Bölüm 61 : 'Ben yazılanı yaşıyorum, ilerde hak ettiklerimi yaşamak için'

40.2K 2.2K 69
                                    




        İyi akşamlar herkese... Nasılsınız? İyisinizdir inşallah? Ben bölümü yazdım, vakit kaybetmeden paylaşayım dedim. Sizleri de bekletmek istemedim :) Geçen bölüm yorum yapan oy veren herkese çok teşekkür ediyorum, iyiki varsınız, çok sağolun :) Umarım bu bölüm de aynı şekilde yorumlar yapar, görüş bildirirsiniz :) Şimdilik gidiyorum ama haftaya görüşmek üzere :)

        İyi okumalar, bol yorumlar....


***

Kader deyip geçme... Bak ne diyor sırrın sahibi; ''Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.''

***

        Ateş bir haftadır kendinde değildi. Boran Karahan'ın anlattıklarından sonra Yavuz'un da kendini toparlayamadığını biliyordu. Bir haftadır çok görüşmemişlerdi. Görüştüklerinde de adamın ciddi anlamda dağıldığının farkındaydı. Nasıl bir yol izleyeceklerine dair hiç konuşmamışlardı. Ziya Bey'in bütün itirazlarına rağmen Ali'yi konağa yerleştirdiğinde de aklı bunlarla meşguldü.

     ''Rahat mısın?'' Ali'nin arkasındaki yastıkları düzeltirken sormuştu bunu.

     ''Rahatım, Ateş tamam.'' Ali adamın omzuna dokunup minnetini sundu. Odaya giren adamlarla herkes dikkatini onlara yönlendirirken Ateş hemen ayaklanmıştı.

     ''Bir hoş geldin yok mu Ateş Karahan?'' Aybar Ağa salon kapısından girdiğinden beri ortamdaki herkes şaşkındı.

     ''Hoş mu geldin şer mi geldin öğreneceğiz. Hayırdır Aybar Ağa, hasta ziyaretine mi geldin? Bunun için kalabalık değil mi?'' Aybar Ağa'nın ardındaki adamlar Ateş'i biraz endişelendirmişti.

     ''Nikâha geldik, nikâha. Ara gelini de gelsin, bir an önce bitsin bu iş.'' Aybar Ağa buyur edilmeden oturmuştu salonun başköşesine.

     ''Anlamadım?''

     ''Anlamayacak bir şey yok Ateş Ağa. Ben nikâhı kıysın diye hocayı getirdim, sen de gelini getir hadi. Getirmem dersen vekili de olur. ''

     ''Aybar Ağa daha yeni hastaneden geldik. Yangından mal mı kaçırıyoruz?'' Aybar Ağa'nın bu kadar erken harekete geçeceğini tahmin etmemişti Ateş. Aklını allak bullak eden şeyler yüzünden bunu bile tahmin etmemişti.

     ''Ara gelsinler Ateş Ağa. '' Ateş salondan çıkarken burnundan soluyordu. Onca şeyi bilip susmak zorunda kalmak yeterince zordu bir de üzerine yaptıklarına katlanmak ekleniyordu. Telefonunu cebinden çıkarmış Yavuz'un numarasını tuşlamıştı.

     ''Alo?'' Yavuz telefonu açar açmaz Ateş konuşmaya başlamış genç adamın cevabı havada kalmıştı.

    ''Yavuz sı*tık Yavuz, sı*tık!'' Ateş aşağı avluda deli danalar gidi dolanırken kendisini dinleyen biri olup olmadığını da kontrol ediyordu. Mutfaktan çıkan karısını görünce sessiz konuşmaya başlamıştı fakat Leyla dibinde bitivermişti.

     ''Ne oldu?''

     ''Çiyeşan... Hocayı alıp gelmiş, nikâh kıyacağız gelini ara gelsin diyor. Kafayı sıyıracağım şimdi. Elimde kalacak bu adam yemin ediyorum.''

     ''Hih!'' Leyla duyduğuyla ağzını kapatmış, şaşkınlığını belli etmişti.

     ''Nasıl? Ne demek kıyacağız? Kabul ettik ya işte neden bize bırakmıyor?'' Telefonun diğer ucundaki Yavuz'un da genç kadından aşağı kalır yanı yoktu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin