Bölüm 78 : 'Ne zaman yağmur yağsa hep hatırla, yanında ben olmasam da'

En başından başla
                                    

     ''Önce bir kahveleri içip bitirseydiniz.'' Başak başıyla Yavuz'u işaret edince herkes bakışlarını genç adama çevirdi. Ahsen de Yavuz'un kahvenin tadına bakmadığını fark etmişti.

        Ateş olayı anlayınca sinsice gülümsedi. ''Başak doğru söylüyor ihtiyar. Önce bir kahveleri içelim, bitirelim, sonra geliriz o mevzuya.''

        Boran Karahan el mahkûm başını sallayınca acıyarak Yavuz' a baktı. Tuzlu kahve olayını bilmeyen yoktu. Fakat Yavuz henüz olayı kavrayabilmiş değildi. Herkes pür dikkat onu izlerken o yerdeki halı desenlerini izliyordu. Başak birinin olaya müdahale etmesi gerektiğini anlayınca yine söze girdi.

     ''Yavuz enişte.'' Adam ismini duyunca başını kaldırdı meraklı meraklı etrafına bakındı. Kimin konuştuğunu çözmeye çalışır gibiydi. Yavuz hala bir şey anlamayınca Başak devam etti. ''Kahveni içmemişsin.''

       Yavuz elinde tuttuğu fincana baktı. Kahvesini içmemişti evet, fakat bunu kasıtlı yapmamıştı ki. İnsanlara rezil olduğundan beri başını kaldıramıyordu, doğru düzgün nefes bile alamıyordu. Olayın kahveye ne zaman geldiğini anlamayınca tekrar etrafına bakındı. Bir şey anlamıştı Yavuz. Karşısında sandalyede oturan karısına bakıp olayı çözmeye çalıştı.

        Ahsen Yavuz'un kendisine baktığını görünce gözlerini çekmedi kocasının gözlerinden. Elindeki kahveyi işaret edip bıyık altından güldü. Yavuz karısının bu tepkisiyle elindeki kahveye baktı ardından bakışlarını tekrar Ahsen'e çevirip 'Yok artık' dercesine baktı. Yapmamıştı değil mi? Sevgili karısı ona bu pisliği yapmış olamazdı değil mi?

        Ahsen aynı ifadeyle kendisine bakınca yıkıldı Yavuz Arslan Miroğlu. Herkese tek tek bakıp kendisini beklediklerini görünce hiç yolu olmadığını anladı. Ateş'in pis sırıtışının altında fincanı dudaklarına götürdü. Fincanın üstünden son kez karısına bakıp bir işaret bekledi. Ahsen aynı şekilde kendisine bakıyor, kimseye çaktırmadan 'iç' diyordu.

        Yavuz Arslan Miroğlu kahveyi dudaklarıyla buluşturup tadını almadan yutmaya odakladı kendini. Ne kadar çabalasa da tuz bütün benliğine nüfuz etmişti bir kere. Başka çare yoktu. Ciğeri parçalansa da içecekti. Öyle de yaptı. Bütün herkesin bakışları altında özellikle Ahsen'in gözlerine baka baka kahveyi bir çırpıda içip bitirdi. Bu aslında 'sen artık benimsin' demekti ona göre. Daha ötesi yoktu.

        Yavuz kahveyi içip bitirdiğinde herkes derin bir nefes aldı. Boran Karahan boğazını temizleyip Berdan Cihan'a döndü. ''Sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız Ahsen'i oğlumuz Yavuz'a istiyoruz.

        Berdan Cihan Ahsen'in kendisinden isteneceğini bilmiyordu. Biraz hazırlıksız yakalanmıştı açıkcası. Karşı taraftan en büyük kendisi olduğu için Boran Karahan ondan istemeyi münasip görmüştü. Berdan Cihan kız kardeşine baktı. Rahşan hafifçe başını sallayınca cevap vermek için söze girdi.

     ''Allah'ın emridir peygamberin kavlidir. Ona sözümüz yok da. Kızımızı isteyeceğiniz kişi ben değilim.''Berdan Cihan Ateş'e baktı. Herkes pür dikkat olanları izliyordu. ''Kızı Ateş'ten, ağabeyinden istemeniz daha münasiptir.'' Deyip topu Ateş'e attı.

        Boş bulduğu pozisyonla top kendisinde kalan Ateş bir anda keyiflendiğini hissetti. Bunu beklemiyordu. Kalede Yavuz'la karşı karşıya kalmıştı. Kaçarı yoktu. Pozisyon kesin goldü de işte önünde sonunda kızı verecekti. Gol atsa bile sonunda gol de yiyecekti.

        Yavuz Berdan Cihan'ın topu Ateş'e atmasıyla tuzlu kahveden sonra kaç bardak içtiğini bilmediği suya uzandı. Dolu bardağı yine bir dikişte bitirince Ateş'e bakmaya başladı. Ateş'in pis sırıtışı resmen kalbine indiriyordu. O anda Ahsen'i kolundan tuttu gibi çekip götürmek istedi. Bütün bu strese daha fazla katlanabileceğini sanmıyordu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin