SA-EOB HYEOBHOE(COOPERATİON)

41 4 0
                                    

-YOONGİ-

Elimde oynadığım çakmağın ateşini söndüren şey Jungkook denen çocuğun söyledikleri olmuştu.

İsteyerek gitmemişti, bu evden, kollarımdan isteyerek ayrılmamıştı

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

İsteyerek gitmemişti, bu evden, kollarımdan isteyerek ayrılmamıştı. Bir şeyler olduğunu anlamayacak kadar kör olmuştum, yaşadığım acı beni kör etmişti. O Taehyung'u sevmiyordu, beni unutmaya çalışmıyordu. Beni korumak için benden gitmişti. Ben, onu kaybettiğimi düşünürken o yine aşkıyla beni utandırmıştı. Korkmuştu, konu ben olunca, biz olunca cesaretli olmaktan korkmuştu. Artık adım kadar emin olduğum iki şey vardı. Taehyung'un tehdit ettiği kişi, zarar vereceğini söyleyeceği kişi biz değil de o olsaydı, Elis hiç düşünmeden tüm casaretini gösterirdi. İkinci emin olduğum şey ise, ne olursa olsun onu sevmeyi bırakmayacağımdı. Benim kafam karıştıkça aşkına olan sadıklığını görüyordum, onu asla sorgulamayacaktım. Çocukların söylediği gibi her şeyi sakince, planlı yapacaktık. Ama her şey bittikten sonrası için hiçbir söz vermemiştim kimseye. Taehyung'u bu yaptığına pişman edecektim. Ondan hırsımı almadan bırakamazdım.

-ELİS-

Evde hiçbir şey bulamayarak, defterin burada olmadığını bir kez daha kanıtlamıştım kendime. Taehyung uyanmadan Ho-Seok'u aramayı ihmal etmedim ve odamın kapısını kilitleyerek onu aramaya başladım.

-Elis, bir şey mi oldu? İyisin değil mi?

-İyiyim. Beni merak etmeyin. Ho-Seok sana söylemek istediğim bir yer var. Daha önce bir kez Taehyung orada telefonla konuşuyordu. Defter orada olabilir.

-Söyle hemen.

-Mutfaktan çıkınca Jimin'in odasına giden duvarda duvarla aynı renkte bir kapı var ya hani, kamufle olmuş şekilde. İşte o kiler gibi kullandığımız yerde Taehyung'u telefon ile konuşurken görmüştüm. Oraya bakmayı ihmal etmeyin.

-Tamam asık surat. Baktıktan sonra seni arayacağım.

-Tamam bay kahkaha. Görüşürüz.

-Görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra artık Taehyung'u uyandırmayı düşünmüştüm. Sabah da üzüntüsünden dolayı düzgün bir şeyler yememişti ve her ne kadar burada tıkılı kalsam da bunun sorumlusu Tae değildi. Her zaman kendime bunu hatırlatarak hareket ediyordum. Odadan çıkarak Taehyung'un yattığı koltuğa doğru yürüdüm, koltuğun kenarına eğilerek Taehyung'un uyurken ne kadar masum olduğunu görmüştüm. Keşke içindeki de bu kadar masum olabilseydi, keşke Taehyung böyle kötü bir hastalığa yakalanmasaydı. Kim bilir neler yaşatmıştı V ona? Kim bilir ne kadar acı çekmişti V yüzünden. Düşüncelerimden sıyrılarak Taehyung'u dürttüm ve gözlerinin aralayarak beni gördü. Yüzündeki gülümseme ile bu kişinin Taehyung olduğunu anlayarak aynı şekilde gülümsedim.

-Çok uzun uyudun biliyor musun Taehyung? İlk önce kaldırmayayım dinlensin dedim kendi kendime ama sabah da doğru düzgün yemek yemeyince acıkmış olduğunu düşündüm. Kötü etmedim değil mi uyandırarak?

WİTHİN DARKNESS #WATTYS2018Donde viven las historias. Descúbrelo ahora