7.BÖLÜM

49.6K 3.5K 501
                                    

Multimedia: Raen

Heyecanla olduğum yerde beklerken toprak sarsıntının kesilmesini diledim. Önümüzdeki duvar toprak biraz aşınmıştı. Biraz daha aşınsa sanırım burnum gözükecekti.

Nihayet toprak sakinleşti ve ayak sesleri başka yöne doğru ilerledi. Biraz daha olduğumuz yerde bekledikten sonra derin bir nefes verdim ve toprak bizi bıraktı. Raen derince nefesler almaya başlayınca kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Hava." dediğinde etrafımızda bir hava akımı oluştu. Raen çok derin bir nefes alıp bekledikten sonra normale döndü.

"İyi misin?" diye sordum çekinerek.

"Merak etme." dedi ukalaca gülümseyerek. "Güçlerini emmeden ölmeyeceğim." Gözlerimi devirip platforma oturdum. Bacaklarımı suyun altında sallandırırken ayın göldeki parıltısına baktım.

"Neden bana yardım ediyorsun?" Bir süre konuşmayınca ona baktım. O da benim gibi suya bakarken dik toprağa yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Güçleneceğin zamana kadar seni kardeşlerimden korumam gerek."

"Ya onlara ya da sana zarar verirsem?" Alayla gülerek bana baktı.

"Zarar vermek isteseydin şimdiye dek verirdin. Üstüne atladım, bıçak fırlattım, odana girdim. Sen hiçbir şey yapmadın. Çünkü içten içe suçlu olduğunu biliyorsun."

"Böyle doğmak benim hatam değil." Birşey demeyince önüme döndüm.

"Hep böyle onlardan kaçmak zorunda mı kalacağım?"

"Onlardan? Güçlendiğinde benden de kaçmak zorundasın. Gerçi seni her yerde bulurum ben." Tekrar gözlerimi devirdim.

"Ya güçlendiğimde sizi öldürürsem?"

"İlk güçlenmeye başladığınızda elementlerinin sizi yoruyor ve halsiz kalıyorsunuz. Yani öyle birşey olmayacak." Kaşlarımı çattım.

"Ben...daha fazla güçlenmek istemiyorum."

"Korkuyor musun?" diye alayla sorarken ciddiyetke gözlerine baktım.

"Korkuyorum. Etrafımdakilere zarar vermekten, kendimi tutamamaktan korkuyorum." Raen'in yüzündeki alaylı gülüşü derin bir nefes almasıyla geçti.

"Korkmana gerek yok. Ben hava elementini almış olacağım. Bir elementin eksik olunca diğerlerini de doğru dürüst kullanamazsın ve dövmelerin silinir." Güldüm.

"Bunu sana söylemem ne kadar doğru olur bilmiyorum ama ben zaten...güçlüyüm. Öfkemden birini öldürecektim. Segi...beni durdurmasaydı." Sonlara doğru sesim kısıldı ve Segi'yi düşündüm.

"Yarın kurula söylemelisin."

"Neyi?"

"Potan'ı. Seni vurduğunu ve evini bastığını... Korunman gerek."

"Bunu kimseye söylemememi istemiştin."

"Şimdi de söylemeni söylüyorum. Seni her defasında koruyamam. Kardeşlerimle senin yüzünden aramı açmam." Onaylarcasına başımı salladım.

"Artık gidebilir miyiz?" diye sordum ona yalvaran gözlerle bakarak. Uykudan gözlerim kapanmak üzereydi.

"Gidelim. Sessiz olmaya özen göster." Yine başımı salladım ve hava yardımıyla uçarak yere indik. "Havayı kullanarak daha hızlı gideriz."

"Uçacak mıyız?" Soruma havalanarak cevap verdiğinde bende peşinden havalandım. Yorgun bir sinek gibi zikzaklar çizerek gidiyordum. Elementimi kullanırken daha iyi hissetmeme rağmen çok da yorgun hissediyordum. Kendimi taşıyamıyordum.

DRAMEN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now