35. BÖLÜM

27.1K 1.8K 140
                                    

Gamayan'dan çıkıp ejderhaların dönüştüğü yere gelmiştik. Birkaç dakika sonra yola çıkacaktık. Ejderhalar henüz formlarını almamışlardı. Bludrin'le sarıldık. Formunu alana kadar birbirimize sıkıca sarıldık.

"Sadece bunu özleyeceğim." dedi. Gülümsedim.

"Bende özleyeceğim." diye karşılık verdiğimde Bludrin'den parlak, beyaz bir ışık hüzmesi yayıldı. Benden uzaklaşıp birkaç adım geriledi. Diğer ejderhalarda gerilediler. Bludrin dönüşürken ki gibi yine sadece bana bakıyordu. Gözleri gözlerime kenetlenmişti. Beyaz ışık parladı, parladı ve gözlerimizi kamaştırdığı için gözlerimizi kapamak zorunda kaldık. Gözlerimi tekrar açtığımda Bludrin hala karşımda duruyordu. Gerçek formunu almıştı. Ona gülümsedim.

Zei ve Haglin çekinerek yanıma geldiler. Sorarcasına baktım ikisinede.

"Şey..." dedi Zei yanımda duran Gamayun'a bakarak. Arkasından tüylerle yapılmış birkaç tane taç çıkardı. Taçlar gerçekten çok güzel görünüyorlardı. "Bunları yerde buldum. Sanırım sizlere ait. Bize yardımcı olduğunuz için minnettarlığımızın bir göstergesi olarak düşünün lütfen." Haglin'de arkasından yine tüylerle yapılmış bir çerçeve çıkardı. İçinde bize yardımcı olan Gamayun'un resmi vardı ve bu resim elle çizilmişti.

"Ve bunu..." diyerek uzattı elindeki çerçeveyi Haglin. Gamayun'un gözleri parlamıştı. Onların bu nazik hareketine hayran kalmış gibi görünüyordu. Özellikle de çerçeveye... Parlayan gözlerini Haglin'in gözlerine sabitledi.

"Bu gerçekten... çok güzel." dedi kısık bir ses tonuyla. Gamayun'un yanakları mı kızarmıştı? Haglin çekinerek çerçeveyi Gamayun'a uzattı. Gamayun çerçeveyi alırken ellerinin titrediği gözümden kaçmamıştı. Burada neler dönüyordu?

"Aynı düşünceleri paylaşıyoruz." Bludrin'in sesi kafamda yankılanmıştı. Ona bakıp dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalıştım.

"Her şey için teşekkürler. Bu iyiliğinizin karşılığını muhakkak ödeyeceğiz." Jeminu araya girip Gamayun'a elini uzatmıştı. Gamayun Jeminu'nun elini sıkarken gülümsedi. Kazilo bize döndü ve iki elini birbirine sürttü.

"Haydi, yola koyulma vakti!" Başımı sallayıp Bludrin'in sırtına oturmak için hava elementini kullanıp havalandım. Bludrin ile birlikte Gamayun'a yaklaştık.

"Eğer gireceğimiz savaştan sağ çıkacak olursak sizi evimizde ağırlamayı çok isteriz." Dedim.

"Bizim için şeref olur." diye ekledi Bludrin.

"Teşekkür ederiz. Mutlaka geleceğiz." Gamayun, geleceğini söylerken Haglin'e bakmıştı. Ama Haglin ejderhasına binmekle meşgul olduğu için bunu görememişti. Herkes hazır olduğunda ejderhalar kanatlarını çırptı.

"Hoşçakalın!" diye bağırdık hep bir ağızdan. Planlasak bir anda söyleyemezdik herhalde. Gamayunlar gülümseyerek el salladılar. Yavaşça havalanırken Raen'e baktım. Hemen yanıbaşımda duruyordu. Ona gülümseyip el salladım.

"Daha ne kadar yolumuz var?" diye sordum Bludrin'e.

"Çok var." deyince iç geçirmeden duramadım. Tekrar Raen'e baktım. Ejderhasının üzerinde sırt üstü uzanmış, ellerini de başının altına koymuştu. Neredeyse akşam olmak üzereydi ve henüz çok yolumuz vardı. Bende Raen gibi yattım ve ellerimi başımın arkasına aldım. Gözlerimi kapatıp hayal ettim.

Savaşta galip geldiğimizi hayal ettim. Dramen, eski huzuruna kavuşuyor. Raen'le evleniyorum. Zei de Potan'la evleniyor. Bir sürü çocuklarım oluyor ve sorunsuzca adamızda yaşıyoruz. Son.

"Çok kısa bir hayal değil mi sence de? Ben neredeyim mesela?" Bludrin'e kıkırdayıp hayalimi tekrar gözden geçirdim.

Savaşı Bludrin'le birlikte kazanıyorduk. Raen'le evlenirken nikahımızı Bludrin kıyıyordu ve balayına giderken Raen'le birlikte Bludrin'in sırtındaydık. Son.

DRAMEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin