21.Bölüm|"KAYBETMEK"

186 12 0
                                    

"Dökül bakalım! Abimle aranızda ne var?"

"Şey..." dedi Duru başını utançla öne eğerek.

Duruyu eve çağırmış ve konuşması için zorluyorduk. Bir türlü söyleyemiyordu ama hem Alev hem ben üstüne gidince bir yerden patlak verdi.

"Ya kızlar yemin ederim söyleyecektim. Utandım sadece."

"Saçmalama lan bizden mi utandın? Biz dost değil miyiz? Herşeyimizi paylaşmalıyız. Hem tepki göstereceğimi felan düşündüysen yanılmışsın. Tam tersi çok sevindim. Abimin ve senin mutlu olmanı istiyorum ve birlikte mutlu olacağınıza eminim." Dediğimde Alev de beni onayladı.

Duru "Ya kızlar sizi yerim ben." Dediğinde kollarını bize sarmıştı. Alevle bende ona sarılınca üçümüz üst üste sarılıyorduk. Kafam ortada kaldığı için nefes almakta zorlanıyordum.

"Yeter lan boğuldum ayrılın." Dediğimde hepimiz ayrılmış gülüşüyorduk.

Kapıdaki öksürük sesiyle hepimiz oraya döndük. Abim kollarını göğsünde toplamış bize sırıtıyordu.

"Oo beyaz atlı prensimiz de buradaymış." Diyerek dalga geçtiğimde "öğrendiniz demek." Dedi yanımıza ulaşarak. Tabiki öğrenmiştik. Bizden saklayabilecegini mi sanıyordu? Birbirimizin herşeyini biliyorduk. Ve her zaman birbirimizi anlıyorduk.

Bütün gece Alevle, Duru ve Abimle dalga geçmiştik. Ama şakasına Tabiki. Sevinmiştim aslında umarım mutlu olurlardı.
Saat geç olunca abim Duruyu eve bıraktı. Alevle bende uyumak için odalarımıza dağıldık.

Pijamalarımı giyinip yatağıma yattım. Bir türlü uyku tutmuyordu. Sabah olanlar aklımdan çıkmıyordu.

Arda bana aşıktı!

Ve görkemin sözleri. 'Seni benden kimse alamayacak. Hiçkimse.' Demişti. Hatırladıkça karnımda tepişen fillere engel olamıyordum.

Ardanın laflarına da takılmıştım. Sinemden bahsetmişti yine. Bu kızla ardanın ne alâkası vardı ki?

Cama atılan taş sesiyle yattığım yerden kalkıp camı açtım. Görünürde kimse yoktu. Kim atmıştı o taşı?

Sağıma baktığımda görüş açıma giren arda ile kaşlarımı çattım. Ne işi vardı burada?

Bana eliyle 'aşağı gel' gibi bir işaret yaptığında ona 'git burdan' der gibi işaret yaptım.

Ama gitmeyip ısrarla durmaya devam edince sinirle nefesimi dışarı üfledim. Abim görürse ardayı öldürür! Sonrada beni öldürür. Allah belanı versin arda. Söylene söylene Toz pembesi şortumla pandalı tişörtlu pijamamın üstüne hırkamı geçirip telefonumu elime alarak sessizce odamdan çıktım. Kapıyı yavaşça açıp kendimi dışarı attıktan sonra adımlarımı sinirle arka bahçeye yönelttim.

Heryere bakmıştım ama hiç bir yerde yoktu. Hayır anlamıyorum manyak mı bu çocuk? Ne yapmaya çalışıyor? Onu bulamayınca söylenerek tekrar eve girmek için yürüyordum ki ağzımı kapatan eller kolumdan tutup beni geriye çekerken bedenim bedenine çarpmıştı.

Arda belimi tutarken bir yandan ağzımı tutuyor ve beni kendine bastırıyordu. Onu ittirecektim ama bahçe kapısından giren Abimi görmemle hareket etmeden öylece kaldım. Arabasını park edip eve giriyordu.

Ben içimden bizi görmemesi için dualar ederken arda pişkin pişkin sırıtıyordu. Allahın belası!
Dizimi kaldırıp karın boşluğuna geçirdiğimde sırıtması yüzünde solmuştu. Bu seferde ben sırıttım.

Abim sonunda eve girince ardanın elinden tutup arka bahçeye çektim.

"Ne işin var burada arda?"

Tehlikeli Çocuk Where stories live. Discover now