44.BÖLÜM-Denizli'ye dönüş.:(

Começar do início
                                    

 Gözlerimi kırpmadan Akın'a bakıyordum. Bana açık açık seni kullandım diyordu. ''Sen ne dediginin farkındamısın?''diye bagırdım. ''Sen beni kullandın.''Deyip hızla ayaga kalktıgım sırada oturdugu yerden kolumu tutup yanına çekti. Birden çekince dengemi saglayamayıp sertce banka oturdugum sırada kıçım karıncalanmaya başlamıştı.

''Ama sonra herşey degişti.''Dedi gözlerime bakarak. Bu kadar umursamaz olması, Normal birşeymiş gibi söylemesi  beni delirtiyor ya. ''Sonuç olarak beni kullandın!  Duygularımla oynadın. Senden nefret ediyorum ya. Senden nefret ediyorum... Allah senin belanı versin.''Diye bagırmaya başladıgımda sahildeki çogu kişi bize dönmüştü. Tekrar kalmak için yeltendigimde tekrar beni  engelledi.

''Irmak, abartıyorsun.''Dedi. Gözlerimi devirip kolumu sertce kurtardım. ''Abartıyorum öylemi? Abartıyorum...'' dedim bagırarak. Hem suçlu, hem güçlü diye bu gibi yüzsüz davrananlar için söylenmiş bir söz galiba.

 Sert adımlarla Akın'dan uzaklaşırken arkamdan gelmedigini anlayabiliyordum. Gelmesinde zaten. Pislik ya. Hem seni kullandım diyor, Hem abartıyorsun diyor. Bu sefer bitti. Akın'ı affetmem için tek bir sebebim yok.

.........

Evin önüne geldigimde sinirden ellerim titriyordu. Anahtarı çıkarıp kapının deligine sokmaya çalışırken birden kapı açıldı. Annem sinirli gözlerle bana bakyordu. Allah bilir yine ne olmuştur. Ama hiç annemi çekecek durumda degilim. İçeri geçip ayakkabılarımı çıkardım. Çantamı serce koltuga atıp birşey demeden merdivenlere yönelecegim sırada koltukta aglayan teyzemi görmemle sinirim şaşkınlıga dönüştü. Teyzemi ilk defa aglarken görüyorum.

''Teyze, Ne oldu?'' diye sordum merakla yanına ilerlerken. Teyzem hıçkırıklarının arasından konuşamazken annemin sert sesini duydum. ''Denizli'ye dönüyoruz..'' dedigi an bogazıma bir yumru oturdu. Sadece 1 gün eve geç geliyorum ve evde neler oluyor.

''Anne, ne saçmalıyorsun?'' diye sordum şaşkınlıkla. ''Okuldan atıldım.''Diyerek kısa bir cevap verip karşıma oturdu. ''Okuldanmı atıldın? Neden?'' Dedim şaşkınlıkla. Neler oluyordu ya. Ben rüyadamıydım, Yoksa bunların hepsi bir şakamı?

''Zengin bir ögrencinin kopya çekmsine izin vermedigim için atıldım okuldan. Bilirsin para her kapıyı açar diyenlerden.''diye açıklama yaptı. ''Anne, tamam herşeyi anlıyorum ama Denizli'ye gitmemizi gerektirecek şey nedir?'' diye sordum sinirle. Annem herşeyi abartmak zorundamıydı sanki. Atıldıysa atılmış. Başka okulmu yok.

''Ekmek parası.'' dedikten sonra gözlerindeki acıyı bastırarak devam etti. ''Burada geçinmenin kolay oldugunumu  sanıyorsun. Bir yandan senin ihtiyaçların diger yanda teyzenin. Tabi bu evin masraflarıda var... Benim gücüm yetmiyor artık.'' dedi.

Tamam anneme hak veriyorum ama hayatımı mahvetmesine izin veremem. ''Anne, Deniz'li de farklımı olucak sanki.'' dedim. ''Denizli'de dedenler var kızım. Zaten otudugumuz yer Denizli'nin kücük bir kasabası. Orada işler daha kolay. '' diyerek umutla konuştu.

Başımı iki yana salladım. ''Sen ne dersen de ben hiçbir yere gelmiyorum. Anne , hayatımı mahvetmene izin vermicem.''diye bagırdım. Hemen kabul etmemi beklemeyin benden. Akın'dan,Doğa'dan nasıl ayrılabilirdim ben.

''Ne yapacaksın burda? Ben gidince ne yigim , içeceksiniz?'' dedi sinirle. Elimi saçlarıma sokup bir süre anneme baktıktan sonra aglaması kesilmiş olan teyzeme baktım.  Sinirliydi hemde gereginden çok fazla sinirliydi.

''Çalışırız. Elimiz,ayagımız var şükürler olsun.''dedi gözlerini kısarak. Annem gözlerini devirip koltuktan kalktı. ''İster kabul edin, İster kabul etmeyin gidiyoruz. Yarın babam geliyor.'' dedi umursamaz bir tavırla.

LİSE KAVGALARI✔️ #Wattys2016Onde histórias criam vida. Descubra agora