Bölüm 62 : ' Senin bende bıraktığın izlerden bir tanesi sadece'

43.3K 2.3K 136
                                    









İyi akşamlarrr... Bölümü hafta sonu bekliyordunuz biliyorum ama ben pazartesi başlayacak finallerim dolayısıyla çok yoğun olacağım için bu geceden paylaşıyorum. Gerçi cuma gecesi de hafta sonnu sayılır değil mi?

Bol bol Ahsen ve Yavuz'lu bir bölüm sizleri bekliyor güzel okurlar :) Çoğunuz da zaten bunu dört gözle bekliyordu :) Bu bölümde sizi tatmin etmezse artık pes diyeceğim :)

Başta da dediğim gibi finallerim pazartesi başlıyor ve iki hafta sürecek ardından da bütler var ve sonuç ne olur bilemem ama işi bütlere bırakmadan bitirmek istiyorum. Yeni bölüm yoğunluğun arasında ne zaman gelir bir fikrim yok ama yıl başı tatilinden faydalanıp bölümü paylaşmak tek temenim. Siz de o vakte kadar yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim :)

Sınavlarım için bolca duaya ihtiyacım var okurlarım da dualarıyla beni bu sınav haftamda yalnız bırakmayacaklardır diye düşünüyorum. Dua eden etmneyen herkesten Allah razı olsun. Şimdiden teşekkür ediyorum :)

İyi okumalar...





           

***

Sen gelirken ağlamıştın,

Orası için.

Bil, gidersen de ağlayacaksın,

Burası için...

Çünkü sen çoktan ben, ben de sen oldum için için...

***





           

Rahşan Hanım, Leyla ve Ateş şahitliğinde kıyılan nikâhı izlemeye dayanamamıştı Yavuz. Berfin'in yanından ayrıldıktan sonra olanları öğrenip koşup gelen Ziya Çetin de bir çare bulamamıştı. Berfin'i elleriyle ateşe attığını düşünüyordu genç adam. Belki de hayatının sonuna kadar affetmeyecekti kendisini. Karahan Konağından ayrılır ayrılmaz da soluğu Boran Karahan'ın yanında almıştı.

Neden buradaydı hiçbir fikri yoktu Yavuz'un. Berfin'i tek başına bırakıp kaçmıştı neredeyse. Yüreğindeki bu ağırlıkla duramazdı orada daha fazla. Durdukça nefessiz kalırdı, kendini kaybedip birilerine zarar verirdi. Yavuz Arslan Miroğlu daha fazla zarara katlanamazdı.

Boran Karahan Yavuz'u kapıda gördüğünde anlamıştı kötü bir şey olduğunu. Ses etmeden adamı içeri almıştı. 'Ne oldu' diye sormamıştı hiç. Adamı pencerenin önündeki sedirde kendiyle baş başa bırakmıştı. Anlatmak istediğinde anlatacaktı elbet. Yoksa gelmezdi buraya, niye gelsindi ki?

Yavuz telefonunun sesiyle döndü gerçek dünyaya. Fark etmemişti ama güneş çoktan batmış, hava kararmıştı. Telefonun ekranında yazan isim bütün olanlar yüzünden unuttuğu diğer kardeşine aitti. Ateş'ten haber geldiğinde Melek okuldaydı. Olanları haber vermemişti kız kardeşine. Diğerlerinin de haber verdiğini sanmıyordu.

''Efendim Melek?'' Karşıdan kopan hıçkırık beklediği cevap değildi Yavuz'un. Bu ara bütün kardeşleri ne çok ağlıyordu? Hayatı boyunca hiçbir zaman ağlamalarına izin vermemiş Yavuz Miroğlu artık buna mani olamıyordu.

''Ağ-ağabey?'' Melek'in telefonun diğer ucunda kendisine seslenişi bile ızdırap doluydu. Genç kızın yokluğunda yaşanları öğrendiği belliydi. Olanların Melek'i ne kadar etkilediği belliydi.

''Söyle güzelim.''

''Ne-neredesin?''

''Bir şey mi oldu güzelim?'' Yavuz yeni bir şeyi daha kaldırabileceğini sanmıyordu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin