36. BÖLÜM

26K 1.9K 178
                                    

Karanlık çökünce dağda, ağaçların arasında bir yerde durup mola vermeye karar verdik. Togun ve Sugan çalı çırpı toplayıp ortaya koydu ve bende onları ateşe verdim. Hepimiz ateşin etrafında oturup bir çember oluşturduk. Bludrin tam arkamda uyukluyordu ve sırtımı yaslamam için bana iyice sokulmuştu. Bazen bunları düşününce gururlanıyordum. Evrenin şuan ki en yüce varlığıyla birbirimize aittik. Bunu annem ve babam bilseydi ne diyeceklerini tahmin edebiliyordum. "Bak bizim götü boklu Belinay'a! Büyümüşte ejderha sahibi olmuş."

Kenetli parmaklarıma bakıp gülümsedim. Bludrin düşüncelerimi duymuş olmalı ki biraz daha sokuldu bana.

"Plan nedir?" diye soran Jeminu'ya baktım. Bana göz kırptı.

"Arafın Gözü Dramen'de açıldığına göre tekrar orada kapanacak. Ama nasıl?" Kazilo düşünceli bir yüz ifadesiyle yere baktı. O sırada zaten formuna dönmüş olup Segi'nin yanında oturan kandırmaya çalıştığımız Demirkıynak, yavaşça elini kaldırıp bana baktı. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak başımı salladım ve ona istediği söz hakkını vermiş oldum. Bu nasıl bir kötü varlıktı ki!

"Bildiğim kadarıyla Araf'ın Gözü'nü kapatmak için ejderha kanına ihtiyaç var." Korkuyla uyuklayan Bludrin'e kaçamak bir bakış attı. "Yani Doğanın Kızı'nın ejderhası olmalı."

"Bunu zaten biliyoruz!" diye iğrenircesine tersledi onu Segi. Demirkıynak sinirle ona baktı.

"Arafın Efendisi oradan çıkmadan önce bunu kapatmalıyız." Kazilo başını ellerinin arasına alıp yere baktı.

"Ah, eğer o çıkarsa tamamen bittik demektir!" Jeminu yapmacık bir korkuyla göğe baktı. Demirkıynak'a bakıp yüz ifadesini inceledim. Düşünceli bir şekilde gözlerini kısmış yere bakıyordu. Hedefimize ulaşmış olmalıydık.

"Onun oradan çıkması için çağrılması gerekiyor." Raen elindeki kitabı yukarı kaldırıp hafifçe salladı. "Ve onun nasıl çağrıldığı sadece bu kitapta yazıyor." Kaçamak bir bakış attı Demirkıynak'a. Hala yüz ifadesini değiştirmemiş, söylenenleri can kulağıyla dinliyor gibi gözüküyordu. Amacımıza ulaştığımızı düşünerek heyecanla bekliyordum.

"Boşuna ümitlenmeyin." Bludrin'in uykulu sesi düşüncelerimi bölmüştü. Hepimiz Bludrin'e baktık. "Sizi dinledi ama aklı başka yerde." Pis pis sırıtarak Segi'ye baktı ve ona göz kırptı. "Segi durumu anlayarak öfkeyle ayağı kalkıp yanında oturan Demirkıynak'a baktı. İşaret parmağını ona uzatarak bağırdı.

"Sen!" Demirkıynak şaşırmışa benziyordu. "Çabuk kavanoza geri dön!" Demirkıynak da Segi gibi öfkeyle ayağa kaktı ve Segi'nin tam dibinde durup çenesini dikleştirdi.

"O niye? Ne zararım dokundu şimdi benim?"

"Beni tiksindiriyorsun!" Segi'nin sesi tıslar gibi çıkmıştı. Demirkıynak dudaklarını birbirine sıkıca bastırıp dolan gözlerini aşağıya çevirdi.

"Kendi görüntümü görseydin böyle demezdin." diye mırıldandı. Segi alayla gülüp yine aynı alaycı ifadeyle Demirkıynak'ı baştan aşağı süzüp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Gördüklerim bana yetiyor. Daha iğrenç bir görüntüyü kaldıramaz bu zavallı gözlerim." Demirkıynak başını kaldırıp tekrar Segi'ye baktı. Biraz öyle durup ardından arkasını döndü ve ayaklarını toprağa sertçe vurup karanlığa doğru yürüyüp gitti. Segi onu yakalamak için bir hamle yaptığında Bludrin'in sesi tekrar başımın içinde yankılandı.

"Bırak gitsin. Bir yere gideceği yok zaten. En azından şimdilik kaçmayı düşünmüyor. Sanırım Segi'yi bırakamıyor." Gür bir kahkaha attığında bende istemsizce kıkırdadım. Segi sinirle dönüp ormana doğru ilerledi.

DRAMEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin