10. BÖLÜM

46.8K 3.5K 637
                                    

Multimedia: Bludrin (Güneşin Nefesi)

Hemen banyoya girerek üzerime havlumu sardım. Çıkmadan önce elimi hızla atan kalbime götürüp derin bir nefes aldım. İçeri girer girmez Raen tekrar hıçkırdı.

"Seni yarı çıplak görmekten bir gün gözlerim kanayacak diye korkuyorum." Gözlerimi devirip yatağa oturdum.

"Birşey mi oldu?" diye sordum merakla.

"Hava durumu düzelince haline bakmaya geldim." Duraksayıp bana doğru harekete geçince kalbim daha da hızlandı. "İyi misin?" Konuşursam sesimin heyecandan titreyeceğini düşünüp onaylarcasına başımı salladım. O da başını salladıktan sonra yanıma oturdu.

"Kardeşlerimin üzerindeki büyü kalkmadı Belinay. Hala seni öldürmek istiyorlar. Tanrım, iyi ki Kluvix'im var. Ona dua et yoksa ben şimdiye kadar senin işini bitirmiştim." Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"O...ne?"

"Kim demen gerekir. Kluvix benim ejderham." Anladığımı belirten bir ses çıkarıp ona döndüm. Bir süre bir sessizlik oldu.

"Paki ya sen? Beni öldürmek istemediğini biliyorum. Ama güçlerimi almak istiyor musun hala?" Raen tereddütle gözlerini kaçırdı. Geçen sefer beni kollarının arasına alırken istemediğini söylemişti.

"İstiyorum, ama almayacağım. Seni...kardeşlerimden korumak zorundayım. Kurul beni görevlendirdi."

"Neden sen?"

"Kardeşlerimin karşısına geçtiğimde aramızdaki bağ sayesinde o anlık vazgeçecekler. Tabii ki bunlar sen ölene kadar devam edecek."

"Anlamıyorum. Kendilerine büyü yapıldığını görmelerine rağmen neden hala..." Ellerimi yanaklarıma bastırıp derin bir nefes aldım.

"Büyü çok güçlü. Ya yapan kişi ya da ejderha bağı bozabilir. Tabii ölümünde öyle." İrkilip yutkundum. "Merak etme. Ölmene izin vermeyeceğim." Sesi o kadar güven verici çıkıyordu ki rahatlamama engel olamadım. Ona gülümsedim.

"Hadi git işini devam ettir." deyip ayağa kalktı. "Kardeşlerimin yanına gidiyorum. Onları bulamazsam geri gelirim."

"Tamam." diyerek bende ayağa kalktım. Raen'in gözleri bir an üzerimi süzünce hıçkırdı ve hemen ortadan kayboldu. Hızla işlerimi halledip giyindim. Altıma pembe bikini giyip dışarı çıktım. Göle gitmek istiyordum. Orası huzurlu ve sakindi.

Yavaş adımlarla yürüyerek göle vardım. Hemen platforma inip üzerimdekileri çıkardım. Göle girip suyun hissettirdiği o muhteşem hisle gözlerimi yumup gülümsedim. Saatlerce sıkılmadan suda oyalandım.

Bir hıçkırık sesi duyduğumda yukarı baktım. Kaşları çatık, sinirle soluyan Raen'i karşımda görünce yüz ifadesine şaşırdım.

"Sana öldürüleceğini söylüyorum, sen kimseye haber vermeden ortadan kayboluyorsun! Canını hiç umursamıyor musun sen!" diye bağırınca sert bir rüzgar saçlarımı geriye doğru savurdu.

Korkuyla gerileyip ağzımı araladım. "B-ben...şey...ö-özür dilerim Raen." Raen'in çatık kaşları seğirdi.

"Sakın bir daha yapma aptal kız, haber vermeden ortadan kaybolma, sakın!" Bu sefer sesi daha sakin çıkmıştı. Sert esen rüzgar hafiflemiş nazikçe çıplak bedenimi okşuyordu.

Çıplak? Lanet olsun! Raen'in yanında birkez daha yarı çıplaktım. Yanaklarımın rengi bikinime uyum sağlarken platforma çıkıp elbisemi giydim. Raen'in tekrar hıçkırdığını duyunca gülümsedim. Merdiveni kullanarak yukarı çıktım ve yanına giderken sordum.

DRAMEN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now