32.Bölüm|"NEFES"

122 6 0
                                    

Medya: Damla

Bu bölümü en sevdiğiniz şarkıyla okuyun iyi okumalar;)

insan bazen o kadar çok acı yaşar ki artık hissizleşir. Artık ne çektiği acıları umursar nede çekmek üzere olduğu acıları. Alışır çünkü. Alışır artık acı çekmeye.

Oturduğum yatakta dizlerimi karnıma çekip ellerimle kulaklarımı kapattım. Yaşadığım şoktan kurtulmak istiyordum artık. Gözlerimi kapatıp herşeyi unutmaya çalıştım. içinde bulunduğum durumu bir süre unutmaya çalıştım. Ama olmuyordu. Neredesin görkem? Neden kurtarmıyorsun beni?

Derin bir nefes alıp etrafıma  bakındım. Kaçmak için bir yol bulmaya çalışıyordum. Küçük bir cam vardı ama lanet olsun ki demir parmaklıklarla kaplıydı.

Son şansım olarak ayağa kalkıp kapıya yürüdüm. Elimi kapı kulpuna koydum bi umutla.

Kapıyı sessizce açmaya çalıştım. Ama açılmamıştı. Tam tahmin ettiğim gibi kapıyı kilitlemişti şerefsiz! Ama öylece durmayacaktım tabiki aklımda ki zekice planlarımı uygulamaya koyuldum.

Saçımdan aldığım tel tokayı kapının kilidine koyup çevirmeye çalıştım. Ama duyduğum ayak sesleriyle birinin geleceğini anlayıp hızla yatağa attım kendimi. Tel tokayı da cebime atıp gözlerimi cama diktim. Sanki dışarıyı izliyormuş gibi görünmek için.

Kapının kilidi açıldığında içeri giren gökhan la ona döndüm. Yatağın karşısında ki koltuğa oturup gözlerini bana dikti.

"Nasılsın bakalım? Esir düşmek nasıl bir duygu?"

Gözlerimi kıstım. "Şerefsizin tekisin biliyorsun değil mi?"

Söylediğim lafa kahkahalarla gülünce yüzümü buruşturdum.

"Kes şunu! Aynı bir aptal gibi gülüyorsun." Dediğimde kahkahaları durmuş gözleri alevler saçarak bana bakıyordu.

"Çok konuşuyorsun, sana yapabileceklerimin farkında sın değil mi?"

"Bana hiç birşey yapamazsın!" Diyerek bağırdım sinirle. Beyinsiz herif kendini ne sanıyordu?

Yüzünde beliren iğrenç sırıtışıyla yanıma yaklaştı. Kolumu tutarak beni yataktan yere fırlatınca acıyla inledim. Pis sırıtışıyla bana doğru gelmeye başlayınca oturur pozisyon da geriye doğru gitmeye başladım.

Hızlı bir hamleyle saçlarıma asılıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Sana ne yapabileceğimi görmek ister misin? Hem sana bunu yapınca Görkem ve ardayı da yeterince deli etmiş olurum."

Ona gözlerimi pörtleterek baktım.

"Ne diyorsun sen pislik?"

Sinsice güldü. Ve bakışları bütün vücudumda dolaşmaya başladı. Ani bir hamleyle beni yere itip üstüme çıktı. Ve dudaklarını boynuma değdirdi.

Şok tan kaskatı bir şekilde kalmıştım resmen. Ellerini tişortüme koyup yırtınca tişortümden açıkta kalan göğüslerime  kaydı gözleri.

Sonunda yapmaya çalıştığı şeyin şokundan kurtulup onu ittim. Bir faydası olmamıştı ama.

"Çek o iğrenç bakışlarını üzerimden şerefsiz!" Diyerek kafamı tam burnuna geçirdiğimde geriye doğru sendeledi.

Burnunu tutarak inledi. "Ne yaptın lan sen?" Diye sordu sinirle.

Gülümsedim. "Buna kafa atmak deniyor. Ve.." dedikten sonra hızla yerden kalkıp o daha olayın şokunu atlatamadan yumrugumu gözüne geçirdim.
"Ve buna da yumruk atmak deniyor." Dedikten sonra onu itip hızla dışarı çıktım.

Tehlikeli Çocuk Where stories live. Discover now