12. BÖLÜM

43.8K 3.1K 654
                                    


Multimedia: Raen

Yavaşça gözlerimi açtığımda herşeyi buğulu gördüğümü fark ettim. Tekrar gözlerimi açıp kapadığımda yavaş yavaş görüntü netleşmeye başlamıştı. Meşalelerle aydınlatılmış bir mağarada olduğumu anlamam çok sürmemişti. Burayı hatırlıyordum.

Bludrin'in evindeydim.

Yattığım yerden yavaşça doğrulup gözlerimle Bludrin'i aradım.

"Yine mi beni arıyorsun?" Bıkkın bir ses kafamın içinde yankılansa da nereden geldiğini biliyordum. Arkamı dönüp Bludrin'e baktım. En son ne olmuştu?

Deniz, Hilly, Raen ve ben... Ah tanrım! Ne yapmıştım ben öyle?

"Yaptıkların mı gözünün önüne geldi?" Onaylarca başımı salladım.

"Bunu yapmamalıydım."

"Ölmeyi mi tercih ederdin? Gücünü kullanmasan kurtulamazdın. Yüzmeyi bile bilmiyorsun."

"Onunla konuşmaya çalışmalıydım ilk önce." Sesim perişan çıkıyordu.

"Büyü altında olan biriyle mi? Gerçekten de bu kadar saf mısın?" Dudaklarımı büzüp Bludrin'e baktım.

"Sadece pişmanım."

"O zaman sana saldırdıklarında karşılık verme. Öl gitsin." Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.

"Gerçekten mi?" Bludrin önce aptalmışım gibi yüzüme baktı ve sonra da güzel, buz mavisi gözlerini bıkkınca devirdi.

"Dalga geçtiğimi bile anlamıyorsun."

"Önemli bir şeyi yoktur değil mi?" Bludrin uzunca bir süre yüzümü inceleyince yine hakaret edecek ya da cevap vermeyecek sanmıştım.

"Yok. Gidip baktım. Raen onu kurtardı."

"Gidip özür dilemeliyim." Ayağa kalkıp ellerimle üstümü sildim.

"Sen kendinden başka herkesi düşünür müsün? O kız seni öldürmeye çalıştı, farkında mısın?"

"Biliyorum ama-"

"Daha ne aması olabilir ki? Sen sadece kendini korudun." Ses tonu sakindi ama kızmaya başladığını hissedebiliyordum.

"Ona zarar vermeden de kendimi koruyabilirdim."

"Belki. Yüzme bilseydin."

"Korkuyorum ama... Öğreneceğim." Bludrin bana alayla baktı.

"Göreceğiz."

"Ne kadardır baygındım?"

"Öğle vakti şuan." Beni evde arayıp da bulamayan kimse, beni merak etmiş olmalıydı. Aslında kimse umurumda değildi. Sadece Raen'i gördüp ona açıklama yapmak istiyordum. Onun üzerinde nefret büyüsü olmasa da şimdi nefret etmesi için bir sebebi vardı. Onu hemen bulmalıydım.

"Her şey için teşekkür ederim Bludrin. Görüşürüz."

"Görüşmeyiz. Hoşçakal." Yüzümü buruşturup ona baktıktan sonra çıkışa doğru ilerledim. Bu yaşlı, koca ejderha neden beni istemiyordu ki? Sanki bayramda onu kurban edecektim!

Sahi, ne kadar kilo et çıkardı acaba?

"Ben öldüğüm zaman parça parça dağılırım. Kimse benim etimi yiyemez! Saçma düşünceler..."

Bludrin'in sesini kafamın içinde hissettiğimde arkamı dönüp mahcup bir yüz ifadesiyle ona baktım. Sonra önümdeki duvar hareketlenince kendimi dışarı attım. Bludrin düşünce okuyabiliyordu ve ben onu ne biçim düşünmüştüm. Ah, aptal ben!

DRAMEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin