27.BÖLÜM YENİ AİLE TABLOSU ÇİZİLDİ, İTİRAFLAR EDİLDİ-2.KISIM

Start from the beginning
                                    

Bu gerçekten çok acıydı. Çikolata kokusu çocukluğumdan beri yanımda olan sevdiğim bir insandı. Ve dillendirdiği serzenişler acılarımı hüzünlerimin kılıfına yerleştiriyordu. Ayaklanmak istedim, çektim ellerini.

Ağaç gövdesine tutunarak zor da olsa kalkabilmiştim. Gitmek istedim, kaçmayı deliler gibi istiyordum. Zincirlerimden kurtulmam gerekliydi belki de. Yüzleşecek takatim kalmamıştı.

Yanından geçecekken bileğimden yakaladı ve sırtımı ağacın gövdesine yasladı. Bedeni çok yakınımdaydı, başı eğikti ve çikolatalı gözleri kokusuyla birleşmiş, midemde uçuşan kelebeklere tango yaptırıyordu. Bu eşsizdi! Güzeldi ama dokunaklıydı ve hazırlıksız yakalandığım bir durumdu!

"Tıpkı senin de beni bir zamanlar sevdiğin gibi."

Can alıcı sözleri gafil avlıyordu, kalbimin eşsiz döşemeli yıldız sokaklarını. Nefesimi yutmuş olmalıydı, yağmur tanecikleri hızlanırken hüzün yağmurları yerini bırakıyordu mutluluk yağmurlarının fısıldadığı rüzgarlara.

Yağmuru severdim, çisem çisem yağdığında daha çok tutulurdum yağmur aşkına. Islanmak isterdim bazen doyasıya. Acılarımın ve kanayan yaralarımı temizleyen yağmur vardı benliğimde. Tutkundum ama o anda neye tutulacağımı şaşırmıştım.

Sonra fısıldadım, hecelerim sözcük yuvalarından ritimle dökülüyorken alfabelerim can çekişiyordu sızılarımın acı yaralarında.

"Benim aşkım çocukluğumda kaldı."

Yalan mıydı gerçek miydi emin değildim. Kendimi dinleyemiyordum, bedenlerimize pat pat yağmurlar düşerken sözcüklerimiz tartamıyordu kalbimizden dökülen heceleri. Çikolata kokusu canşikâr gibiydi bir nevi, dostaneydi ama ötesi vardı.

Doğruluk payı barındırıyordu dedikleri. Ama benim dillendirdiğim ne kadar doğruydu, bilemiyordum. Bu bir çıkmazdı! Kapana kısılmış, pusuya yatan kalp avcıları tarafından korkusuzca avlanmıştım. itiraflar gelmiş, yürekler sızlanmış ve bedenler can çekişmişti.

Aşk yorardı adamı, tüketirdi nefesini. Ve iki kişi tarafından sevilmek daha fazla yorabilirdi bazen. Ama en çok yoran da seven insanları sevmekti. Biri gizemliydi, ilk aşkımdı, çekiciydi ve benim özelimdi. Ve diğeri kalbimin kör kuyusunda barınan gökkuşağı gibi anılarımızı bugüne kadar saklayan olduğu gibi biriydi. Sevgisi sıcak ve samimiydi.

Bu zamana kadar sevdiği sadece biri vardı. O bendim! Biz birbirimizin çocukluk aşkıydık. Acı da olsa birbirimize itiraf etmemiz gereken bir gerçekti. Kendime itiraf edemediğim o gerçek canımı yakıyordu, yaşlarım yağmur taneciklerine karışırken yanaklarım tuzlu yaşlarım ve yağmurlarla ıslanıyordu. Kalbim ağrıyordu, dayanılmazdı ve çikolata kokusu her zamanki yine başımı döndürüyor, kalbimi fethediyordu.

"Sana inanmıyorum melek." dedikten sonra iyice yaklaştı.

Elini dayadı başımın üstüne. Kavradı belimi. Islaktı saçları, dökülüyordu damlalar dudaklarına. Hüzünlü gözleri umutla gözlerimi hedef alıyordu. Eli belimi okşuyordu, aramızdaki çekim kuvvetliydi.

"Onun ilk aşkın olduğunu düşünerek kendini kendinle aldattın Melis. Senin ilk aşkın bendim, çikolatam diye sevdiğin o insan senin ilk aşkındı."

Kaçırdım bakışlarımı, çektim burnumu, boydan boya ıslanmıştım. Yağmur şiddetliydi, gök gürlemekteydi ve ağacın altında olmamız o havada tehlike azlediyordu. Ama en büyük tehlike bedenimi titreten çikolata kokusuna aitti.

"Sen kendini aldatıyorsun belki de." Titrek ama cılızdı sesim. Alt dudağımı kanatırcasına dişledim. Başımın üzerindeki elini serbest bıraktıktan sonra çenemden tutarak kaldırdı başımı. Kurtulmak istedim ama izin vermedi, çoktan yangın alametine sürüklenmiştim.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Where stories live. Discover now