12 | bir kıvılcıma tutun, bir ateşe atla

7.5K 745 492
                                    


Güç.

Cesaret.

Zeka.

Aşınmaz bir duvar oluşturmak için yeterli birkaç kelime. Birkaç basit kelimenin altına yüklenmiş tonlarca ağırlık ve bir o kadar sorumluluk. Taehyung hatırlıyordu, daha küçük bir oğlan çocuğuyken bile babasının dilinden düşürmediği kelimelerdi bunlar. "Cesaret yumruğun temelidir," derdi Park sürüsünün alfası, "etkisini arttırmak için tenine işlediğin her bir zorluk güç," derken damarlı kolları gerilerek sağ elinin sert bir yumru şeklini almış halini vurgular ve devam ederdi, "gücünü nerede kullanacağını bilmek ise zeka. Birini kaybet ve mağlubiyet alnının ortasına ikinci bir deri gibi kazınsın." Soğuk cümlelere dolanmış soluk kelimeler.

Tıpkı alacalı gözlerini soğuk harelere bulayan kızıllık gibi.

"Sürüler sorun çıkarmaya başlıyor," dedi oturduğu tekli koltukta. Elinde az önce karşısında oturan alfanın getirdiği kahve fincanını tutuyor, birbiri üzerine attığı uzun bacaklarından altta olan yerde hafif bir ritmle sallanıyordu. "Kızışma dönemi yaklaştığından bu yana üç omega kayboldu, okulun çevresinde daha fazla alfa dolanıyor artık."

"Yine de Jimin güvende, eğer endişelendiğin şey buysa diye söylüyorum, hiçbir sorun çıkmayacak."

"Öyle olacağına inanıyorum," sıcak içeceğinden bir yudum alırken karşısında oturan iki alfada gezdirdi gözlerini. Seokjin için bir sorun yoktu. Minhee çoktan alfanın mührünü kabul etmişti, herhangi bir sorun olursa bile ki Taehyung buna pek ihtimal vermiyordu, Seokjin'in omegasının yanında olacağı aşikardı. Gözleri rahatsızca kahvesini yudumlayan diğer alfaya döndüğünde kendisi de, boğazından aşağı akan sıcaklığa rağmen rahatsız bir nefesi dışarı bıraktı. Onu rahatsız eden bir şeyler vardı, bunu anlamak kolaydı. Jimin'in belirginleşen feromonları, okulunun etrafındaki başıboş alfalar ve en çokta kendine hakim olma konusunda soru işaretleri olduğunu düşünüyordu.

Düşüncelerini bölen ise Seokjin'in kadifemsi sesi oldu. "Şu kaybolan üç omeganın hangi sürülerden olduğunu öğrensek iyi olurdu," diyordu genç adam düşünceli gözlerle kahve bardağını elinde çevirirken. "Daha üstün olan sürülerden olduklarını sanmıyorum, öyle olsaydı şimdiye çoktan olaylar patlak vermiş olurdu. Yine de önlem almak için Jimin'in bir süre çok etrafta dolanmasını önermem," dedi. "en azından şu eşleşmeye kadar."

"Eşleşmeden sonrası için de dikkatli olmamız gerekiyor," Taehyung araya girdi. "herhangi bir alfa için eşleşmiş ya da eşleşmemiş bir omega olması bir şey fark etmez."

"Öyle bir şey olmayacak," Jungkook, ilk defa sessizliğini bozarak oturduğu yerde dirseklerini dizlerini dayayarak öne eğildi. "izin vermeyeceğimi biliyorsun."

"Senin izninin feromonların büyüsüne kapılmış bir alfa için önemli olduğunu sanmam," Taehyung, diğerinin sinirlerini bozduğunu bilse de konuşmaya devam etti. Amacının kötü olmadığını hepsi biliyordu. Bu sadece gerçeklerdi, iyi ya da kötü. Eşleşmiş bir omega tekrar mühürlenebilirdi, feromonlarının tavan yaptığı bu dönemde kendini kaybedebilir, başka alfaları kendine çekebilirdi. İhtimaller her zaman oradaydı ve bu, en az Jungkook kadar Taehyung'u da korkutuyordu.

"Her neyse," diyerek böldü Seokjin. Arkalarında kalan pencereden görülmeye başlamış gri gökyüzünü işaret ediyordu bu sırada. Gerginleşen hava onu da rahatsız etmiş olmalıydı ve saatlerdir burada oturuyor oluşları da işleri kolaylaştırmıyordu. "Gün doğuyor, gidip biraz dinlenelim. Biraz uyku hepimize iyi gelecektir."

***

Omega, dört ayak üzerinde adımladığı nemli toprakta abisini takip ederken düşündüğü şeyler o kadar detaylı değildi. Toprağın altında hareket eden birkaç böceğin sesini duyuyordu. Islak toprağın ferah kokusu, yüzyıllık ağaçların yaşlanmış nemine karışıyor, ormanın içinde hareket eden birkaç sincabın ufak adımları kulaklarını dolduruyordu. Kül sarışı tüylerin bedenini kaplayıp da zihnini karanlık mağarasında tutkulu gözlerle ruhunu deşen kurduna bıraktığından beri, düşünmesi gereken hiçbir şeyi o kadar da umursamıyordu. Pençeleri toprağı eşelerken, rüzgar tenini yalayıp geçerken hiçbiri önemli değildi. Taehyung, siyah kürkünün altında hızlı adımlar atıyordu. Jungkook ise hemen yanındaydı.

selenophile » jikookOù les histoires vivent. Découvrez maintenant