Hüzün Yağmurları

22.6K 373 67
                                    

Ömür deyip gözde büyüttüğümüz kısacık bir macerayken onu ne anlamlı kılar?

Girdiğimiz savaşlardan payımıza düşen yenilgiler mi yoksa kazanmış saydıklarımız mı? Korkup ardına gizlendiklerimiz mi yoksa tüm kararlılığımızla mücadeleyi göze aldıklarımız mı? Ne daha değerli kılar yaşanan bir ömrü? Sarıp sarmalanan, sandık diplerine saklanan unutulmamış bir aşk mı? Yoksa yaşanan acının toplamı mı anlam sayılan? Verilen kayıpların eksilttikleri mi? Yoksa kalbe fütursuzca bırakılan parmak izleri mi?

Berrin için anlam saydığı anılarının ta kendisiydi. Özenle muhafaza ettiği her bir hatırasını, heybesine dolan onca acıdan sıyıramasa da, genç kadının mana saydığı tam da buydu. Yaşadıklarının dönüştüğü kadındaki payı yadsınamayacak kadar fazlaydı. Eksile eksile yaşamak dediklerini anlamlı kılmak istercesine biçilmişti kaderi. Verilen kayıptan asla eski kişi olarak sıyrılınamayacağını en iyi bilenlerden biriydi Berrin. Her kaybında ruhunun bir parçasını daha ardında bırakmış; eksilerek, dönüşerek, her seferinde umudundan tüketerek devam etmişti. Ama muhakkak etmişti... Hayat yolunun çiçeklerle bezeli bir patika olmadığını her daim bilmiş; asla daha fazlasını beklememişti. Ayağına batan her dikende, düşüp her tökezleyişinde, hiç bıkmadan, yeniden ve yeniden devam edebilmesinin tek sebebi bu kabullenmişlikti. Tıpkı Serdar'ı kabullenişi gibi...

Berrin anlam saydığı anıları nasıl acıdan sıyıramadıysa Serdar'dan da sıyıramamıştı. Serdar umut olmuş, sevda olmuş, yeri gelmiş anlam olmuştu; sonra anlamını acıya saplamıştı. Hayallerine bile nasır tutturan bir adam davetsizce hayatına sızıp, ömrüne dokunmuş ve hiçbir şeyi eskisi gibi bırakmamıştı.

Serdar içinse anlam Berrin’den daha ötesi değildi. Yelkovan akrebi Berrin’in karşısına çıkacağı o gün gelsin diye kovalamıştı sanki. O gün gelmiş ve Serdar her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştı. Hem kendi ömrünün hem Berrin’inkinin dikeni olup saplanmıştı en derine. Anlamlarını kayıplarıyla sınamış, acıyla taçlandırmıştı ve hoyrat bir rüzgâr gibi savurup atmıştı geriye kalanlarını.

Serdar önce Berrin’in aşka inancının noksanını tamam etmiş, sonra ilmek ilmek dokuduklarını tarumar eylemişti.

******

Selamlar selamlar :)

Konu başlığı açtım ama benim sınavlarım hala daha bitmedi. Zaten şu baştaki metin de kurgu hakkında pek bir şey söylemiyor farkındayım :)

Kurgu kesinlikle dram türünde baştan bilgilendireyim hepinizi. Bu hafta içinde prolog yayınlarsam biraz daha fikir sahibi olursunuz zannederim.

Ama şu kadarını söyleyeyim kurgunun sloganı : Kavuşmanın Kaderini Ayrılık Belirler... Bu da demek ki bu bir ayrılık hikayesi...

Sevgiyle kalın :)

Hüzün Yağmurları-(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin