz sevgiliyiz!" Diye bağırdım hatırlatmak istercesine. Tekrar ittim. Göz yaşlarımı durdurmaya çalıştıkça dahada fazla akıyordu.

Güldüm. Bu gülüş kesinlikle gerçek değildi. Sinirden gülüyordum.
"Bende kalkmış görkem benimle evlenmek isteyecek kadar sevmiyor diye üzülüyorum‚" dedikten sonra histerik bir kahkaha attım. "Meğer görkem beni sevmiyormuş bile." Dedikten sonra tekrar itmeye çalıştım ama ellerimi tutup beni durdurdu.

"Bırak beni!"

"Damla sakin ol!" Diye o bağırdı bu sefer. "Sakin ol mu?" Elime gelen geçeni ona fırlatmaya başlamıştım bu sefer. "Sakin mi olayım! Sen nasıl bir insanmışsın ya‚" dedikten sonra ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Neden yaptın? Söylesene neden! Neden oynadın benimle? Eğlenmek için mi‚ al işte eğlendin şimdi siktir git hayatımdan."

"Damla saçmalama." Dedi ona attığım şeylerden kaçmaya çalışırken. "Seninle eğlenmedim. Sadece bana kendimi iyi hissettiriyordun ve bunun bitmesini istemedim. O yüzden sana söyleyemedim." Diyince daha fazla çıldırdım. Suratına tokatı geçirdiğimde yüzü sola döndü. Umursamadan onu ittim. "Siktir git şimdi kendine başka iyi hissettiren kızlar bul ben senin oyuncağın değilim!"

Koyulaşmış gözlerini bana çevirdi. "pişman olursun." Nefesim kesilmişti. Çenem titriyordu.

"Pişman falan olmam defol git şuradan seni artık hayatımda istemiyorum Lanet olası pislik!"

Bana sinirle bakmayı kesip cama yöneldi. Cebinden düşmek üzere olan telefonu fark edince alıp duvara fırlattıktan sonra bana son kez bakıp camdan atladı. Ve işte bitmişti. Herşey bitmişti. Onu birdaha göremeyecektim. İçimdeki acıyla çığlık atarak bağırıp etrafı dağıtıyordum kendime engel olamıyordum çünkü şu an sinir krizi geçiyordum. Abim ve alev odama gelip beni sakinleştirmeye çalışınca zar zor durabilmiştim. Gözlerimdeki yaşlar kururken kendimi yere bırakıp bana merakla bakan iki çift göze cevap verdim.

"Bitti."

Tehlikeli Çocuk Where stories live. Discover now