BÖLÜM PEK EKŞINLI OLMADI AMA İDARE EDİN ARTIK. BİDAHAKİ BÖLÜM DAHA UZUN VE EKŞINLI OLACAK.
''Sizin yaptıgınız nedir ya? Nasıl bir terbiyesizliktir?.....''Yarım saatten beri Doruk'la müdürün azarlarını dinliyoruz.. Artık gına gelmişti bir zaman sonra müdürün sesi bana ninni gibi gelmeye başlarken tam uyuyacagım sırada odanın kapısı sertce açılınca yerimden sıçradım.
''Hocam 12. sınıflarda kavga çıkmış.''dİyen çocuga teşekkür ederek baktım. Valla bu çocuk gelmese iki saat daha konuşabilirdi. Ama bunada şükür. Allah'tan annem bilmeyecek konuyu. ''Bu okulun kavgasından hep bıktım. Bir gün tainimi isteyip gidecegim. Bakalım benden sonraki hoca bu kadar sabırlı olacakmı. Valla murnunuzdan mil sokar sizin. Ben yumşak yüzlüyüm diye sırtıma çıkıyorsunuz ama görürsünü siz..'' Geveze Müdür bir yandan homurdanırken diger yandan bizi umursamayıp odadan çıktı. Şimdi koskocaman odada Doruk ve ben kalmıştık.
''Doruk saol ama buna gerek yoktu.''dedim yaslandıgım koltuktan dogrularak. O çocuk gelmese bu koltukta az kalsın uyuyacaktım. ''Neye gerek yoktu?''diye sordu tek kaşını kaldırarak. ''Beni korumana diyorum gerek yoktu. Benim yüzümden kimsenin başı yansın istemiyorum.''dedim.
Elini boşver anlamında sallayıp ayaga kalktı. ''Benim başımın yanmasından korktugun içinmi ? Yoksa Akın'ın duymasından korktugun içinmi?''diye sordu umursamaz bir tavırla. Gözlerimi devirip bende ayaga kalktım. ''Akın'la hiç alakası yok sadece seni düşündügüm için dedim ben. Zaten bagırtıyı hak etmiştim.''dedim konunun uzamaması için.
Başını olumsuz anlamda salladı. ''Hiçde bile hak ettigin falan yok. Sadece hoca çatmaya yer arıyordu.''diyerek yüzüme bile bakmadan çıktı. Doruk'un arkadaşlıgına ihtiyacım var. Okula ilk geldigim gün geldi aklıma. Benim Akın'ların sınıfında oldugumu ögrenince hiçbir şey demeden gitmişti.
Sahi Akın demişken o nerde acaba. Ama niye merak ediyorsam. Cehennemin dibine kadar yolu var. Geri zekalı, mal, hayvan, piç beni okulda herkezin önünde rezil etti. Bende tutmuş onu merak ediyorum.
Sinirle müdürün odasından çıktım. Tenefüs ziline 5 dakika vardı. Doga ile bayadan beri konuşmamıştım özledim arkadaşımı. Telefonumu alıp Doga'ya kısa bir mesaj attım. ''DOGA TENEFÜSTE OKULUN ARKASINA GEL. NE ZAMANDAN BERİ KONUŞAMADIK ÖZLEDİM SENİ.'' yazıp gönderdim.
Hızla kantine inip iki kahve aldıktan sonra okulun arka tarafına geçtim. Tam kahveleri yere bırakıyordumki telefonum ve okulun zili aynı anda çalmaya başladı. Zamanlama süper. Kahveleri çimlerin üzerine koyduktan sonra bende oturup Telefonu açıp baktım. Doga mesaj atmıştı. ''Tamam geliyorum.'' yazmıştı. Doga'dan bu kadar sade ve kısa bir mesaj beklemiyordum. Acaba bir şeymi oldu.
Doga'yı beklerken kahvemi bitirmiştim dayanamayıp Doga'nın kahvesini içmeye başlamıştım. Yemek yemede, hazırlanmada, odamı toplamada, ve bir sürü şeyde çok uyuşukturum ama bir şeyleri içmeye yada aburcubura gelince çok hızlıdırım. Neden acaba.
''Irmak hani benim kahvem.''diye cırlayan Doga ile birlikte düşüncelerimi bir kenara bırakıp elimdeki yarım kahveyi ona uzattım.''Al bebegim bir kahvenin lafımı olur.'' dedim. Yüzünü buruşturarak elimi geri itikledi. ''Kalsın içmicem. Zaten iştahım yok.''dedi. Birden yüzü düşmüştü kesinlikle birşeyler vardı.
''Ne oldu lan , niye yüzün ekşi turşu satıyor.'' dedim. Valla kurdugum cümlenin mantıklı olup olmamasına dikkat etmemiştim. ''Of o nasıl bir cümle ya.'' deyip kısık kısık güldükten sonra devam etti.''Ömür adamsın.''dedi Doga gülerek. Dalga geçtigi her halinden belliydi...
