38.Bölüm|"Aşkın yalan mıydı?"

57 6 3
                                    


Söylediği şeye şok geçirip bayılmadan önce ciddi mi diye suratındaki ifadeyi tarttım. Ciddiyse kesinlikle bayılabilirdim. Sonuçta koskoca Görkem Tunç bana evlenme teklifi etmişti. Yani sanırım. Bu bir teklifti değil mi?

Ona tip tip baktığımı gorünce gülümsedi "Güzelim niye bana öyle muz görmüş maymun gibi bakıyorsun?"

Kaşlarım çatıldı. "Ciddi misin‚ değil misin onu anlamaya çalışıyorum. Az önce bana evlenme teklifi ettin değil mi? Sen. Bana. Evlenme. Teklifi. Ettin." Son kısmı tek tek üstüne basa basa söylemiştim. Sonuçta bunlar görkemden beklenmeyecek hareketlerdi. Kafasına saksıyı geçtim ayı mı düştü diye düşünmüyor değildim.

"Şu maymun bakışlarını atacağına direk sorsaydın ya ciddi misin diye." Gözlerimi kıstım. Resmen bakışlarıma maymun bakışı demişti. Hayvan. Oduun öküz Şerefsiz.

"O kadar da kötü bakmadım." Kaşları havaya kalkınca sinirle ofladım. "Ee peki cevap?" İçten içe ciddi olmasını umuyordum. görkemle evlenme düşüncesi beni heyecanlandırıyordu.

"Niye bu kadar şaşırdın? Ben evlenme teklifi edemez miyim?"

Hiç inkar etmeden direk cevabı yapıştırdım. "Hayır."

Gözlerini devirdi. "Niye edemiyormuşum?"

Öküzsün odunsun hayvansın çünkü Demek isterdim ama tabiki demedim.

"O kızdan‚" dedikten sonra nefesimi tutup üfledim "eski sevgilinden sonra biriyle öpüşmek için bile bu kadar bekledin. Şimdi evlenmekten bahsediyoruz. Sen beni evlenecek kadar çok seviyor musun ki?"

Gözlerime derince baktı. Ne diyecekti? Acaba yanıldığımı falan mı söyleyecekti?

"Haklısın." dedi umursamazca. "Evlilik işleri bana göre değil."

Bir an ona bakakaldım. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Tamam evlenmek istemeyeceği de seçeneklerin arasındaydı ama bunu ondan duymak kalbimin parçalara ayrılmasına sebep olmuştu.

Gözlerimin dolduğunu hissedince gözyaşlarımı hemen geri gönderdim.

"Haklıyım?" Sesim pürüzlü çıkmıştı.

Bozulduğumu anlamış olacak ki konuyu değiştirdi. "Neyse Hadi benim işim var." Dedikten sonra öpmek için dudaklarıma uzanınca geri çekildim.

"Hoşçakal." Dedikten sonra ona bir kez bile bakmadan eve doğru yürümeye başladım. Beni durdurmadı. Arabanın gittiğini görünce ağzımda bir küfür mırıldandım. Beni durdurmamıştı. Ona kırgın gitmeme izin vermişti. Lanet olsun şimdi birde bunun için ağlayabilirdim. Ama Şu an içime asıl dert olan bugün olanları abime nasıl anlatacağımdı kesinlikle.

Akşam yemekten sonra hepimiz televizyon başına geçmiş televizyon izlemek yerine derin düşüncelere dalmıştık Hadi kendimi anladım da bunlara ne olmuştu?

İksinede dik dik baktım. "Sizin niye suratınız asık." Dedikten sonra gözlerimi ikisinin arasında gezdirip imayla "ikinizinde." Diye sordum.

"Hiiç." Dedi Alev 'i' yi uzatarak. Hafif bir işkillendim ama üstünde durmadım. Şu an daha büyük bir problemim vardı.

Ayağa kalkıp televizyonu kapattıktan sonra koltukta abimin yanına oturup konuşmak için kendimi hazırladım.

Abim televizyonu gösterip "hayırdır?"
Diyince tedirginlikle nereden başlayacağımı düşündüm.

"Abi seninle önemli birşey konuşmam gerekiyor."

"Özelse ben çıkayım." Dedi Alev kanepeden kalkarak. "Hayır." Dedim hemen."sende Ailedensin‚ bunu bilmeye hakkın var." Dedikten sonra kolundan tutup onu da abimin yanına oturttum. Ve derin bir nefes alıp herşeyi tek tek anlattım. Ona herşeyi kaçırılma mevzusu hariç babamdan başlayarak anlatmıştım. En son Annemin yarın konuşmak için bizi beklediğini de ekleyip tepkisini ölçmek için suratına baktım.

Tehlikeli Çocuk Where stories live. Discover now